1
doksanlı yıllarda çocukluk başlığıyla buraya geldim aslında. ama şöyle başlayalım türkiye de futbolcu olmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur. hem kendi tecrübelerimden hem de akrabalarımın tecrübelerinden çok net biliyorum. yetmişli yıllardan günümüze pek bir şey değişmemiş durumda. torpil, kayrılma, ayartma, soğutma gibi her türlü gereksiz işler var türk futbolunda. benim çevremdeki herkes mesela sen nasıl profesyonel olamadın der. olmayı bırak olmaya yaklaşamadım bile. izmir de ilçe takımları haricinde bilinen sadece göztepe'nin alt yapısına gittim. orada da oğlunuz çok iyi ancak ilk önce paralıya gelsin oradan biz alırız diye çevrildim ve hevesim kırıldı. 11 yaşındaki bir çocuğa annesinin önünde böyle bir şey denilir mi? sonra bursa istedi annem izin vermedi. gel götürelim seni okutalım orda oynarsın dediler. babasız büyüyen bir bünye olduğumuz için annemiz olmaz dedi. sonra buca izledi o dönem transfer komitesi değişti. bu da bizim bildiğimiz, öyle söylendi bize. amatörde kaldım yıllarca. orada da a genç, b genç derken güçsüz takımlarla boy gösterdiğim dönemlerdi ve sonra yaş geçti gitti. açıkçası tek dezavantajım kilomdu. çocukluk dönemlerimde zargana gibiydim. askerden sonra kilo aldım. ancak amatör zamanlarımda 2 maç üst üste çıkaracak ciğerim vardı. hayatımda hiç sigara içmedim mesela. kendimi bu spora verdim. kitaplar okudum, çeşitli hocalarla çalıştım, maçlarda bölgemde oynayan adamların ne yaptığı izledim. sol ayağım kuvvetsizdi iddiasız halı sahalarda sadece sol ayakla oynadım gelişsin diye. ancak 34 yaşındayım ve sol çapraz bağlar kopuk, menüsküs yırtık olarak halı sahalara geri döndüm. tam 5 yıl sonra. ancak bir süre sonra da vücut gitmiyor işte. çalışmayan kas hafızam gerilemiş durumda. topa abanamıyorum. pis burun bile vursam çocuk şutu gibi gidiyor.
gelelim akraba kısmına. bayern münih alt yapılı dayı var mesela. zamanında altay yolunu tutmuş mustafa denizli'nin altın zamanları. dediğine göre ayağını kaydıran denizli olmuş. onunla birlikte onlarcasının hatta. şu an bir hala oğlu aktif ingiltere de swensa'nın bilmem ne takımında aktif oynuyor. burada oynarken altınordu, altay derken tat vermedi takımlar. oraya bir gitti adam havada kapıldı. daha yaşı 17 bakacağız göreceğiz inşallah tutar.
ben hep gözümü kapadığımda futbol oynarım. rüyama girdiğinde 3 günüm neşeli geçer. genelde galatasaray formalı görürüm kendimi bir kere sadece efemberg ile bayern münich de mücadele ediyorduk. elber falan da vardı.
kim sorarsa ilerde ne olacaksın diye futbolcu derdim. doksanlı yıllarda öyle maddi olarak rahat etmek için de değil gerçekten sevmekten bahsediyorum futbolu. gel gelelim hayat mücadelesi, maddi zorluklar, ailevi sıkıntılar derken ne futbolcu olabildik ne de futbolun içinde kalabildik. paralel evrende belki de ünlü bir futbolcuyumdur kim bilir?
gelelim akraba kısmına. bayern münih alt yapılı dayı var mesela. zamanında altay yolunu tutmuş mustafa denizli'nin altın zamanları. dediğine göre ayağını kaydıran denizli olmuş. onunla birlikte onlarcasının hatta. şu an bir hala oğlu aktif ingiltere de swensa'nın bilmem ne takımında aktif oynuyor. burada oynarken altınordu, altay derken tat vermedi takımlar. oraya bir gitti adam havada kapıldı. daha yaşı 17 bakacağız göreceğiz inşallah tutar.
ben hep gözümü kapadığımda futbol oynarım. rüyama girdiğinde 3 günüm neşeli geçer. genelde galatasaray formalı görürüm kendimi bir kere sadece efemberg ile bayern münich de mücadele ediyorduk. elber falan da vardı.
kim sorarsa ilerde ne olacaksın diye futbolcu derdim. doksanlı yıllarda öyle maddi olarak rahat etmek için de değil gerçekten sevmekten bahsediyorum futbolu. gel gelelim hayat mücadelesi, maddi zorluklar, ailevi sıkıntılar derken ne futbolcu olabildik ne de futbolun içinde kalabildik. paralel evrende belki de ünlü bir futbolcuyumdur kim bilir?