• 37
    hikayesini yazmaya başlasak 1990'lara falan inmemiz gereken kadro. takımın başında olan isimleri de katarsak daha da geriye...

    1995-1996 sezonu biterken ortada çoğu yönetim tarafından gözden çıkarılmış, transfer olsa hiçbirinin arkasından taraftarın ağlamayacağı kalabalık bir yerli oyuncu sürüsü vardı. o kadronun içinden bir grup yerli oyuncunun, döneminin ilerisinde bir oyun anlayışında ısrar eden bir staff ve üç sene arka arkaya gelen birer dünya çapında takviye ile 2000 yılına kadar gitmesi bile başlı başına bir hikaye.

    üzerine bir de bireysel öyküleri ekleyince ufak bir kitap yazmak işten bile değil.
  • 38
    aslında öncesi ve sonrası da efsane olan kadro.

    98-99 yılında 24 takımla oynanan şampiyonlar ligi grubunda 2. olmasına rağmen en iyi ilk iki 2. arasına giremediği için çeyrek finalin kapısından döndük. hele o son maç yok mu son maç. hakan şükür cezalı olması biz o gün ihtiyacımız olan 1 puanı alırdık.
    (bkz: 9 aralık 1998 athletic bilbao galatasaray maçı)

    99-2000 zaten en şanlı yılımız. uefa kupasının bugünden daha zor ve prestijli olduğu dönemler. şampiyonlar ligi gruplarında o kadar iyi oynamamıza rağmen talihsiz mağlubiyetler almış ve 4 maçta alınan 1 puan ile neredeyse elenecek iken son 2 maçta gelen 6 puan ile 3. olarak uefa kupasında yola devam etmiştik. şimdilerde pek sevmediğimiz güntekin onay ne güzel de hakkımızı vermiş. 26 ekim 1999 hertha berlin galatasaray maçında tugay'ın golünden sonra biz bunu aslında çoktan hak etmiştik diyor. bu arada hertha berlin maçında hagi yoktu. uefa yolunda kaldığı yerden devam etti. zaten o sezon ligde de neredeyse yarısında oynamamıştı. yani yıldızlar da yeri gelir oynamayabilir.

    2000-01 yılında ise şampiyonlar ligi çeyrek finalinde los galacticos real madrid gelmese ve daha önce o seviyelerde tecrübesi olsa şampiyonlar ligi şampiyonu olabilecek potansiyeli de vardı. nitekim 1 yıl önce uefa kupasını alırken yarı finalde elediğimiz leeds united da şampiyonlar ligi yarı finalinde elenmişti. tabi o sezon hakan şükür/jardel değişimi de etkili oldu. bugün için kıyaslarsak osimhen hakan şükür, icardi ise jardel tipindedir. ancak hakkını yemeyeyim icardi biraz daha hızlı. jardel kamyon gibiydi ama son vuruş söz konusu ise icardi'den bile bir adım daha öndeydi.
  • 39
    o dönem sosyal medyanın olmaması ve ülkenin siyasi rejiminin fenerbahçe'ye bu dönemki kadar destek olmamasının ( tsk meşguldü!, 28 şubat vs.) da etkisiyle ve herşeyden önemlisi de genç bir imparatorun (bkz: fatih terim) varlığı sayesinde ülke futbol tarihinin değiştiği bir dönemdi.
    1990-2000 arasındaki 10 yıllık süreçte fenerbahçe yalnızca 1 şampiyonluk alabildi. aldığı o 1 şampiyonluk da yine trabzonspor'un aptallığından olmuştu. (gerçi kendileri camia olarak bu durumdan çok da rahatsız değiller - halk hariç).

    yani siyasetin ülke futboluna en az etkisinin olduğu yine fenerbahçeli federasyon başkanlarına rağmen, galatasaray'ın zirveye çıktığı dönem olmuştu. o kadro da böyle bir ortamda oluştu. aynı kadro günümüzde olsa, bu denli başarılı olamazdı. çünkü gerek siyasiler gerekse burjuva uşağı federasyon başkanı her türlü rezilliği yapardı. en önemlisi de taraftar sosyal medyada oyuncuları linç ederdi. hagi koşarak uzaklaşırdı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın