1
çeşitli sebeplerden dolayı, futbolun güzelliğini geç farketmiş futbol severdir. futbol oyununun öğrenildiği kritik dönemi kaçırdığı için, bir ilkokul öğrencisinden bile daha kötü futbol oynar. bir nevi lanete maruz kalmış gibidir. dünyanın en güzel bestelerini yapan, ama kulağındaki problem sebebi ile bunları dinleyemeyen beethoven'e benzetilebilir durumu. ya da vampir olmadan önce hayattan aldığı en büyük zevk gün doğumunu izlemek olan bir lanetliye benzer dramı.
futbol, insan oğlunun en büyük keşiflerinden birisidir kuşkusuz. gün doğumunu izlemenin, sıcak bir günde fon dip yapılan biranın zihinde yarattığı karıncalanmanın, hanım hanımcık ve güzel bir kızın size ilgi gösterdiğini anladığınız andaki sarı sıcak heyecanın verdiği zevkler, 2-0 dan 2-3'e gelen bir maçı izlemenin verdiği zevkten hiç de fazla değildir. ya da mahalle maçında skor 9-9 iken, maç atan kazanır durumunda iken, o galibiyeti getiren golü atmak için birey, varlığının devamı buna bağlıymışcasına bedeninin sınırlarını zorlar. o golü attığımızda ise, ancak tanrı bizim kendimizi o an hissettiğimiz gibi hissedebilir.
işte söz konusu futbol severimizin paradoksu da buradadır. futbolun bütün yüceliklerinin farkında olmasına rağmen, hiç bir zaman o onuncu golü atan kişi olmayacağını bilir. bazı maçlarda kazma oyuncu kontejyanından yer bulabilse bile, hiç bir zaman futbolun insana verdiği yaratma zevkini tadamayacağını bilir. o da, futbolun teorisi üzerine kafa yorarak kapatmaya çalışır bu açığı. amatör ya da profesyonel oyuncuların teorisini yapr. ya da, olaya edebi bir boyut katarak, atılan gollerin/çalımların, yapılan asistlerin/kurtarışların daha da güzel görünmesini sağlamaya çalışır okuyucunun gözünde. futbol camiasına kıyısından köşesinden girmek ister. bu çabaları açlığını kısa vadede doyursa da, uzun vadede daha da korkunç bir açlık çeker. tıpkı bir vampir gibi. çünkü futbolun teorisine kafa yordukça, bu oyunun ulviliğine olan inancı daha fazla artar. bu oyunun bir parçası olma isteği daha da yakıcı hale gelir.
futbol konusunda ürettiği düşünceler einstein'in teorileri ile yarışır derecede bile olsa, yazdığı yazılar edebi açıdan geothe'yi fersah fersah aşsa bile, hiç bir zaman basit bir halı saha oyuncusunun ulaştığı doyuma ulaşamayacağını bilir. neden futbolu daha önce keşfetmedim ki diye; ya da neden futbolu keşfettim ki diye isyan eder söz konusu kişi.
futbol, insan oğlunun en büyük keşiflerinden birisidir kuşkusuz. gün doğumunu izlemenin, sıcak bir günde fon dip yapılan biranın zihinde yarattığı karıncalanmanın, hanım hanımcık ve güzel bir kızın size ilgi gösterdiğini anladığınız andaki sarı sıcak heyecanın verdiği zevkler, 2-0 dan 2-3'e gelen bir maçı izlemenin verdiği zevkten hiç de fazla değildir. ya da mahalle maçında skor 9-9 iken, maç atan kazanır durumunda iken, o galibiyeti getiren golü atmak için birey, varlığının devamı buna bağlıymışcasına bedeninin sınırlarını zorlar. o golü attığımızda ise, ancak tanrı bizim kendimizi o an hissettiğimiz gibi hissedebilir.
işte söz konusu futbol severimizin paradoksu da buradadır. futbolun bütün yüceliklerinin farkında olmasına rağmen, hiç bir zaman o onuncu golü atan kişi olmayacağını bilir. bazı maçlarda kazma oyuncu kontejyanından yer bulabilse bile, hiç bir zaman futbolun insana verdiği yaratma zevkini tadamayacağını bilir. o da, futbolun teorisi üzerine kafa yorarak kapatmaya çalışır bu açığı. amatör ya da profesyonel oyuncuların teorisini yapr. ya da, olaya edebi bir boyut katarak, atılan gollerin/çalımların, yapılan asistlerin/kurtarışların daha da güzel görünmesini sağlamaya çalışır okuyucunun gözünde. futbol camiasına kıyısından köşesinden girmek ister. bu çabaları açlığını kısa vadede doyursa da, uzun vadede daha da korkunç bir açlık çeker. tıpkı bir vampir gibi. çünkü futbolun teorisine kafa yordukça, bu oyunun ulviliğine olan inancı daha fazla artar. bu oyunun bir parçası olma isteği daha da yakıcı hale gelir.
futbol konusunda ürettiği düşünceler einstein'in teorileri ile yarışır derecede bile olsa, yazdığı yazılar edebi açıdan geothe'yi fersah fersah aşsa bile, hiç bir zaman basit bir halı saha oyuncusunun ulaştığı doyuma ulaşamayacağını bilir. neden futbolu daha önce keşfetmedim ki diye; ya da neden futbolu keşfettim ki diye isyan eder söz konusu kişi.