resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 2127
    geçen sene, özellikle ikinci yarıdaki top ayağına gelince ne yapacağını bilmeyen sadece keita'ya arda'nın ayağına bakan takım gitmiş, ne yaptığını bilen kendine güvenen bir takım gelmiş. belli ki rijkaard iyi çalışmış. bu takım iş yapar. * açıkçası beni umutlandıran adamdır. geçen sene kendisini baya eleştirdim ama hadi be frank, ben senden özür dilemek istiyorum.
  • 2128
    no'sunu, yes'ini bilmem, adının başına ya da sonuna bir şey eklenmemesi gerekendir, çünkü o bildiğin frank rijkaard'tır... ya da bilemediğin... evet, sorun da burada galiba; bilemediğin... rakip taraftarlar kendi taraftarlarından daha fazla değerini bilmektedir; "galatasaray'a bak! teknik direktörleri frank rijkaard lan! bir de bizimkine bak!" diyecek kadar... değer bilmeyen, doyumsuz bir milletiz, tek derdimiz bu aslında.

    gerekebilir diye bir de not düşeyim: ister türk, ister yabancı olsun, no'lu bir kampanya hoş değildir, hatta gereksizdir... rijkaard'ın no'suna karşı çıkmanın da uyruğuyla ilgisi yoktur...
  • 2133
    bazen eleştirsemde sonunda galatasaray'ın başında olmasından dolayı her zaman için gurur duyduğum ve kendisiyle uzun yıllar çalışılması gerektiğine yürekten inandığım hocamız. inşallah adnan polat'da onun türkiye'de kalması için yürekten çaba gösterir, istediği kadroları onun emrine verir ve onu ülkemizdeki teknik direktör avcılarından sonuna kadar korumayı başarır.
  • 2134
    şimdi bu yazacaklarımı rijkaard uçurumdan atlasa peşinden koşacak olanlar, akıl tutulması yaşayanlar burada okumayı bıraksın.

    biraz düşünebilenler, yahu her insan eleştirilebilir diyenler, aklıselim olanlar okumaya devam edebilir.

    yalan değil, rijkaard galatasaray'a geldiğinde inanılmaz sevindim. sonuçta barcelona'da yaptıkları çok önemli işlerdi. yanında total amca neskeens de var dedıklerınde sevincim ikiye katlandı.

    sezona müthiş bir giriş yapan takım ne hikmetse takım oyunundan koptu. takım çok kötü oynamaya başladı ve takım içinde huzursuzluklar, gruplaşmalar vs. görülmeye başlandı. rijkaard hiçbir maçta benim de dahil olduğum birçok galatasaraylının kafasına uyan bir takım sahaya sürmedi. biz elbet bir bildiği vardır şeklinde yorumlasak da bunu maçlar bizim düşündüğümüz gibi geçti ve takım verimli olamadı. en vahim durum ise takım çok kötü oynuyordu biz bunu nasıl izliyorsak rijkaard da öyle izliyordu. oyuna müdahale ettiği zaman ise işler daha kötüye gidiyordu. bunun ceremesini çok çekti galatasaray.

    ben galatasarayın oyununda rijkaard'dan sonra hiçbir gelişme görmedim. iyiye giden en ufak birşey. bir kırıntı dahi yok göremedim. zaten sonuçlar da beni yalancı çıkarmıyor sanırım. her ne ise kendisine bir yıl daha şans verilmesini ve bu şansı iyi kullanırsa daha uzun yıllar takımda kalmasını ben de isterim. fenerbahçe maçındaki görüntü bana hiçbir değişikliğin olmadığını, aynı basiretsiz takımın aynı oyununu sürdürdüğünü gösterdi bu da beni üzdü. tabi bu, kadro ile maçın önemi ile vs. açıklanabilir ama oyun yapısı umut vermedi diyelim. yine oyuna müdahaleleri ve sahaya sürdüğü takım ile. dilerim yanılıyorumdur ve yanılırım.

    not: arkadaşlar ben hıncal uluç'luk, troll'lük derdinde filan değilim. burada kim rijkaard hakkında en ufak kötü birşey karalasa linç kampanyası başlıyor. anlamadığım kimsenin rijkaard'ın kariyerine, teknik adamlığına birşey dediği yok ki. ayrıca diyenler de olabilir burasının karşıt fikirlerin buluştuğu bir yer olması daha güzel değil mi zaten?
    herkes eleştirilebilir. rijkaard'ı eleştirmek niye bu kadar insana anlaşılmaz geliyor ben bunu anlamıyorum. rijkaard dünyanın en mükemmel teknik adamı olabilir ve galatasaray ile uyuşmayabilir. dünyada bunun tonla örneği var.
    ben derdimi anlattım ve inşallah yanılırım dedim. şimdi bu entry gelmiş geçmiş en ofsayt entry de olsa inanın umrumda değil.
    burada herkes derdini, fikrini hakaret etmeden özgürce söyleyebilmeli..saygılarımla..
  • 2137
    galatasaray camiası icin fenerbahce maclarının ne demek oldugunu idrak edememis sözde futbol tanrısı tapılası hollandalı teknik adam!!!
    - fenerbahce maclarının onemını kavrayamamıs ve bu maclara adana kiremithanespor maçları kadar onem veren zihniyetin...
    -gustavo andres victoria rave gibi yeteneksizler ile cl'de son sekize kalan hocaların olduğu bir ligde bir sonraki sezon muhtac oldugu futbolcu topluluguna topyekun "yetersizler" damgası vuran zihniyetin...
    - cıktıgı uc fenerbahce macının hepsinde maglup olmus (u: 25 ekim 2009 fenerbahce galatasaray macı, 28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macı, 21 temmuz 2010 galatasaray fenerbahce macı ), tam bes gol yemiş, bunun karşılığında sadece bir gol* ( onu da duran toptan olusan bir karambolde) atabilmiş bir zihniyetin...
    -sonra da sıkılmadan, utanmadan fenerbahce macının da diğer hazırlık maclarıyla aynı olduğunu, bir önemi olmadığını söyleyen zihniyetin...
    -fenerbahce maclarından sonra bir hafta kendine gelemeyen taraftarlar oldugunun farkına varamayan zihniyetin...

    p.s: bizler gibi, teselliyi kıçıkırık ve futbol rekabetinde zerre kadar önemi olmayan fenerbahce maclarında aramayan, avamın sefil kalablıklarına dahil olmayan,kendini futbol profesoru sanmayan, ehl-i ulema, zat-ı şahane, mavi kanlı elit taraftarlarımızı fenerbahce maclarıyla ilgili dusuncelerim icin tenzih ederim tabiki!

    edit: imla
  • 2142
    uzun, uzun olduğu kadar sıkıcı girizgah için : http://captano.blogspot.com/...-frank-rijkaard.html

    --- alıntı ---

    total futbol, hollanda milli takımı, ajax, barcelona, ispanya milli takımı ekseninde bakıldığında görünen tek kişi : johann cruyff. dünya futbolunda çok iyi takımlar, çok başarılı takımlar oldu. ama bütün maça hakim olarak, sürekli pas yaparak sonuca ulaşan sadece 2 takım oldu bugüne kadar: barcelona ve ispanya. bu oyun şekli cruyff’un 70’lerde futbolculuğundan başlayıp, teknik direktörlüğü ve şu günlerde kanaat önderliğine kadar geçen sürede olgunlaştı. ajax altyapısı, ajax, hollanda milli takımı ile bütün hollanda’ya yayılıp sonra da cruyff tarafından barcelona’ya ihraç edildi.
    barcelona’da 1 ay öncesine kadar “onursal başkan”dı cruyff ve katalunya milli takımı teknik direktörü olarak hayatına devam ediyor.
    dünya futbolunda büyük bir güç cruyff’un fikirleri. bir hocayı, futbolcuyu işaret etmesi çok önemli. rijkaard’ı ve eski arkadaşı neeskens’i nasıl tuttuğunu biliyoruz.
    bir anlamda galatasaray’ın hocalarının en önemli referansı dünya futboluna yön veren en önemli adam.

    bu yazının asıl konusu burada başlıyor.
    şöyle ki: total futbol, güzel. frank rijkaard, güzel. johan neeskens, güzel. bunların hepsi güzel hakikaten.
    ben bu adamların galatasaray’a total futbolu yerleştireceklerini, başarılı olacaklarını düşünüyorum. kafamı kurcalayan şey başka. bu sistem ne kadar sürdürülebilir?
    türkiye gibi istikrarsızlıkta dünyanın önde gelen ülkelerinden birinde bu iş devam edebilir mi?
    yani, frank ve johan bir şekilde galatasaray’dan ayrıldıklarında (ister kovularak, ister sıkıldık hocalıktan derseler) takımın hali ne olur? kovulma ihtimali bu ülkede herkesin, her an vardır, tecrübeyle sabittir, sektör ayırmaksızın hem de.
    galatasaray altyapısı total futbolu öğrenen gençler yetiştirmeye başlamış olur mu, yerlerine gelecek hoca bu düzeni ısrar ve sabırla devam ettirecek mi?
    diyelim ki yönetim değişti, yeni gelenler total futbol ve bunun için oluşturulan düzeni bozmadan devam ettir(bil)ecekler mi? kendilerince kritik gördükleri yerlere amcaoğullarını yerleştirmeden dura(bil)cekler mi?

    rijkaard ve neeskens’le ilgili bugünlerde kafamı en çok meşgul eden bu. yoksa fener maçında batdal’ı niye çıkardığı değil. gerçi batdal’ı çıkarmalarını da hiç hoş karşılamıyorum ama. ne kadar elit de olsam, feneri tavla maçında bile yenmek istiyorum. evet, fener’e yenilince ben de 2 gün kendime gelemiyorum.

    neyse, kafamı kurcalayan soru şu: bizim cruyff’umuz olacak mı? olacaksa kim olacak? rijkaard mı, neeskens mi, cruyff’un kendisi mi?
    adnan polat bu tip bir girişimi seven biri. sistemin devamlılığı için feldkamp’ı kulübe teknik danışman olarak getirmiş biri. sürdürülebilir mi total futbol?

    eğer cevap hayır ise, yapılabilecek en iyi şey fatih terim’in kaos futboluna geri dönmek (fatih terim’in bundan vazgeçtiğini düşünürsek takımın başında olmasına gerek yok).
    orta sahada rakip kim olursa olsun cenk etmek ve geleneksel olarak bu savaşları kazanmak. belki türk futbol ekolü budur.

    --- alıntı ---
  • 2143
    neler düşündüğünü, neler hissettiğini çok merak ettiğim hocamız. acaba galatasaray, o'nun için ne ifade ediyor?

    tabii ki rijkaard gibi futbolun önde gelen bir markası bu payeye şıp diye ulaşmadı. hiç olmazsa, ama hiç olmazsa işinin ve sözünün eri olarak profesyonelce mesaisini adıyordur. lakin daha fazlası yok gibi geliyor bana. elbette ki hiçbirimiz kadar galatasaraylı değildir. ama bunu bekleyen de yok. bunun olmasına gerek de yok.

    ancak, içinde bulunduğun ortamın yapısını iyi süzemezsen, iyi tanıyamazsan asla tam olarak başarılı olamazsın. bu her iş için gerekli. dünya üzerinde hiçbir iş yoktur ki, icra edenine, parçası olduğu camiayı tanımaya çalışmama ayrıcalığı tanısın. yok öyle bir meslek. yerim dar, yenim dar demeyle de açıklama sunulamıyor. işyerinizde size verilen işi süresinde ve başarıyla teslim etmeyin bakalım ne olacak ? "bilgisayarım yavaş, yenisi lazım" diyemezsiniz. patronunuzun, mesai arkadaşlarınızın, müşterilerinizin huyunu suyunu bilmeyin bakalım nasıl da eliniz ayağınza dolaşıyor.

    ben rijkaard'ın bilgisini ya da tecrübesini (artık) tartışacak değilim. çünkü ben tartışmaya açarsam, "playstationdan öte bişeyi olmayan" adam olurken, bunu ilan eden yazarın acaba playstationdan gayri nesi var diye merak edip gülümsüyorum. hani tartışan cahil ya, tartışana cahil diyen ne kadar bilge ki, bu hükme varabiliyor? nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan komedya. bu sözlükte konuşulmayacak konuları artık öğrendim. cısss ! adamı tefe koyarlar, 7 ay önceki entry'ini bile ofsayta boğar belli bir takım zümreler. korkarım ki çoğunluğu da genç, hala okuyan kardeşlerimiz. iş, sorumluluk, profesyonel çaba ne demek henüz tanışmamış kişilerin , rijkaard'ın "iş verimliliğini" tartışılmaz ilan etmeleri ya da hakaretlerle saldırmaları çekilecek çile değil. tam anlamıyla absürdlük.
    yahu ben futboldan anlamıyorum varsayalım; yahu sen profesyonellikten, işten, beklentileri karşılamaktan ne anlıyorsun be adam ?! laf işte !

    tartışılır arkadaşım. rijkaard da tartışılır. yediğin önünde yemediğin arkanda bir işyerindesin. kalkıp da bursaspor ve fenerbahçe'nin gerisinde kalıp, beşiktaş'ı da hasbel kader geçebilmişsen ve "n'oldu hocam?" diye sorana "orta saham yok" dersen, tartışılmak bile lütuf olarak kalır. bunun total futbol ya da kaos futboluyla değil (çıktılar/girdiler=verim) prensibiyle alakası vardır.

    velhasıl, sanırım rijkaard abim hala yabancı ortama. fenerbahçe maçlarının önemini kavrayamamış. hatta bundan fersah fersah ötesi, bu takımın yukarılarda bulunmakla ilgili tehlikeli tutkuları olduğunu da anlayamamış. tamam, galatasaray taraftarı amerika'da teyzesi olan çocuk gibi her yenilikle her güzellikle ilk önce tanışmaya alışkın, dışa açık, değişimlere sabırlı, heyecanını zamana eşit yayabilen bir taraftar. devrim, değişim, devinim için bu topraklardaki en müsait camia. ama bu araba da su yakmıyor. lancaster polo klübü değil ki burası, sportif başarısızlığa ses etmeyelim, derbi galibiyeti özlemini es geçelim, lig 3.lüğünü dert etmeyelim. arada birşeyler görelim be hocam. lig 3.sü olup da kupa kazanmış olsaydık veya 1-2 derbi kazanmış olsaydık fena mı olurdu?
    başarının ön koşulu en alt dereceden bir başarısızlık değildir.
    rijkaard'a koşulsuz destek verenlere dönük olarak da tek endişe ettiğim nokta budur. sürekli bir başarısızlığın acı tadını boşaltıp alıştırmaya çalışılmasa daha iyi olur. yoksa sen de en az benim kadar cahilsin sevgili yazar arkadaşım, kimseyi kandırmayalım. pro lisansı olan varsa taratır koyar resmini, tıklar bakarız, "abimiz" deriz her daim. "kara" diyenin cahil olması, "ak" diyeni otomatikman bilge kılmaz. yeter bu kadar güldüğüm.

    zira asil olmak illa ki fakir olmayı gerektirmez. asalet, yokluktan beslenmez. yokluk sırasında koyduğu tavırla ortaya çıkar. ve bu tavır; yokluğu, yoksunluğu kanıksamak ya da yok saymak için değil, yeniden düze çıkmak için konur. ben deli gibi sevdiğim takımımının üç kuruşluk esprilere malzeme edilmesini sindirmiyorum arkadaşım. yok bizde öyle geniş mide.

    hem bu total futbol denen zıkkım her ne ise, arada sırada kritik maçlar kazanılarak da oturamaz mı? ilk 8 ile yaptığın maçlarda en fazla 2-3 galibiyet alarak mı oturuyor bu? aksi yasak mı, haram mı, günah mı? total futbol illa orta sahada xavi-iniesta, önlerine de eto'o ile mi oluyor? o zaman onun adı "pahalı futbol" olur yiğidim. ve biz o futbolu birkaç sezondan fazla taşıyamayız, paramız yetmez bizim.

    rijkaard'a destek vermeyenlerin otomatikman yaftalanmasını gerektirecek bir durum yok ortada. en azından zeka düzeyiyle ilgili hakaretleri ve bunlara sessiz kalınmasını gerektirmiyor. rijkaard'ın ismin destursuz ananlara dönük sistematik bir etnik temizlik var. unutulmasın, adalet ve hoşgörü hepimize lazım. yarın öbür gün rijkaard milan'a falan imza atar gider, o zaman da sizin ihtiyacınız olur sesinize kulak verilmesine. azıcık yavaş gelin.

    ve şu takım da artık umut ışığı vermeye başlasın. pivot santraforu oyundan alındıktan sonra sağlı sollu orta yağdırmak gibi ersun yanal'ı milli takım'dan uçuran absürdlükleri 2010 yılının galatasaray'ında görmeyelim artık. bursaspor'un , ertuğrul sağlam'ın 1-1,5 senede kurduğu ve ortalama kaliteye sahip adamlarla inşa ettiği futbola biz hala fersah fersah uzağız.

    yok yine destekliyoruz o ayrı konu. hocasından oyuncusuna kadar benden bişey istesinler, taa buralardan yapayım hemen. ama azıcık da güldürün, azıcık da buldurun yahu. altınızdaki araba lamborghini değilse de , lada hiç değil. nerden baksan alfa romeo, basar gider iyi kötü.
  • 2145
    --- alıntı ---
    basın toplantısı: frank rijkaard

    galatasaray ile ofk belgrad arasında oynanacak olan uefa avrupa ligi 3. ön eleme turu karşılaşması öncesinde teknik direktör frank rijkaard, florya metin oktay tesisleri’nde bir basın toplantısı düzenledi.

    basın toplantısında medya mensuplarının sorularını yanıtlayan frank rijkaard, takım olarak hazırlık kampında çok iyi çalıştıklarını belirterek, fizik açıdan en iyi duruma gelmek için çalışmaları devam ettirdiklerini ifade etti. frank rijkaard, sakat oyuncuların durumları ile ilgili olaraksa, “gökhan zan’ın boyun ağrısı, aydın yılmaz’ın arka adalesinde çekme, baros’un tendon sakatlığı var. emirhan ile elano’nun da sakatlıkları bulunuyor. bu oyuncularımız takımda yer alamayacaklar” dedi.

    rakip ofk belgrad’ın fizik açıdan iyi bir ekip olduğunu dile getiren rijkaard, “onlar da hazırlık dönemi geçirdikleri için yine de yolun başındalar. fizik olarak bizimle aynı durumdalar. daha önceki maçlarında kendi sistemlerini oynadılar. kendi sahalarında rakibi kabul eden ve rakibe az pozisyon veren bir yapıdalar. uzun toplarla ileriye dönük oynayarak rakibi bu şekilde sıkıştırmaya çalışıyorlar. benim gördüğüm defansif anlayışla sahaya çıkan bir takım. tabii ki aldığımız bilgiler bunlar ama bize karşı nasıl olacaklar bunu da maç zamanında göreceğiz” diye konuştu.

    yarın sahaya çıkacak olan ilk 11’i açıklamayan frank rijkaard; neill, pino ve kewell’ın ilk 18’de yer alacağını söyledi.

    bir başka soru üzerine haldun üstünel’in yönetim kurulu’ndan istifasına üzüldüğünü belirten frank rijkaard, “bu yönetim kurulu ile arasında olan konu. ben onun gerçek bir galatasaraylı olduğunu biliyorum” dedi.

    bu sezon başarı için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurgulayan frank rijkaard, “geçen seneden sonra bu sene başarı için çalışıyoruz. elimizden gelen her şeyi yapıp, takım halinde çalışarak yukarıya doğru tırmanmak istiyoruz. mental ve fizik olarak takımı en üst düzeye çıkararak en üst seviyede koşmak istiyoruz. büyük takımlarda genelde galip gelmek ilk hedeftir. tabii ki iyi bir futbolla bu başarıyı yakalamak daha önemli. seyircinin seyrettiği futboldan memnuniyeti de önemli oluyor. taraftarlarımızın bizden beklediği çok şey var. bizler de onları memnun etmek için sahada her türlü imkanı arayacağız ve onları mutlu edeceğiz” dedi.

    geçtiğimiz sezon yaşanan sakatlıkların yerlerini dolduramamanın dezavantajını yaşadıklarını belirten frank rijkaard, “aynı performansı yerine getirebilecek oyuncuların olmayışı sorun yaratmıştı” dedi.

    takım içersindeki havanın çok iyi olduğunu belirten frank rijkaard, yeni gelen transferlerin kısa zamanda takıma uyum sağladığını söyledi.

    hollanda’daki hazırlık kampının gençler için çok iyi bir fırsat olduğunu belirten frank rijkaard, “gençleri görme fırsatı için kampın önemli olduğunu biliyoruz. kendi açımızdan onları görmek için de bir fırsat bu. birçok idman ve maç yapıyoruz. kewell, neill gibi oyuncuların kampa geç katılmasının ardından, onların alternatifini aramak için de gençleri 45’er dakika oynatıp gözlemlemek avantajlı oldu. bunlar gençler için de çok önemli. a takımda olmak onların geleceğindeki ilk adımın oluşturuyor. bizler için de onları görme fırsatı veriyor. üzerlerine neler katmış olduklarını görüyoruz. bütün a2 gençlerinin iyi durumda olduklarını ve hollanda’da iyi bir antrenman programı geçirdiklerini düşünüyorum. oynadıkları maçlarda eksikleri vardı ama zamanla bunları da aşacaklar” dedi.

    frank rijkaard, sakatlığı olan baros’a alternatifi takım içinde yaratabileceklerini belirterek, “kewell hem forvet, hem de sol kanatta oynuyor. yeni transfer mehmet batdal da çok yetenekli. mehmet batdal, süper lig'de forma giydikçe daha iyi oynayacaktır. baros’un sakatlığı da kısa zamanda düzelecek ve takıma katılacak” dedi.

    frank rijkaard yeni transfer lorik cana ile ilgili olaraksa, “cana galatasaray için çok önemli bir oyuncu olacak. tabii ki kampa sonradan katıldı ve eksikleri var. özel bir programla en iyi şekilde takımdaki yerini alacaktır. biz de bunun için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu.
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/...aligi/haber/7477.php
App Store'dan indirin Google Play'den alın