• 5803
    ağır ağır bundesliga'ya doğru yol alması gereken kulübüm. başarının kıskanıldığı bir ülkede* en başarılı olmak, en büyük olmak biraz daha fark açılmasın diye artık medyanın da gücüyle dayanılmaz saldırılara maruz kalmamızı sağlıyor. bu noktadan sonra seyirci sıkıntısı çekmeyeceğimiz ülkelerden birinde* ufak bir takım satın alarak aynı isimle, aynı logoyla daha önemlisi aynı ruhla sahaya çıkıp kuruluş felsefemizden uzaklaşmadan her hafta türk olmayan takımları yenme fırsatı yakalayabiliriz. ilk etapta alt liglerde pilot takım gibi kullanılıp, üstlere doğru çıktıkça gücümüzü oraya verebiliriz. türkiye'de ise daha küçülebilir hatta zamanı gelince futbol branşından çekilebiliriz.
    türkiye'de her ortam olduğu gibi futbol da çok kirlendi. taraftarlık bile bu kadar kirlenmişken başka radikal kararlar almalıyız.
  • 5806
    sağcısı-solcusu, her türlüsü iğrenç bir şekilde saldırıyor.

    fransız diyorlar...
    fetöcü diyorlar...
    vatan haini diyorlar...
    terörist elebaşı apo ile beraber zikrediyorlar...
    mason diyorlar...

    ama bu ülkeye tüm siyasi partilerden, tüm kulüplerden, tüm belediyelerden, tüm holdinglerden, tüm medya sektöründen, tüm taraftar yığınlarından daha fazla faydası dokundu bu kulübün. hatta bir önceki devlete de...

    cumhuriyet gazetesi ile beyaz tv neden aynı noktada buluşuyorlar? sosyologlar incelemeli. bu ülke insanının hak ettiğinden daha iyisi olan tek gözönündeki camia. arabesk kültürünün, tembel ve sünepe kültürünün, uzağında düzgün olmanın getirdiği bir yalnızlık.

    biz de acı çekelim istiyorlar. iktidarın nimetlerinden faydalanmıyoruz. adamlar her seferinde kazıklıyor. ses çıkarmayıp, çalıyı dolaşıyoruz. iktidar sevinmiyor. daha fazla bileniyor. muhalefet, onlarla aynı dili konuşmuyoruz diye bizi iktidarla beraber görüyor.

    bu ülkede kendisinden daha temiz bir siyasi parti, medya kuruluşu ve spor kulübü yok.

    daha köklü bir eğitim kurumu yok. neredeyse orta çağlara kadar uzanan bir kültür. bu ülkenin kökleri bile bırakın 1923'ü, 2002'den geriye gitmiyor artık.

    velhasıl-ı kelam, yönetimin hukuk seferberliği başlatmasını ve ne kadar iftiracı varsa hayatlarının kaymasını istiyorum. gerekirse genç galatasaraylı avukat kadrosu kursunlar. bir yıl bize maliyeti getireceği marjinal fayda karşısında çok az olacaktır.
  • 5808
    30 eylül 2015 fc astana galatasaray maçı olduğu gün beni sonraki bir zamanda arkadaş çevremden biriyle yatıp aldatan bir kızla zaman geçirmeyi tercih etmiştim. değdi mi buna? kesinlikle değmedi. maçta kazanamamış olsak bile bir kız uğruna maçı izlememeye değmedi. o günden sonra bir daha bir maçımız varken hiç kimse için galatasaray'ımızın maçını izlememezlik yapmadım. hayatımda aldığım en büyük derslerden biriydi. ve ne zaman bu maçla ilgili bir görüntüyü tv'de görsem o kızı hatırlarım. ne maçı(skordan dolayı) ne de kızı hatırlamak istemiyorum.

    demem o ki, hiçbir kadın/erkek için galatasaray'dan bir anlık vazgeçmeye değmiyor. o kişi gidiyor ama geriye hep galatasaray kalıyor. bu yüzden bizim asıl ve sonsuz sevgilimizdir galatasaray. sevgililer günümüz kutlu olsun.
  • 5814
    çok büyük bir spor kulübü. biricik sevgilim. hatırlarsanız geçen hafta oynanan trabzon maçından sonra tüm türkiye çalkalandı. rakip takımın başkanı tarafından emperyalist düşman ilan edildi. tüm spor programları 7/24 bu maç hakkında konuştu. sosyal medyada bildiriler ilan edildi vs.

    peki bugün ne oldu? rezil fenerbahçe rezil bir maç yaptı. ve yine bu maçta rezil hakem hataları yapıldı. peki sizce rezil türk medyası ne yaptı? geçen haftayı düşünerek bir karşılaştırma yapın geçen hafta kopan kıyamet bu hafta neden kopmadı? küme hattındaki spor kulüpleri neden sosyal medyada bildiriler yayınlamadı neden? çünkü galatasaray spor kulübü hepinizden büyük! ve bunu kaldıramıyorsunuz! elinizden şerefsizce ne geliyorsa onu yapmaya çalışıyorsunuz bu kulübü yıkmak için!

    galatasaray hepinize inat yine şampiyon olacak ve ağlaya ağlaya yine alkış tutacaksınız karşımızda!

    (bkz: 10 şubat 2019 galatasaray trabzonspor maçı)
    (bkz: 16 şubat 2019 fenerbahçe konyaspor maçı)
  • 5815
    vizyon olarak parlattığı her türk oyuncuyu 3-5 milyon euro falana bakmadan satmalı bence önümüzdeki sezon. biraz hayal edelim gelecek sene sadece altyapıdan çıkardığı çok değil 3 oyuncuyu la liga, serie a'ya falan gönderebilirse türk futbolu çok farklı bir seviyeye çıkar. yabancı kısıtlamasının kaldırılması yeni yeni meyvelerini verirken muhtemelen kısıtlamaya gidilecek ama bu bahsettiğim senede 3 türk oyuncu gönder formülünü uygulayabilirse hem ek bütçe kaynağı hem de diğer takımlar için de rol model olunur.
  • 5816
    kendi form durumu ve rakibin gücünden bağımsız olarak, eğer avrupa kupalarından birinde mücadele ediyorsa, o maçları sezonun en önemli maçlarından olan turuncudan iz taşıyan tok bir sarı ve vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızıdır.
    galatasaray'ın kuruluş amacı türk olmayan takımları yenmektir.
    galatasaray, favori olarak gösterilmediği bir maça çıkarken dahi pes etmez, edemez.
    galatasaray'ın genleri buna izin vermez.
    20 ekim 1993'teki manchester united maçımızı hatırlayın.
    kaç kişi galatasaray'ın oradan 3-3'lük beraberlikle döneceğini ve dahası bu skoru alırken mükemmel bir futbol ortaya koyacağını, galibiyeti kaçıran taraf olacağını tahmin etti?
    kaç kişi bu maçın rövanşında united'ı eleyeceğimizi tahmin etti?
    işte bu sürprizi gerçekleştirdiğimiz için şampiyonlar ligi'nin statüsü değişti.
    kaç kişi galatasaray'ın mart 1989'da monaco'yu eleyerek şampiyon kulüpler kupası'nda yarı finale kalacağını tahmin etti?
    avrupa'da bahisçiler, kasım 1999'da galatasaray'ın uefa 2000 kupasını alma ihtimalini 1'e 250 olarak hesaplamıştı.
    yani futbolda "olmaz olmaz." dememek lazım.
    bugün oynanacak olan 21 şubat 2019 benfica galatasaray maçındaki skoru da maç oynanıp bitince tam olarak bileceğiz.
    futbolda, oynanmadan kağıt üstünde kazanılan maç yoktur.
    gerçekten de elenebiliriz. bu olasılık oldukça fazla. herkes bunun farkındadır zaten.
    maçı düşük beklentiyle takip etmek isteyenler de olabilir, bu da oldukça doğaldır.
    fakat bu maç için umudunu diri tutmak isteyenleri eleştirmek, onlara karşı kinayeli şekilde "hayatta başarılar." demek ne kadar doğru?
    herkesin bu maç için umutsuz olmasını istemek ne kadar doğru?
    sadece bu maç için de demiyorum, herhangi bir maçta, bizim arzu ettiğimiz skorun maç sonunda ortaya çıkma olasılığı mantık çerçevesinde o maç değerlendirildiğinde az olduğunda bile, o maç için son derece temiz ve masum hayaller kuran insanların fazla beklentiye girdiğini söylemek, bunun yanlış olduğunu söylemek bize ne kazandıracak?
    bunu da bu entry'yi okuyanların takdirine bırakıyorum.
    belki turu geçeceğiz, belki de eleneceğiz bu akşam.
    kim bilir, belki de hiç ummadığımız bir kötü skorla karşılaşacağız.
    ama ben bundan sonraki avrupa kupası maçlarımızda, hangi takımla oynarsak oynayalım ve bizle birlikte o günkü rakibimizin form durumu ne olursa olsun, bu maçları umutla, sabırsızlıkla bekleyeceğim.
    bana kalırsa, hayata karşı umudunu her daim diri tutmaya çalışan insanların şevklerini kırmak yerine, onların ümitlerine ortak olalım.
    umut, moral, neşe gibi olumlu düşünceler, yaşamımızda da mutlu olmamıza yardımcı oluyor.
    serotonin hormonunun salgılanması, herhangi bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalan insanlara, kullandıkları ilaçların yüzlerce kat fazlası fayda sağlıyor.
    soruyorum, mantık çerçevesinde bakıldığında, galatasaray'ın 14 mayıs 2006'da 16. şampiyonluğunu kazanması ne kadar olasıydı?
    11 aralık 2013 günü juventus'u yenerek şampiyonlar ligi'nde 2. tura kalmamız ne kadar olasıydı?
    17 mayıs 2000 günü arsenal karşısında favori miydik?
    3 nisan 2001 günü real madrid karşısında ilk yarıyı 2-0 geride kapattığımızda, bütün sami yen tribünleri, "bu maç buradan dönmez, bitti artık." diyerek stadı terk etseydi o maç 3-2'lik galibiyetimizle sonlanabilir miydi?
    3 nisan 2013 günü, real madrid'e şampiyonlar ligi çeyrek final ilk maçında 3-0 yenildik.
    o maçın sabahında galatasaraylılar hangi hislerle uyandı.?
    bu maç için hayaller kuranlara karşı içinizde bir kızgınlık oldu mu?
    bu maç bittikten sonra, o maçı umutla bekleyenlere dönerek, "boşuna hayaller kuranların yüzüne çarpan bir skorla sonuçlanmış maç." dediniz mi?
    tabii ki hayır.
    ya o 9 nisan 2013'teki madrid maçında 72. dakikada drogba'nın topukla attığı golden sonraki atmosfer?
    80'li dakikalarda drogba'nın ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golünde 1 saniye de olsa yaşananlar?
    işte bu güzel hisler, hayaller, umutlar, küçük de olsa bu çeşit ihtimallerin peşinden gitmek bizi taraftar yapan etmenler.
    ben bir galatasaraylı olarak bundan önce izlediğim her maçımızda umutluydum.
    bu, bundan sonra da böyle olacak.
    bugüne dek yenildiğimiz maçlardan önce umutlanıp, sonradan maçı kaybettiğimiz için de kendime hiç kızmadım.
    hiç pişman olmadım.
    o umutlanma, o maçı sabırsızlıkla bekleme, o yenilgiden sonraki hüzündür beni galatasaraylı yapan.
    bugün yine umutluyum.
    21 şubat 2019 benfica maçını ister 2-0 alıp turu geçelim, ister 5-0 kaybedip elenelim.
    maç öncesindeki umutlu, neşeli halimden asla pişman olmayacağım.
    olmazsa da can sağlığı deyip konsantrasyonumun tamamını 22. şampiyonluğa kaydıracağım.
    galatasaray için umutlanmak da güzel, maç sonrasında hüzünlenmek de güzel.
    galatasaray aşkı, biz galatasaraylıları yakar; ama asla acıtmaz.
    nereden aklıma geldi onu da bilmiyorum ama ben hayattaoldukça zorlu ve üzüntü verici olayları, şükür ki çok fazla olmasa da yaşadım.
    bu olayları saymaya gerek duymuyorum şu aşamada.
    bu hüzünlü hatıralar, benim hayata karşı daima pozitif bakan bir insan olma azmimi hiçbir zaman geriletmedi.
    hayatımda en çok kullandığım, en çok değer verdiğim sloganlarımdan biri, "olumlu düşün, olumlu olsun." cümlesidir.
    olmasa da bir dahaki sefere olur.
    o da olmasa, bir sonraki sefere deriz.
    ümit bizim yaşam kaynağımızdır.
    ümitsiz yaşanamaz.
    hayallerimiz olmazsa, umudumuz olmazsa, çılgınca küçük olasılıkların peşinden gitmezsek, biz nasıl şampiyonlar ligini alacağız?
    son bir anıyla bitiriyorum.
    2007 senesiydi. ben o zamanlar özel istanbul saint-joseph fransız lisesi'nde öğrenciydim ve lise 1., yani 9. sınıftaydım.
    bir fransızca dersinde konu efsanelerdi.
    o derste de pandora'nın kutusu konuşuluyordu.
    kutu açılıyor ve tüm kötülükler ortaya saçılıyordu.
    tam kutu kapatılırken, kutunun dibindeki bir şey de ortaya çıkıveriyordu.
    bu ümitti.
    sonra, fransızca öğretmenimiz, benim hiç aklımdan çıkmayacak olan şu sözü söyledi ve bu söz benim hayat düsturum oldu.
    "s'il n'y avait pas d'espoir; nous ne pourrions pas vivre."
    türkçesi: "eğer umut olmasaydı, biz yaşayamazdık."
    ben hayatımda hiçbir zaman , "umut en kötü şeydir; çünkü işkenceyi uzatır." lafını düstur edinmedim.
    umutlu olmanın, gerçekçi olmaya engel olmayacağına inandım hep.
    "umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim."
    mustafa kemal atatürk
    (bkz: kaybedersek tebrik ederiz)
    (bkz: kazanırsak yolumuza devam ederiz)
  • 5818
    türkiye'nin dünyaya açılan kapısıdır. geçenlerde afgan göçmeni bir hasta için gece aradılar. 5 yaşında bir oğlan. çok da tatlı birşey maşallah diyelim. acil ameliyat gerektiren bir durumdu, cumartesi gecesi. allah var söylene söylene gittim, çünkü geçen hafta bir gece hariç her gece gittim hastaneye. her neyse o gece ameliyat bitti sabahına vizitte gördüğüm manzara beni çok duygulandırdı.
    https://ibb.co/FK7R1Fj
    en sevdiğim şey, bu yaşlarda çakma formayla gezen minik aslanlar. türkçe bilmiyordu ama tüm takımı saydı baştan sona. cimbom olmasa türk futbolunu tanıyan bilen olmaz ama hala bizimle uğraşıyırlar.
  • 5819
    bu sezon için ilk yarıda kaybedilen gereksiz puan kayıpları yüzünden şampiyonluk şansını oldukça düşük görüyorum. her maça stresli çıkıyoruz. başakşehir ile olan şampiyonluk yarışında ilk puan kaybını biz yaşarsak büyük ihtimal yarışın tamamen dışına çıkarız. onlar yaşarsa son haftaya kadar devam eder yarış.
  • 5821
    en azından gelecek sezon iyi bir kadro yapılanmasıyla avrupa'da boy göstermesini umduğum türk futbolunun medarı iftiharı. kimseyi bjk, fb, kasımpaşa galibiyetleri tatmin etmez, zaten kimse de bunları yensin diye gönül vermez cimbom'a. inşallah avrupa'ya türk oyuncu ihraç eden, minimum cl'de gruplardan çıkabilen bir yapıya kavuşturulabilir. burda en önemli olan istikrar diğer bir deyişle süreklilik.
  • 5823
    oxford'un başlangıç seviyesi hikayelerinde bile karşıma çıkarak beni sevindirmiş, büyüklüğünü hatırlatmış canım kulübüm, kulübümüz.
    hikaye oxford dominoes serisinden the first flying man (ilk uçan adam). hikaye öncesi sorusu, hikayenin ne hakkında olduğu ile ilgili. sanırım gönlümüz e seçeneği diyor. swh.

    http://gss.gs/5eG.jpg
    http://gss.gs/Uyu.jpg

    (bkz: mario jardel)
  • 5824
    konuya nasıl girsem bilemiyorum çok farklı duygularla sevdiğim takımımdan kopamadım yıllardır kopamamda babadan oğula geçmiş bir kere bu sevgi. 11 mart 2019 galatasaray antalyaspor maçı öncesi 2,5 senelik kız arkadaşımla ona zaman ayıramadığım ve görüşemediğimiz için tartıştık. işleri döndüğümde yola koyacağımı düşünüp her zamanki gibi stadın yolunu tuttum, tuttum tutmasına ama gelen bir mesajla şoka uğradım (bitti.). arkadaşlar sordu neyin var buz kestin diye dedim maçın gerginliği, daha kimseye de diyemedim biz ayrılmışız diye. maç bitti 5-0 günün tek tesellisi buydu benim için. 2 haftada bir maçtan dolayı tartışırdık ama ben yine gider duramazdım o da anlayış gösterirdi neticesinde. çok anlayışlıydı aslında ama bu farklı oldu, tartışmamızın boyutunu ben kavrayamadım belkide. çabalamadın mı diyen olacaktır insan canından çok sevdiği şey için çabalamaz mı hiç, çabaladım ama olmadı sözlük. bir yere içimi dökmem lazımdı o da siz değerli galatasaraylılar olsun dedim. beni bu hayatta bir onu incitmek üzer bir de galatasarayın başarısızlığı...
App Store'dan indirin Google Play'den alın