• 5176
    sahipsiz kalmış asırlık çınar. yahu yok mu bu hırsızlığa ses çıkaracak babayiğit. hadi devlet işin içinde olduğu için riva ve florya elden gitti. artık borçları kapatıp önümüze bakarız dedik ama ordan gelen para bitti bile. alenen soyuyorlar kulübü. yahu yok mu çıkıp milyonları arkasına alıp dursun ve tayfasını kulağından tutup dışarı atacak bir delikanlı? bugün galatasaray taraftarını arkasına alana adamın sırtı ömür billah yere gelmez.
  • 5177
    şu anda 112 yaşında olan camia. 115 yaşını görür mü bilmem. bütün varlıkları nakde çevrilip transfer adı altında dağıtılıyor hunharca. koskoca camia adını anmak istemediğim kardeşler tarafından zalimce yok ediliyor ve koskoca kulüpte buna engel olan kimse yok. nerede o ağabeyler nerede o liseliler nerede o mektebi sultani'nin evlatları?

    not: bari transferler bu paraların karşılığı olsa.o da yok. nerede çöp, nerede içi geçmiş futbolcu var, doldurdular takıma. son örneği de ndiaye denilen vasat futbolcu. ortalama bir takımın iki sene önce 330 bin euro karşılığı norveç ikinci lig takımından aldığı futbolcuya tam 9 milyon euro bonservis bedeli ödediler ki kendisine verilen de yıllık 3 milyon euro. bunların hesabı sorulsa ne olacak her şey elden gittikten sonra!?
  • 5178
    açık ve net bir şekilde kötü yönetilen* tarihteki en başarılı türk spor kulübüdür.

    elzem kısımları geçtiysek bu entry'i yazmamın sebebini anlatmak isterim. biraz önce sol framedeki başlıklardan birisinden bir ankete denk geldim. anketin linkini hemen aşağıda paylaşıyorum. yazının bu kısmından itibaren devam etmeden önce ankete bir göz atmanızı öneririm *

    galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş vb. camialar milyonlarca insanın yaşamına yön veren, günlük programlarının belirlenmesinde dahi rol oynayan köklü yapılardır. bu yapıların bugünü ve dünü gibi yarınları da önemlidir. evet biliyorum sözlük olarak kulübün tarihinde ilk defa böyle basiretsiz ve belki de art niyetli yönetiliyor oluşundan dolayı canımız sıkkın. en çok "banane ya!" diyeni bile zaman zaman kendisini kulübün sorunlarını düşünerek ve göz göre göre yapılan yanlışları sindirmeye çalışırken buluyor.

    galatasaray spor kulübü taraftarları olarak geçmişteki sportif başarılarımızla diğer takım taraftarları gibi övünüyoruz lakin bizim övündüğümüz başka şeyler de var onlarda olmayan. mesela;

    - kuruluş amacımızın türk olmayan takımları yenmek olarak vurgulanmış olması.
    - derwall döneminde türk futbolunun ivmesini değiştiren devrimlerin bu kulübün önderliğinde yapılmış olması.
    - galatasaray lisesi gibi ülkenin en köklü ve başarılı bir kaç kurumundan birisiyle organik bir bağa sahip olmamız.
    - ülke tarihinin en büyük spor skandalına bulaşmamış, aksine bunun ve suçlularının karşısında bayrak taşıyan ve dik duran bir kulüp olmamız.
    - kuruluş vizyonunun da etkisiyle ülkenin her daim batıya açılan penceresi olarak nitelendirilmemiz.

    bunlar böyle saya saya sayfalar tutar. ancak anlatmak istediklerimden sapmamak adına burada kesiyorum. şimdi gelelim ankete. anketimizde iki şık var.

    -ilkeli ama başarısız bir galatasaray
    -ilkesiz ama başarılı bir galatasaray

    bakın galatasaray kulübüyseniz ve bu kulübü yönetiyorsanız bu ilkelilikten taviz veremezsiniz, vermemelisiniz. bu kulübün bu günlerini kurtarmak adına geleceği tehlikeye atmak çok yanlış bir düşünceli. bu kulüp ilkeli olmalı, bu kulüp dik durmalı. spor kulüpleri başarılarıyla olduğu kadar zaman içerisinde oluşan gelenek ve duruşlarıyla da takipçi kazanır. bundan 50-60 sene sonra da fenerbahçe'nin şike yaptığı 7'den 70'e herkes tarafından konuşulacak. bu lekenin toplumun hafızasından kazınması mümkünatı olan bir şey değil. ama bunu yaparken o spor kulübünün yönetiminin düşündüğü buydu, ilkeli olmaya gerek yok, başarılı olalım kafi.

    şike sürecinden sonra bu kulüp kaç sene uğraştı? bu kulübün taraftarları ne kadar üzüldü? hadi büyükleri geçelim, ya küçücük çocuklar? kulübün başındaki bir dallamanın böyle bir yanlış yapmasının o çocuğu dahi etkiliyor olması akıl alır birşey değil ama hesap edilmesi gerekli.

    beşiktaşa gelelim, yıllardır konuşuyoruz başkanlarının cumhurbaşkanım diye yalamalarını, bir de süleyman seba gibi bir adam var aynı kulübün mazisinde. şimdi seba'nın beşiktaşı ile şu anki beşiktaş aynı çizgide mi? 50-60 sene sonra bugünlere dair bir video bir görüntü bir söz dolanmayacak mı ortalıkta? pek tabi. bunun silinmesi mümkün mü? değil.

    biz bu yanlışlara hasbelkader henüz girmemiş bir spor kulübünün taraftarlarıyız. bu yarın olmayacak anlamına gelmiyor, ileride ilkesiz ama başarılı bir galatasaray görmek isteyen bir dallama çıkıp yukarıdakilere benzer bir şekilde davranabilir. o zaman ahlanıp vahlanırız. ama kötü yönetilmek, paranın suyunu çekmesi falan bunlar galatasaray'a koyacak şeyler değil inanın. borussia dortmund gibi bir takım küme düşüp geri gelebildiyse bayern münih'in domine ettiği bir ligde, galatasaray da en kötü bataklardan en kötü yönetimlerden döner ve yerine yerleşir.

    önemli olan yoldan sapmamak.

    http://www.strawpoll.me/13617758
  • 5179
    dursun aydın özbek yönetimi sayesinde iyice içi boşaltılmıştır. her cephede, her bölgede güç kaybetmiştir. futbol takımındaki futbolculara taahhüt ettiği pornografik paralar ile geleceği ipotek altına alınmıştır. ayrıca dursun aydın özbekten sonra gelecek başkan da kurtuluş savaşı mücadelesi verecektir. benim artık sportif başarıdan çok bu pisliğin temizlenmesidir.

    galatasaray arması lekelendi maalesef arkadaşlar. apartman yöneticisi olamayacak kişiler sırf araziyi birilerine peşkeş çekilmesi için başkan olarak getirildi.

    başkan olmadan önce duygun yarsuvat yönetiminde bulunan bu şahsiyet maalesef duygun yarsuvat yönetiminin devamı değildir. çünkü hatırlarsanız o dönemde birçok profosyonel çalışan emekçiler işlerinden uzaklaştırıldı. bu insanların işlerini kaybetme davasına aykırı davranıyorsunuz.

    ünal aysal'ı yaptığı büyük komtratlarla eleştiren kişi nasıl oluyor da ünal aysal'ın büyük kontrat imzaladığı futbolculardan daha niteliksiz futbolculara daha büyük kontratlar verebiliyor.

    #yönetimistifa
  • 5181
    cocukluk askim,sevdicegim... saka saka :d caylak entrylerimi giriyorum suan ve biliyorum ki bu baslik altina sadece "cocukluk askim" vb entryler caylak entrysi olarak kabul görmüyor.

    sakayi bir kenara atarsak. yazacak cok fazla sey var ama kelimeler inanin kifayetsiz kalir ki hepimizin bu duygu ve fikirde ortak oldugumuz konusunda süphem yok.maca gidebilmek icin gerekirse salatalik felan satip para cikarip bilet alabilecek insanlariz hepimiz. su konudan ufakca bahsedecegim.
    galatasaray,bana cocuklugumun en güzel günlerini ve anilarini özellikle 2011-2012 sezonu olmak üzere en mutlu dönemlerimi yasatmistir. ve bu bile ömrümün sonuna kadar bu sevgi ve bagliligin asla bitmemesi icin yeterlidir... zor günler gecirdigimiz su dönemde diyorum ki;

    en kötü gün bugün ise,daha yüksek sesle galatasaray!!!
  • 5187
    https://twitter.com/...s/266103584557522944
    zamanında ne güzel söylemiş gheorghe hagi, "galatasaray ne zaman birinci, ben mutlu" diye. gerçekten öyle. duygusal durumumu etkileyecek kadar ruhuma, içime işlemiş artık galatasaray. iyi oynayıp kazanınca, benden mutlusu yok. havada uçuyorum resmen. ne zaman kötü olursa modum yerlerde oluyor, o gece iptal oluyor benim için.

    iki yıldır daha çok üzse de, kızdırsa da, aramız biraz bozuk olsa da aile arasında oluyor böyle şeyler işte. kısa vadede zor görünüyor ama umarım eskisi gibi her branşta avrupa'da başarılarımızla adımızdan söz ettiririz, gururlanırız.

    kişilerden ve yöneticilerden bağımsız olarak, iyi ki varsın galatasaray. öyle şeyler yaşattın ki, uğrunda ölmeye değer..
  • 5189
    dün gece ve bugün itibariyle telefonum rakip takım taraftarı arkadaşlarım tarafından mesaj yağmuruna tutuluyor. hepsi de hiç muhabbet olmaksızın ''olum galatasaray maçını izledim de efsane oynuyorsunuz lan'' içerikli mesajlar. en bağnaz en futbol körü arkadaşlar dahi, hatta oğuzhan 50 milyon len amq diyen arkadaşlar dahi ''efsane top oynadınız'' diyor.

    ulan galatasaray, yine gurur duydum seninle.
  • 5191
    hep negatiflikleri yazmak olmaz. şu riva meselesi, kaybedilen 700 milyon tl ve taraftarın mevzuyu sahiplenip bir dava haline getirmemesi beni çok düşürmüştü son günlerde. zaten acısını çok çok uzun seneler yaşayacağız.

    fakat melih şabanoğlu futbol takımı hakkında uzun ve çok güzel bir yazı kaleme almış. ilk 2 cümleden sonra içine dalıp anca niye bitti biraz daha yazsaydı diye ayılıyorsunuz. buyrun okuyun:

    https://besedebiyat.blogspot.com.tr/...da-yolculuk.html?m=1
  • 5192
    taraftarı şunu peşinen kabul etmelidir zannımca: riva elden çıktıktan sonra bu gemi artık batmıştır. bu kulüp ama bugün ama yarın bir şekilde bir sermayenin eline geçecektir. bu sona kaç yıl var bilmiyorum ama varış noktası belli. şu noktadan sonra bu kalan zaman dilimini en iyi şekilde geçirmekten başka yapacak bir şey göremiyorum. evet alacağınız kombine, kulübe harcayacağınız para, kısa vadeli başarı dursun'un zararını karşılamaya yetmeyecek ama elimizden gelen bu ne yazık ki. kombine sayısı 40 bini geçmeli hafta içi 31500 gibi rakamlar konuşuluyordu. kombine imkanı olmayana ise store var gomis tişörtü alın bari:) sahadaki takım her türlü desteği hak ediyor ilk 2 hafta itibariyle. östersunds faciasından sorumlu olanları biliyorsunuz zaten. son olarak unutmadan:

    #dursunözbekistifa

    (bkz: hep destek tam destek)
  • 5193
    iki senelik ölü taklidinden sonra tekrar diz çöktüğü yerden ayağa kalkmıştır.

    merak ediyorum, bir sonraki gerileme devri ne zaman? bu geçici heves ne zaman son bulacak?

    mehter takımı gibiyiz, iki ileri bir geri, bir ileri iki geri, sürekli yerimizde sayıyoruz. takım çok güzel, iki haftada 7 gol, harika oyun, 6 puan. gomis, belhanda, ndiaye, rodrigues hepsi şahane oynuyorlar.

    bir sonraki lise darbesine kadar bu böyle. sonra yine yeni dursun özbek skandalları çıkıp gelecek. dursun özbekler bitmez bu kulüpte.

    bu takım uefa kupasını kazandığı günden yaklaşık 1 buçuk-2 sene sonra iflas bayrağı çekti neredeyse.

    galatasaray liseden kurtulmalı, şirket himayesine bürünmelidir. sürekli bir yerlerden telkinlerle iş yapan yöneticiler istemiyoruz. ulan ali sami yen bu kulübün manifestosunu siz nasıl isterseniz öyle kafanıza göre yapın diye mi tanımladı?

    benim hayallerimdeki galatasaray, her sezon şampiyonlar liginde gruplardan çıkma adına favori olup, son 16, çeyrek final, iyi kuralar ile yarı finali görmesi gereken bir takımdır. malesef bunu yapamıyoruz, sürekli engel çıkıyor. ya bu engel dışardan, hatta devlet eliyle gerçekleşiyor, ya da yeri geliyor kendi ipimizi kendimiz çekiyoruz.

    fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür galatasaray bu mu?
  • 5198
    sözlükteki ilk entry'mi bu başlığa girmenin hayali ne zamandır aklımda bilemezsin galatasaray. anlatacaklarım var sana. babamın mesleğinden dolayı hayatımın her evresinde, sahip olduğum her şey hep değişti. arkadaşlarım, okulum, öğretmenlerim, evim, komşularımız hatta yeri geldi doğuya gidince doğulu gibi konuştum kıbrıs'a gittiğimde ''gezdirin gendini'' dediğim de oldu. ama hiç unutamıyorum 17 mayıs 2000 tarihini galatasaray. meslek icabı bulunduğumuz diyarbakır'da bir aile dostumuzun evinde izledik maçı, tabiri caizse tribün yaptığım ilk maçtı. daha 9 yaşındayım o gün şimdiyse 26'yı devirdik sayılır, ama her saniyesi aklımda o günün, o maçın, maç bitimi arabayla attığımız turların ve babamın nasıl çocuk gibi mutlu olduğunun...koskoca adamları bile çocuk gibi sevindirdin içimde hiç sönmeyecek bir ateşi yaktın sen. uzun lafın kısası içimde değişmeyen bir tek senin heyecanın kaldı o günlerden bana galatasaray'ım. sen çok yaşa e'mi!
  • 5199
    hepimizin unutmak istemediği, unutamayacağı sorunları mevcut kulübümüzün ama bizi bir araya getiren değerlere odaklanalım. yakalamak üzere olduğumuz sinerjinin herkes farkında olmalı. bence hala yakalamadık ama güzel günler yakın. sahada olan ya da olmayanlar yüzünden değil, sahadaki forma için olsun desteğimiz ve bu sezonun sonunda şampiyonlar ligi kuraları çekilince adımızı görenlerin yüzü düşsün.
    adım adım. sabırla.
    bizden başlayacak takım ruhu. sahadakiler düştüğü an biz yetişeceğiz.
    tribündeki senden benden güç alsın aslanlarımız.
    dosta düşmana ilan olsun! yokluğumuzda sesi gür çıkanlar adımlarını geri geri atsın!
    geliyoruz!
  • 5200
    babam sayesinde tanıştığım ve renklerine aşık olduğum takımım. aktif olarak galatasaray taraftarı olma dönemim 2001-2002 senesiyle başlar. hakan şükür, necati ateş ,ribery, keita, lincoln, arda, kewell, melo, elmander, muslera, drogba, selcuk, bruma ve son olarak da sneijder, yıllar boyunca bizi bu takıma daha da fazla bağladım. şimdi takıma bağlayan yepeyeni futbolcular var ve gelecekte de olacak. bazen takımımızdan ümidimizi kesiyoruz ama şu bir gerçek ki, galatasaray bundan 100 yıl önce de kupalar kazanıyordu 100 yıl sonra da kazanacak. hiç bir zaman bu takımdan ümidi kesmemek gerekiyor. en kötü günde bile.
App Store'dan indirin Google Play'den alın