euro 2004 tipi yunanistan savunmasını tasvip etmemekle beraber, gol yememen gereken maçta stoperin veya kalecinin coşması olarak da söyleyebiliriz. rakip senin ceza sahana yüklenir, yüklenir ve bir daha yüklenir. topa kafa vurmaktan veya elinle çelmekten acıyı hissetmez olursun bir süre sonra. o kaleci veya stoperin aldığı haz, golü koklayan bir santrforu aşar bazen. zaten çoğu büyük kaleci ve stoperler de bundan büyük haz alır.
tabi bence de çok gol olsun, hep gol olsun ama bunu da göz ardı etmemek lazım.
*edit: tabi şimdi yunanistan dedik, euro 2004 dedik ama bunun en büyük örneği de oradadır. yunan stoper
traianos dellas euro 2004 yarı final maçında, çek cumhuriyetine karşı, 120 dakika insan azmanı
jan koller'i marke edip beyninde kalan son sağlıklı hücrelerle korner'e çıkıp gümüş golü atmıştı ve yunanistan finalist olmuştu. bu adam motivasyonun dibine vurmuştu orada bence.
*