51
az da olsa rijkaard'ı sami yen'de son kez görmenin tesellisi ile birlikte kelimelerin, küfürlerin kifayetsiz kaldığı andır.
frank rijkaard'ın gittiğinin öğrenildiği an
-
-
52çalışıyodum o esnada. o kadar dalmışım ki telefona gelen mesajları falan duymadım. sonra bir an gözüm kaydı alete. mesajı açtım ve sadece iki kelime rijkaard gitti. gönderen beşiktaşlı bir arkadaşım.
inanmadım. barfly'ı aradım. doğru mu lan dedim sadece açar açmaz. evet dedi. amına koyayım deyip bir sigara yaktım. sonra bi tane daha. bi tane daha... -
53dolmuştaydım. kampüsten eve dönerken ''şimdi internete girersem kesin rijkaard ile yolların ayrıldığını görürüm lan'' diye iç geçiriyordum. eve varıldı, buzdolabında dünden kalan köfte patates ısıtılarak ikindi atıştırması niyetine afiyetle yenildi. yanında ekstra olarak çoban salatası ve kola. yemekten sonra bir ağırlık çöktü, kanepeye uzanılarak nedensizce arka sokaklar izlendi. haber saati yaklaştıkça kanal kanal zap yapıldı, birdenbire kanal 24'te spor haberleri ile karşılaşıldı. bir de ne göreyim ?
içimden geçirdiğim şey.
bekliyordum zaten, allah sonumuzu hayreylesin dedim. 20 ekim 2010 manchester united bursaspor maçını izlerken buldum kendimi. -
54tam derse giriyordum o sırada. konferans salonunda oturmuştum ki bi mesaj geldi; rijkaard gitmişti... gideceği gayet belli olduğu halde normal karşılayamadım bu durumu, kabullenemedim, ağlamaklı oldum. sonra emre kongar konuştu derste; ben sadece havada dolaşan sesleri duyuyordum, bir şey algılayamadan.
evet hatalar yaptı, bazı inatlarından vazgeçmedi, takımı futbol olarak aldığından çok ilerilere götüremedi. ama son yıllarda kimin sadece varlığı bile bizi bu kadar ümitle doldurdu gelecek hakkında, kim bizi bu kadar net inandırabildi daha önce gelir gelmez?
o gitti, ama sene başında gönderilmesini istediği adam hala takımda. formasıyla dalga geçtiği halde hem de.
o gitti, ama sözlerini tutmayan adamlar hala kulübün başında. taraftarıyla dalga geçtiği halde hem de.
gelişin de, gidişin de büyük olay oldu be hocam. -
55hani agir hasta bi sevdiginiz vardir olumu yakistiramazsiniz ama her baktiginizda o hali degilde cabasi icinizi burkar, bilirsiniz sonu ama yakistiramazsiniz. sonra bi gun malum haber gelir; dudaklarinizdan belli belirsiz "kurtuldu" dokulur, dediginiz size de samimi gelmez ama...
-
56bekliyordum o haberi o gün. sabah evden çıkarken ntvspor'da öğleden önce rijkaardla ilişiğin kesildiği resmi olarak açıklanacak haberini gördüm. okulda internet filan da bulamadım ama saat 2 gibi arkadaşıma mesaj attım gitmedi de diye ama gelen cevap keşkeydi.keşke ulan keşke işte...
-
57kendisinin gitmesine çok ağladım. tazminatını peşin istemesine dayanamadım. çok üzüldüm. durun yine ağlıcam.
(bkz: iyi misiniz ?) -
58çok üzülmedim ama içim hafiften burkuldu, şöyle ki galatasaray yönetimi'nin böylesine marka değeri taşıyan ve takımı baştan aşağıya değiştirebilecek tecrübe ve kapasitede olan bir hocaya gerekli imkanları sunmaması ve kendi oyunlarına alet etmesi canımı sıktı. kendisinin kim olduğu, nasıl bir oyun oynatmayı amaçladığı bellidir, madem ki getirme kararı aldınız, kendisinin şartlarını da kabul etmeliydiniz. etmeyecekseniz, "bu topraklarda çalışıyorsa bize göre sistem kuracak" diye düşündüyseniz zaten geldiği gün kendisi en yanlış tercih idi. demek ki siz frank rijkaard ismi üzerinden şov yaptınız, bir dönemliğine yerlerinizi garantiye aldınız. mesele bundan ibaret. yarın bir gün aynı şey bir başka yabancı hocanın başına gelse ona da üzülürüm. buradaki üzüntü doğrudan kendisinden ziyade olayların gelişme ve sonuçlanma şekli ile ilgili.
bunların dışında frank rijkaard'ın da hataları oldu. kesinlikle oldu. ama yine de fenerbahçe stili ile yollandığı ve oyuncular tarafından sırt çevrildiği için kendisi adına da üzüldüm. barcelona dışındaki bir takımda kendisini kanıtlasın, başka başarılar elde etsin isterim. uzun zamandan beri bildiğim ve sevdiğim bir karakterdir çünkü kendisi. keşke bizimle yaşadığı birliktelik güzel sonuçlansaydı ve daha organik bir ayrılık yaşansaydı... neyse yani tüm bu olanlardan dolayı,
allah kimseyi utandırmasın
ne diyelim... -
59
-
60onceki aksami hic uyuyamamistim, karabasanlar, korkunc ruyalar, sabahi zor ettim yani... kahvaltida da bogazimdan tek bir lokma gecmedi, bir kahveyle 2 paket sigara bitirmisim. vucudum bile hissetmis rijkaardin gidecegini, gonulden baglanmak bu olsa gerek.
galatasaray.org u yeniliyordumki o aci gercekle karsilastim, hayir nolamaz diye haykirirken ilk olarak bilgisayarimi balkondan asagi attim, ondan sonra hemen yan odaya gidip malum sebeblerden aldigim kirbacimla vucuduma iskence yapmaya basladim, bu aciyi bir sekilde bastirmam gerekti ama olmuyordu, bir ara kendimi yakmayi veya ibret-i alem icin taksimde asmayi dusundum, bu birliktelik bitmemeli, bitemezdi...acimi hafifleten tek olay rijkaardin alacagi 4,5 milyon euro tazminat oldu. aslinda bu adamin bize kattiklarindan sonra 4,5 milyon euro nedirki die dusunup, galatasaray yonetimine 1 saat araliksiz kufur ettim..hala bu o gunun etkisindeyim sozluk lutfen yardim et...
