football manager 2012'den beri tüm serilerini oynadığım oyunun sonuncusu. 2012'den önceki serilerini de oynamışlığım vardır fakat diğer seriler çok basit kaçıyordu bence. 2018 ise her şeyiyle serinin en iyisi bana göre.
oyunun benim için belirli bir mantığı var ve ben kendimce bunu çözdükten sonra her kariyerimde büyük başarılara imza attım. oyunu en çok oynamaktan zevk aldığım takım ise tabi ki galatasaray.
oyuna başlamadan önce nasıl bir takım istediğinize karar verin. tabi ki sadece karar vermek ile olacak şey değil, bir çok taktik ve diziliş deneyeceksiniz ama sonunda doğruyu bulacaksınız.
ben topu çok ayağında gevelemeyen, direkt olarak kaleye yönelen, tempolu bir takım yaratmak istedim. sanırım bu herkesin istediği bir oyun anlayışı.
* ama aynı zamanda da az faul yapan ve sakatlık riski az olan bir takım olsun istedim. fakat bu dengeyi kurmam biraz zaman aldı. çünkü hem tempolu, agresif olup hem de aşırı centilmen olmak zor iş.
dizilişin önemli olduğunu düşünüyorum. ben her kariyerimde 4-1-2-2-1 dizilişini oynatıyorum.
https://i.hizliresim.com/EDNNgv.jpg (taktiğin isminin tiki taka olduğuna bakmayın deneye deneye başka hale geldi.)
önceleri klasik 4-2-3-1 tercih ediyordum fakat ön liberosuz sistem olduğu için geride az adamla yakalanıp çok kontra yediğimden oraya bir ön libero koyma ihtiyacı hissettim. bu sefer de klasik 10 numara oynayan oyuncudan feragat etmem gerekiyordu ve hiç düşünmeden 10 numarasız taktiğe geçtim. şimdi orta sahada topu kapıp kanatlardan yardıran bir takımım var.
önce şunu şuraya bir bırakalım.
https://i.hizliresim.com/GDNN0V.jpg takım talimatları en zorlandığım kısım oldu, zira yüksek tempo, önde baskı, seri pas, orta kafa gol yapınca işler istediğiniz gibi gitmiyor. ben en düşük tempoya ayarladım mesela, düşündüğünüzde bu ne lan aykut kocaman futbolumu oynuyorsun diye düşündürebilir lakin ki öyle değildir. düşük tempo sizin topu ayağınızda tutmayı sağlar, pres anlayışınızı da "daha fazla" yaptığınızda ortaya istediğim anlayış çıkıyor. topu kaybedince saldır topu aldığında kaybetme. bunun yanında defanstan kısa pasla çık, bekleri kullan, kısacası kanatlardan atak gerçekleştir. zaten dizilişten de anlaşılacağı gibi kanatları kullanmak isteyen bir anlayış var ortada.
buraya kadar oyun anlayışımızın iskeletini oluşturduk, asıl önemli olan kısım bundan sonrası. sürekli başarı nasıl elde edilir? yeri geldiğinde istikrar önemli rol oynarken, bazen de oyunun açıklarından faydalanmak gerekecek.
takım organizasyonların bahsetmek istiyorum. sorumluluklar çok önemli, bir futbol direktörü ile çalışıyorsanız bırakın o kendi işini yapsın. her şey ile siz uğraşamazsınız. personel işe alımlarını o yapsın, kulüp çalışanları ile sözleşme yenilemelerini de o yapsın. sizin karışacağınız şey sadece, futbolcu transfer etme ve futbolcuların sözleşmelerini yenileme olsun. hatta bazen bir oyuncum sözleşme yenilemek istemediğinde futbol direktörü görüşmeleri yürütsün dediğimde bir şekilde onu ikna edip sözleşme yenilemeyi gerçekleştirebiliyor. antremanları asistan menajere bırakın, eğer iyi bir asistan menajer ile çalışıyorsanız sizden iyi antrenman programı hazırlayacaktır. 21 yaş ve 19 yaş takımlarını da o yaş gruplarının menajerleri çalıştırsın.
kadro yapısına gelince, ben 25 kişiden fazla futbolcu ile çalışmayı sevmiyorum, hem idaresi zor oluyor hem de antrenmanlarda birbirini sakatlayan çok oluyor. 11 as - 11 yedek ve 3 tane de gelecek vaadeden oyuncu ile yoluma devam ediyorum. kariyere ilk başladığınızda elinizde olanla yetinmeye çalışın, sonra ne istediğinize karar verin. ben regen kullanmayı çok seviyorum. brezilya liginden gelecek vaadeden bir oyuncuyu kaptığımda ileride 40-50 milyon eurolara büyük takımlara okutabiliyorum.
oyunun bazı hatalarından bahsetmek istiyorum. diyelim ki bir oyuncum benden yeni sözleşme talep ediyor, tamam aslanım sana en kısa zamanda sözleşme önereceğim diyorum ve hemen görüşmeye çağırıyorum ama paşam şu anda sözleşme yenilemeye hazır değilim diyor. afedersin de taşak mı geçiyosun benle demek istiyorum ama tabi ki diyemiyorum. burada devreye futbol direktörünü sokuyorum eğer o ikna edebilirse sözleşmesini yeniliyorum. baktım olacak gibi değil bedavaya gideceğine üçe beşe bakmadan başka takıma satıyorum, yapacak bir şey yok.
bunu hata olarak görür müsünüz bilmiyorum fakat uzun süre 11'e almadığınız oyuncu ben artık 11'de oynamak istiyorum dediğinde vereceğiniz hazır bir cevap kalıbı var. "sabırlı olmalısın, sıra sana da gelecek" bunu dediğinizde tamam patron deyip uzun bir süre daha sizden forma istemiyor. ama atarlanıp kararlarıma saygı duy götveren derseniz morali bozuluyor çıktığı maçlarda da sıçıp batırıyor. futbolcu konuşmalarında sakin bir dil kullanmanız her zaman faydanıza olacaktır. sürekli başarı oranınızı yükseltecektir.
maç önü ve sonrası basın toplantılarından nefret ediyorum çünkü yanlış bir şey dediğinizde gereksiz düşmanlıklar ortaya çıkabiliyor bu sebeple toplantı işlerinin hepsini asistan menajere bırakıyorum.
gözlemci kısmına değinmek istiyorum, iyi bir baş gözlemci ve 3 tane de gözlemci işinizi görecektir. gerçi gözlemci bulma işini de futbol direktörüne yaptırıyorum ben ne uğraşçam ya.
* çoğu zaman futbolcuları siz kendiniz bulacaksınız zaten sadece sizin takım için faydalı olup olmayacağına karar vermek için gözlemci notları önemli.
futbolcuların potansiyel yetenekleri ve mevcut yetenekleri yıldız ile simgelenmiştir.
https://i.hizliresim.com/vPVVyO.jpg mesela gomis'in mevcut ve potansiyel yetenekleri 3,5 yıldızdır. fakat bu galatasaray takımı için olan göstergedir. barcelona'yı çalıştırdığınızda gomis'in yıldız sayısı 2'ye falan düşecektir.
bir wonderkid'in wonderkid olduğunu buradan anlayabilirsiniz, henüz 18 yaşında potansiyel yeteneği 5 yıldız fakat mevcut yeteneği 1 yıldız olan oyuncu gördüğünüzde mutlaka kadronuza alın ileride müthiş bir yıldız olacaktır.
takımınıza kaptan seçerken duygusal davranmayın, ya ben selçuk inan'ı kaptan yapmam serdar aziz olsun falan derseniz takımın morali yerlere düşecektir. selçuk kaptanlığını yapsın oynatıp oynatmamak size kalmış. duran top organizasyonlarınızı istediğiniz gibi belirleyin, iyi duran top kullanan oyuncunuz varsa zaten gol üretecektir. ama ben defans güvenliğini elden bırakmamak için frikik kullanırken mutlaka beklerimi orta sahada sabit bırakırım. dönen toplarda ani kontra yediğimde bekler çok rahat karşılıyor.
mali durum kontrolü benim en zevk aldığım konulardan birisi, muhasebeci taraftarlığımı da burada konuşturuyorum. kesinlikle sattığım oyuncudan fazla bonservis verip futbolcu almıyorum. 30 yaş üstü oyuncu transferi kesinlikle yapmam çünkü ölü yatırım ve bir oyuncum 30 yaşını girdiğinde gelen teklifleri değerlendiririm.
yeterli kadro sayısına ulaştığınızda diyelim ki müthiş bir yetenek keşfettiniz burada yapılması gereken hemen oyuncuyu transfer etmek. eğer oynatamıyorsanız bile başka takımlara kiralayabilirsiniz, bunun için de pilot takım öneririm. genelde yönetimden talep ettiğimde istanbulspor ve kartalspor'u karşıma çıkartıyor. ben istanbulspor'u pilot takımım yaptım ve alt yapıdan yetişen topçularımı buraya kiralıyorum.
alt yapınızı geliştirmek oldukça basit, alt yapı tesislerinizi her sene yenileyin, ileride daha yetenekli topçular çıkartacaksınız.
ben sezonu genelde geç açıyorum, futbolcular iyice dinlensin sezon öncesi sakatlık yaşanmaması için. bir iki hazırlık maçıyla gerekli kondisyonu sağlıyorum zaten.
konudan konuya çok geçtim farkındayım, ama konun özeti başarılı olmak istiyorsanız istikrarlı ve disiplinli davranın. benim ikinci bir taktiğim yok mesela içerde ve deplasmanda aynı taktikle oynuyorum bazen real madrid'den 5 yediğim oluyor fakat takım taktiği iyice benimsedikten sonra o takımlara 5 atacak kıvama geliyorsunuz.
ve tabi ki en önemli şey, iyi futbol iyi futbolcularla oynanır.