• 27
    kitap bir yana dogru bir onermedir.

    futbol diger sporlardan farkli olarak profesyonel olmadan da hastalik sekilde cocuktan yasliya takip edilen bir spor.

    dunyanin en ucra kosesinde basketbol ya da golf degil, futbol sahasi gorursunuz. bazen iki tastan yapilan kale ve kutu koladan top yeterlidir.

    hic bir spor dali futbol kadar milletler arasi kitlesel etkilesime sahip degildir. savas da baslatabilir, savas da sonlandirabilir bu yuzden.

    kapitalist ahlakin icsellestirildigi gunumuz futbolu ise sadece futbol olmaya mahkumdur. amator ruhu alirsaniz geriye sadece paza kazanan sporcularin oldugu ve seyirci degil musteri olarak gelen kisiler kalir.

    bu yuzden gunumuzde cogu gercek futbolsever mekaniklesen, bahis camuruna batmis ve atletizm ile yogrulmus endustriyel futbol yerine amator futbola daha da merakli. bal ligi, yerel takimlar bu yuzden daha revacta dunyada. herkes o cocukken sevdigi ve asik oldugu seyi orada buluyor cunku. makinelesen ve her hafta ayni seylerin yasandigi premier lig'de degil.

    hos, belki de turkiye ligindeki kalitesizlik ve amatorluk turkiye super lig'in turk taraftarlara sundugu gizli sostur ve aciklanamayan super lig bagimliligidir. bu yazinin sonunda premier lig'in super lig'in getir goturunu yapmasi sonucu cikmasi amaclanmamisti ama buyrun buradan yakin.
  • 30
    türk tarihi aslında çoğunlukla savaş tarihidir. kazanılmış onlarca zaferin yanında, kaybedilen savaşların arka planında bile cesaret, azim, mücadele, yiğitlik vardır. bugün hemen her şehrin ya ilçesinin, ya semtinin, ya mahallesinin, ya sokağının ya da bir okulunun adı gaziosmanpaşa’dır. kimdir gazi osman paşa, ne yapmıştır ki osmanlı padişahlarından ya da devlet adamlarından veya yeni kurulan türkiye cumhuriyeti’nin önemli isimlerinden daha çok nam sahibidir?

    osman paşa, osmanlının çöküş döneminin en sorunlu bölgelerinde subaylık görevlerini icra etti. kırım harbi’nde yüzbaşı oldu. suriye, girit, yemen gibi yerlerde isyanları bastırdı ve ruslar’ın balkanlar’ı ayaklandırdığı dönemde de bosna’ya tayin oldu. burada sırplarla savaştı ve 1876 yılında mareşal oldu. ertesi sene 93 harbi diye bilinen osmanlı-rus savaşı başladı. ruslar, balkan ülkelerinin de desteğiyle tuna üzerinden istanbul’a girmeyi planlıyordu. rusların vidin üzerinden saldırı yapılacağı düşünüldüğü için osman paşa, askerleriyle birlikte burada bekledi. ama rus birlikleri niğbolu üzerinden gidince osman paşa saray ile yazışmalara başladı ve birçok teklif sundu. hepsi de saray tarafından reddedildi. en sonunda osman paşa birlikleriyle beraber plevne’de rus ordularını durdurmak için harekete geçti. plevne’de toplamda üç savaş yapıldı. her savaşta rus birlikleri daha fazla asker ile saldırıya geçiyor ve her defasında osman paşa komıutasındaki birlikler tarafından bu saldırılar bertaraf ediliyordu. türk orduları plevne’de tek bir cephede dahi yenilmedi. tüm dünyanın nerdeyse gözü kulağı plevne’de oldu, rus tarihinin en güçlü ordusu, kendisinden 5 kat daha az olan osmanlı ordusuna karşı hiçbir başarı sağlayamamasını, hatta kayıplar vermesini ilgiyle, merakla izliyor ve “hasta adam” diye tabir edilen osmanlıya yeniden hayranlık duymaya başlıyorlardı. savaş ile plevne’de galip gelemeyeceğini kabul eden ruslar şehri muhasara altına almaya başladılar. osmanlı askerlerinin dünya ile irtibatı kesildi, yardım ulaşmıyor, soğuk bastırmış, erzak bitmek üzere. açlıktan ölen hayvanlar, çocuklar, askerler. osman paşa silah bırakılsın emrini verdi ve ruslar osmanlı osman paşa’yı ve askerlerini esir aldı. osman paşa bir değirmende yaralı yatıyor. büyük rus generalleri osman paşa’yı yakından tanımak istiyor. hiçbirine selam vermedi. kendisiyle tokalaşmak isteyenlerin yüzüne dahi bakmadı. abdülhamid’in kendisine hediye ettiği kılıcı ruslara uzattı. rus çarı iltifatlarla osman paşa’ya kılıcını geri verdi ve kendisinin güvenli bir şekilde istanbul’a dönmesine izin verildi.

    tam da aynı yıllarda futbolun beşiği diye bilinen ingiltere’nin hampshire bölgesinde dünyanın en eski futbol takımlarından biri olan ve fordingbridge diye bilinen takım, içinde hiçbir türk sporcu, teknik direktör, yönetici v.s olmamasına rağmen plevne savaşı’ndaki türklerin azmine, mücadele ruhuna hayran kalmışlar ve isimlerinin yanına “turk” kelimesini ekleyip takımın amblemini de da ay-yıldız olarak değiştirmişlerdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın