• 2001
    bu camiada hagi, bülent korkmaz, metin oktay hibi isimler zikredilirken akan sular duruyorsa, bu isimler ağza besmeleyle alınıyorsa kimse vefasızlıktan söz etmesin. vefayı maddi çıkara bağlayanlar vefa adı altında duygu sömürüsü yapıp kendine bir şekilde kazanç sağlamaya çalışan zavallılardır. taraftarın hakeden isimlere duyduğu sevgi, gönül bağı vefanın ta kendisidir.
  • 2003
    futbol federasyonuna yolladığı 16 ocak 2012 tarihli ihbarname ile, düşüncesi bile korkunç olan şeyler aklıma geliyor.

    eğer olur da korktuğum başıma gelirse; emek hırsızı, ahlaksız, dolandırıcı ve hatta umut taciri şikeciler yüzünden olası bir şampiyonlar liginden men edilme cezasında kurunun yanında yanacak yaş olursa yıkılırım. gerçekten.

    şu zamana kadar kötü giden her şeyin içinde benim yüzümü güldüren sadece galatasaray oldu ve beni yanlız bırakmayan da. umutlarım var benim o'na dair.
    eğer bi allahın kulu bir kez daha benim umutlarımı yerle bir ederse çok büyük ah alır. zaten başka bir şey yapmaya da gücüm yetmez sıradan bir taraftarım ben çünkü.

    bari bu kez hayallerim yıkılmasın.
    lütfen...
  • 2004
    hayatımın her parçasında, az ya da çok, olan. şiir yazıyorum ben, şiirlerimde bile var galatasaray. diğerlerine göre pek iyi değil ama, akatalpa'nın ocak 2012 sayısında yayımlanan şu şiirim, misal:

    --- alıntı ---

    en büyük cimbombom diyorum bir de sen
    elimde bengal meşalesi dilimde bir sevdâ türküsü
    boşlukta yürüyoruz ezilmiş kaburgalarım ve ben
    mecidiyeköy’de hatırlıyorum gözüm açık ölümü

    ali sami yen yıkıldı gitti şimdi sıradaki sen misin
    kuşkusuz yaşadığım insanlığın en büyük sürgünü
    kurtar beni: gol olacak ve anons edilecek ismin
    eğer bahşedersen bana bir sevmenin en güzel golünü

    en büyük cimbombom diyorum şampiyon sen
    geride kalsın bütün hatalar bazen silmek lazım dünü
    ne anılar var yaşamışız bir isyan coşkusuyla sen ve ben
    hatırladıkça bitecek kaybetmenin o acımasız hüznü

    (bkz: akatalpa, ocak 2012)

    --- alıntı ---

    işin enteresan yanı, mesela o son dörtlüğü yazarken, dedim ki: cimbom'um şampiyonluklardan bile büyük, sen şampiyonluklar kadar büyük. geride kalsın, hem sana işlediğim tüm hatalar; hem cimbom'umun kötü günleri. sen anarşist ben sosyalist, isyanı severiz; cimbom'um haramilere ne güzel direnmişti, nasıl isyan etmişti! ve son olarak, hatırlayalım mı geçirdiğimiz güzel günleri, dik durmayı, hür efkârı? çünkü hatırladıkça beraber yaşadıklarımızı, gene yaşayacağız onları; çünkü cimbom'um hatırladıkça baba gündüz'leri, metin'leri, bülent'leri, hagi'leri, gene kükreyecek, daha da kükreyecek, yeni tugay'ları konuşacak, yeni fatih'leri...

    işin hâsılı şu: en sevdiklerimle ben, parçalının iki yarısıyız. biz beraber, biz dostken galatasarayız.

    galatasaray, bu kadar hayatımda işte. iyi ki varsın cimbombom!
  • 2009
    yıllarca uğraşsın didinsin götünden soğuk terler aksın türk futbolu'nun bir nebze bile olsun götünü başını toparlasın.
    avrupa'ya gitsin kupalar alsın yanlış bilinen imajı düzeltsin. dünya sıralamasında ilk kez bir türk takımının ismini ilk sıraya yerleştirsin.
    o düşman kesilen güya ezeli rakipler senin sayende avrupa'da maç yapabilsin şampiyonlar ligi'ne uefa ligi'ne katılabilsin.

    yani işte türk futbolu'nun süperman'i ol. tek başına sırtla her şeyi. mağdur değil mağrur dur herkese karşı...

    sona mahallenin delisi fenerbahçe gelsin senin yıllarca emek vererek çizdiğin bu imajın götünü başını bir anda dağıtsın. bizler de hiç bir şey yapamayalım elimiz kolumuz bağlı izleyelim.

    hakikaten adaletini sikeyim senin dünya.
  • 2013
    şeyh edebali'nin osman gazi'ye nasihat ettiği gibi cahillerin arasında kalmış alim gibidir kulübüm.

    nihat özdemir hasbelkader galatasaray kongre üyesi olsaydı da bu lafları etseydi oradaki gibi çılgınca alkışlamayı bırak yüzüne bakmazlardı bu adamın. biz de burada yerin dibine girer sus pus olurduk. 600 yıllık kültürüne geleneğine kurban olayım ama artık şu masayı çıkarıp vurun. biz çok sıkıldık..
  • 2014
    öncelikle hatırlatmak isterim. (bkz: #846253)

    --- alıntı ---

    bizim kimseyi alt etme gibi bir düşüncemiz yok. ne ceza verirlerse versinler, bizim hiç umurumuzda değil. isterlerse fenerbahçe'ye hiç ceza vermesinler.

    --- alıntı ---

    (bkz: refik alkan)

    oh be. daha güzel ayar olamazdı. fenerbahçe'nin böyle ağlayıp acı çekmesine, bize bok atma çalışmalarına verilecek en güzel cevaptır. umrumuzda değil, biz doludizgin gidelim, avrupa'da başarı yakalayalım, onlar böyle ağlayıp dursun. yok ana sütü, yok yarım puan, ligtv'nin götünü yalama, lafları kıvırma çabaları falan derken uykusuz kalsınlar.

    bizim tek rakibimiz yine kendimiz. sadece kendi belirlediğimiz hedeflere ulaşma konusuna konsantre olmak gerekmektedir. zira kulübümüzün kuruluş amacı yabancı takımlara karşı başarı elde etmektir. bu konuda yönetimimiz durumu son derece iyi bir şekilde idare ederken, taraftar olarak bizler de buna paralel bir duruş göstermeliyiz. fenerbahçe'nin gerçek yüzü ve karakteri zaten tüm kamuoyu tarafından anlaşılmıştır. bu konuyla ilgili bir hareketimiz veya yorumumuz olmasına gerek yoktur. tam tersi bir durumda onlar çok daha ağır darbeler vururlardı bize, evet, ancak biz onlar gibi kin ve nefretle hareket edecek kadar karaktersiz, zayıf ve küçük değiliz. ne provokasyona da gelmeliyiz, ne de onlarla ilgili vakit ve enerji harcamalıyız. hukuk ve tff karşısında kendilerini kurtarma ayaklarını, acizce etrafa dil uzatmalarını ve bu saçma edebiyatlarını acıyarak takip etmek, hatta takip bile etmemek, kendilerini kaale almamak galatasaray'a yakışan tavırdır. şike konusunun gündemimizde olmasının tek sebebi avrupa kupalarına katılmamızın engellenmemesi amacının olması son derece rasyonel ve düzgün bir tavırdır. çünkü ucuz muhabbetlerle uğraşacak bir kulüp değiliz.

    ünal aysal'ın kulübe getirdiği bu farklı, rasyonel ve asil tavrın biz taraftarlarca da bir an önce benimsenmesi tek dileğim.
  • 2017
    mehmet ali birand: taraftarlar size destek olsunlar, yuhalamasınlar diye bilet verilerek kontrol ediliyor mu ?

    ünal aysal: veremeyiz, vermeyiz. kusurabakmasınlar, onlar da bizim gibi galatasaray'a hizmet etmek için varlar adı üstünde 'taraftar' nasıl ki ben 5 kuruş maaş almadan günümün 80% ini kulübün işleriyle uğraşarak geçiriyorsam, onlarında hizmet mesuliyeti para verip bilet alarak maça gelmek, store'a gidip alışveriş yapmak, takımının üniformasını satın almaktır. hepimizin amacı galatasaray'a hizmet etmektir. aksi takdir de kulüpten nemalanan, menfaatçi durumuna düşen bir güruh ortaya çıkar ki işte bu taraftar olarak adledilemez.

    galatasaray nedir?
    biz galatasarayin neyiyiz?
    büyük bir is adimi gününün % 80 inini neden karsiliksiz olarak harcar?
    galatasarayi destekliyorum diye hizmet mesuliyetim mi var?
  • 2019
    2011-2012 futbol takımı kadrosu pamuk ipliğine bağlıdır. şöyle açıklayayım. kadroda gerçekten kalbur üstü futbolcular var. bir çoğu mevkilerinde ülkenin en iyisi avrupa'da hatırı sayılır yerleri var peki sonrası? sonrası felaket. eboue'yi yedekleyen sabri en yi zamanında eboue'nin % 60'ı kadar katkı verebiliyor şu aralar % 30. baros'u yedekleyen sercan. en iyi zamanında % 30'u olur baros'un şu anda %10. bir de sakatlanmasından çok korktuğum selçuk var ki onun yerine yazılabilecek tek isim engin baytar o da istikrar fakiri. istikrar demişken yedeklerinizin kalitesi elbette aslar kadar olamaz ama en azından (yine yüzdelerle anlatırsak) asların %70'i kadar katkı verebilmesi lazım ayrıca belli bir istikrarda oynayabilmeleri lazım. mesela sercan ne oynayacağı belli değil, sabri de öyle veya kazım, veya gökhan zan, hatta riera. yazı tura gibiler iyi olurlarsa rakibi kötü gelirse bizi yakıyorlar. sözü getirmek istediğim nokta evet ben de transfer delisi değilim ama ilk 11'e güç yedeklere de zenginlik getirecek takviyeler mutlaka yapılmalıydı, maalesef olmadı, olacak gibi de görünmüyor. necati ateş, kamil grosicki, olcan adın, olabiliyorsa alper potuk ve holmen gibi isimlerden en az 3 tanesi az önce belirttiğim kadro kalitesi ve derinliğini oluşturabilirdi öyle çok büyük isimlere de gerek yoktu yani. şunu unutmamalı ki bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür ve bazı halkalar eksik olunca bizim zincir çok da sağlam olmuyor.
  • 2020
    helva gibi bir kulüp olduk nasıl olduysak artık... kim getirdiyse bizi bu hale artık allah'ından bulsun. dört yıldır otuz altı tane teknik direktör gelip gitmiş doksan sekiz tane oyuncu gelmiş gitmiş florya metin oktay tesisleri ali babanın çiftliği olmuş yönetici-sporcu ilişkileri rezalet, mali yönden sıkıntılı bir camianın bir anda bütün çehresi değişmiş en başta başkanı sonra kulüp yöneticileri, profesyoneller, futbol, basketbol vs bir sürü alanda değişime uğramış ve bundan kısa vadede olumlu sonuçlar almış bir camia ve o camianın taraftarı nasıl olur da iki maçta kaybedilen puanlar sonrasında bu kadar yüksek ses çıkartabilir. sokarım transferine de shaqirisine de ronaldinhosuna da... meloyla, selçukla, enginle, semihle, barosla çıktık biz bu yola. hepsini attım bir kenara imparatorla çıktık bu yola. takım olmak için çıktık bu yola biz. bir oyuncu gelsin takımı değiştirsin diye beklemiyorum ben. bizim takım oyuncuyu değiştirsin istiyorum. sistem istiyorum ben. shaqiri yoksa emre var, ronaldinho yoksa engin var morinho yok imparator var. transfer yok takım var. elin şakiri gelmedi diye iki puan kaybettik diye ne kimseye sitem ederim ne de tirip atarım. yıllar sonra florya eski haline döndüyse, takım içi disiplin varsa, sevgi varsa gerisi teferruattır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın