• 127
    arkadaşlar bu lanet oyunda savunma yapmanın bir yolu yok mu yav? delireceğim. partizan'la oynuyorum. avrupa'da tamam da, ligde de kevgire dönebiliyoruz. asıl canımı sıkan gol yemek de değil, çok pozisyon vermek. bildiğim bütün savunma yöntemlerini denedim, yok yok yok! bir maçı gol yemeden geçiriyoruz, öbür maç gene onlarca pozisyon, iki de yiyoruz. kazanıyorum, eyvallah, ama 3 atıp 2 yemek istemiyorum arkadaş ben. 1-0 olsun, benim olsun. hedefim avrupa, böyle avrupa'da bir cacık olmaz ki bizden :(
  • 130
    football manager 2012'yi kendisine milyar kez tercih ettiğim oyun. adam akıllı transfer yamalarını falan da bulabilirsem koyarım 14'üne, umrumda değil.

    kaleyi bulan 20 şutumdan 2'si gol oluyor, rakip takımın 3 şutundan 2'si kesin gol. hadi 2-3 maç anlarım da bütün sezon böyle olmaz ki. hiç yormayın kendinizi, mis gibi 12'ye başlayın. babalar gibi oynayın oyununuzu.
  • 133
    defans yapılamıyor, ne kadar iyi olursan ol takım iyi oynatılamıyor tarzı eleştirilere şiddetle karşı çıktığım bence serilerin efsaneleri arasına girecek, belki de serinin en gerçekçi oyunu. 3d olayı yine geliştirilmemiş orası doğru. cm4'ten beri aralıksız oynarım. fm 2013 çok kötüydü de fm 2014 çok iyi olmuş bence.

    uygun oyuncularla ve doğru taktiklerle gayet de hücum veya defans ne yapmak isterseniz uygulayabiliyorsunuz.

    bir tane işsiz kariyeri açayım sıfırdan kariyer yapayım dedim. 3 sene boyunca ligimizdeki dandik anadolu kulüpleri dahil hiçbir kulüp bırakın almayı, mülakata bile çağırmadı. 3 yıl işssiz işsiz gezip dışardan prim ödeyerek emekli oldum :(
  • 135
    14.2 güncellemesiyle birlikte başladığım arsenal kariyerimin 2. sezonunda şöyle bir fikstüre sahiptim;

    barcelona (d) -> şl çeyrek final ilk maçı
    tottenham (e)
    manchester city (e)
    barcelona (e) -> şl çeyrek final 2. maçı
    chelsea (d)
    manchester united (e)
    juventus (e) -> şl yarı final ilk maçı
    liverpool (d)
    juventus (d) -> şl yarı final 2. maçı
    newcastle (e)
    everton (d)
    psg -> şl finali

    son maçı çıkın, geriye kalan 11 maç sadece 30 gün içinde oynandı. ligi averajla chelsea'ye verdik ama onca sakatlığa rağmen şampiyonlar ligi'ni kazandık. bu da böyle bir tecrübemdi :((
  • 136
    2020 yılında olmama rağmen hiç fikstür problemi yaşamadığım oyun. ayrıca 30 küsür şuta karşı 3-5 şut çekip kazandığım maçlar da oldu. hani yağmurlu havada, soğukta minibüsü beklersin de gelmez ya sonra durağa bir adam gelir ve o adam gelir gelmez minibüs de gelir. sanırım bu oyunda ben, durağa sonradan gelen adamım. ondaki şans var üzerimde. normal hayatta tam tersi. ''bu nasıl benzetme lan amk'' diye kendime küfrederek gidiyorum. evet, evde çok canım sıkılıyor benim...

    https://www.facebook.com/...p;type=1&theater
  • 137
    oyun işleyişindeki en büyük problem bir senaryo üzerinden devam etmesi ve ne yapılırsa yapılsın o senaryo işliyor; misal çok formda bir dönem geçirip üst üste galibiyetler alıyorsunuz ve bir şekilde oyunu kaydedip kapatıyorsunuz ve sonra tekrar oynamaya karar verip açıldığından eğer farklı bir senaryo yükleniyorsa en kötü takıma bile yenilip ardarda puan kayıpları başlıyor. hatta bir çok insanın save/load yapmasının en temel nedeni iyi senaryoyu yakalayabilmek. bu süreklilik sorunu dışında fikstür problemleri haricinde güzel bir fm serisi olmuş futbol menajerlik oyunu.
  • 139
    yılbaşı indiriminden faydalanarak aldığım ve kariyerime mancini'nin über td özelliklerine kıyamadığım için bursaspor'la başladığım oyundur. galatasaray ilk sezonu 3'üncü tamamlayınca benim kıyamadığım mancini'ye ünal aysal çatır çatır kıydı ve yerine hikmet karaman'ı getirdi. bu mudur dedim arkadaş? bu mudur ünal aysal'ın vizyonu? aga 2 yıldır hiç mi izlemiyorsunuz şu galatasaray'ı? kimleri transfer ettiğini veya etmeye çalıştığını hiç mi görmüyorsunuz? yani şu oyunun ingiltere premier lig harici liglerdeki ai'si yerlerde sürünüyor. sene sonunda barcelona'nın, kulüpten ayrılan victor valdes'in yerine muslera'yı 13m euro gibi çok komik bir rakama alması ayrı bir embellik. üstüne bir de galatasaray'ın muslera'nın yerine kimseyi transfer etmeyip kaleyi ufuk ceylan'a emanet etmesi tam bir eşşeklik olmuştur. bu ne lan? an itibariyle içeride galatasaray'a karşı oynuyor ve 5-1 yeniyorum zira ufuk dediğin adam bildiğin kova.

    oyunda bu ve bunun gibi birçok problem var. fm 2013'e göre geride kalmış diyebilirim. en garip hatalardan biri de kalecime ısrarla oyunu sağ bekimden başlat dememe rağmen kendisinin sürekli degaj veya ileriye uzun şişirmeler yapması. eğer bunun çözümünü getiren varsa mesaj kutumu yeşillendirsin. yoksa sports interactive'e sektireceğim.
  • 140
    büyük sıkıntılarımın olduğu oyundur.bi defa tüm takımlar beklerim ve stoperlerim arasına top attığında pozisyon bulabiliyor.stoperlerimin pozisyon alma özelliği ortalaması 16.beklerimin ikisi de 15 pozisyon almalı oyuncular.ikinci sıkıntım bu lanet kaleciler yan toplarda hiç bir işe yaramıyor.duran top savunma idmanı yaptırsam da değişmiyor.kale ağzına atılan kornerler hep tehlike yaratıyor.kalecim muslera önüne gelen topu çıkıp almıyor.bu sıkıntıları çözebilen arkadaşlar bana ulaşsınlar lütfen :(
  • 141
    bazı bugların olduğu fakat bunun galatasaray ile maç kaybetmeme sebep olmadığı oyun. az önce 18 maçlık galibiyet serime son veren gaziantepspor oldu ve bu serinin içinde çeyrek finale yükseldiğim şampiyonlar ligi maçları da vardı.

    kadrom: muslera-eboue-ömer toprak-semih kaya-emre can/d.berardi-selçuk inan-felipo melo-gaitan/sneijder- drogba
    yedekler: kaleci yedeğim yok muslera'ya güvenimin göstergesi/ şener özbayraktar-ceyhun gülselam-hakan balta/hamit altıntop-hakan çalhanoğlu-tolga ciğerci-adnan januzaj-/drogba-enes ünal

    antrenörlerimi yeniledim ve iş yükünü hafiflettim ayrıca 16-17 yaşında ki veletleri transfer edip kiraya yolluyorum geleceğe yatırım olarak. ve evet bruma son sezonu kirada istediğim kıvama geldi gelecek sezon takımım da yer alacak.
  • 142
    her oyunda olduğu gibi galatasaray'la tarih yazma amacıyla yola çıktığım ancak kovularak şimdilik bu planlarımı askıya aldığım oyun. evet ilk defa bir fm serisinde galatasaray'dan kovuldum. yönetim kararları biraz daha gerçekçi olmuş gibi geldi bana.

    sezona güzel yerli transferler yaparak başladım. bunun yanı sıra kadrodaki gereksiz yabancıları ve yaşlı yerlileri göndererek bütçe yarattım. genç oyuncu takviyesi yaptım ve çok alternatifli bir kadro oluşturdum. sezon öncesi hazırlık kampında kafamdaki taktiği çalıştırdım ağırlıkla ve ara sıra da takım uyumu çalıştırdım. her şey çok güzel gelişecek gibi geliyordu. sıfır sakatlıkla sezona başladık. gel gelelim süper kupayı fenere kaptırdık. üstüne ligin ilk haftası da fenerbahçe ile oynadık tesadüfen. ona büyük bir umutla başlasak da onu da kaybettik ve henüz sezon başında yönetimin gözünden düştük.

    anadolu takımları biraz hayvani oynuyor gibi geldi bana. takımda çok iyi pas yapan ayaklar olmasına rağmen her anadolu takımı benden daha çok topa sahip oluyordu. buna çözüm aradım ancak bir türlü istikrar yakalayamadık. bi kazanıyoruz bi mağlup oluyoruz bi berabere kalıyoruz. şampiyonlar liginde ise lige göre daha iyiydik. balık bi grup denecek bi gruba düştük. porto, shakthar ve apoel takımları ile aynı gruptaydık. ilk üç maçı yenilgisiz tamamladık ve bu 3 maçın birinde portekiz'de porto ile berabere kaldık.

    ligdeki istikrarsız sonuçlarımız ve kaybettiğimiz 2 fenerbahçe derbisi üzerine ünal başgan beni toplantıya davet etti ve takımın gidişatı hakkında endişeli olduğunu bildirdi. ben şaşırdım tabi, ilk defa bir fm serisinde böyle bi özellik oluyor sanırım. gayet güzel ve gerçekçi olmuş bunu da söylemek lazım. neyse, sonra bir de bana bir sonraki maç son şansın demez mi? halbuki son maçlarda biraz toparlanır gibi olmuştuk ve cl grubumuzda üst turun en iddialı ekibiydik. ancak emir büyük yerden gelince yapacak bir şey kalmadı ve sonraki maça en iyi şekilde hazırlanmaya başladık. bazı oyuncularımız sakattı. işin daha da kötüsü başkanın son şans olarak nitelediği maç arenada oynayacağımız shakhtar maçıydı. hani bi erciyes maçı falan olaydı daha iyi olurdu ama biz yine de hazırlandık elimizden geldiğince. ancak ne yazık ki berabere giden maçta son dakikada ağlarımızda gördüğümüz gol ile gruptaki ilk yenilgimizi almış olduk. böylece son şansımı da değerlendiremediğim için ünal başkanla görüştük ve kendileri işime son verdi haklı olarak.

    ilk kez galatasaray'dan kovulmanın verdiği üzüntüyle yeni iş arayışına koyuldum ancak en zayıf takımdan en güçlü takıma başvurduklarımdan hiç biri başvurumu kabul etmedi. ben de sezon sonunu beklemeye karar verdim.

    bu arada daha da enteresan bir şey oldu. fatih terim'in yönetimdeki milli takım önce sene boyunca oynadığı maçlarla ön eleme grubunu 2. tamamladı ve playoff'a kaldı. playoff'u da hatasız geçip brezilya'ya gitmeye hak kazandı. daha da ilginci, grup ve final maçları dahil olmak üzere oynadığı 7 maçın 7'sini de kazanarak dünya kupasını kazandı. vay arkadaş. üstelik yarı finalde ingiltereyi, finalde de ispanya'yı devirerek. tabi bunu görünce ben yarı final ve final maçlarına gittim ve maçları da büyük bir gururla locamdan takip ettim. *

    milli takımın başarısının ardından iş aramaya devam ettim ve artık ümidimi kesecektim ki sürpriz bir iş teklifi geldi. arsenal emektar hocası wenger ile yollarını ayırmış ve genç bir teknik adam olarak beni bu işe layık görmüş. ben de arsenal gibi bir klüpten gelen teklifi kaçırır mıyım? hemen atladım tabi.

    neyse baktım kadro güzel, para da var. eksik olan bölgelere istediğim transferleri yaptım. giroud denene vatandaşı sattım. bunun gibi bir kaç adamı daha yollayıp ciddi bir gelir elde ettim ve bu gelire yakın da transfere harcadım. yani dengeyi bozmadım. sıfırdan bambaşka bir taktik yarattım. hazır taktik kullanmayı hiç sevmem. kendim yapmaya çalışıyorum ancak şu yeni taktik ekranı sanırım beni bozdu biraz. istediğim şeyleri takımıma yaptıramıyorum adam akıllı. neyse şöyle böyle ilerliyoruz artık. cl ön elemesini rahat geçtik. ligde de 2.'yiz. sağlam defansa rağmen gol yeme sıkıntımız var. ligde epey bi comeback yaptık. illa ki 1-0 2-0 gibi skorlarla geri düşüp ondan sonra uyanıyoruz ve maçı çeviriyoruz. yine de yenilmekten iyidir ama şöyle arkama yaslanıp rahat bi galibiyet almak da istiyor insan. bu gol yeme sorununu çözersek arsenal'i yıllar sonra şampiyonluğa ulaştırırız diye düşünüyorum.

    arsenal'daki görevimi tamamladıktan sonra hedefim tabi ki de yine galatasaray olacak. orada yarım kalan bir işim var ve galatasaray'la efsane olmadan da emekli olmayı düşünmüyorum. *
  • 143
    tam işe girdiğim zamanda çıkmasından ötürü üzülmüştüm o zamanlar, kim bilir ne zaman oynarım falan diyordum. sağı solu belli olmayan iğrenç bir sektörde çalıştığımdan dolayı da çok uzun sürmeden işimiz bitti, bana bolca zaman kaldı. atladım direk başladım oynamaya ama şu başlığı okudukça ben yanlış sürümünü falan mı oynuyorum acaba dedim.

    kısaca özet geçeceğim; klasik olarak direk galatasaray ile başladım oynamaya, sadece solbek için bir transfer yapıp* aynı kadroyla oynadım. beşiktaş çok iyi, fenerbahçe perişan, kasımpaşa, kayseri, bursa gibi takımlar deli atıyor ilk sezonda. yine de sistemi oturtup liderliği aldıktan sonra kaptırmadan gittim.
    daha çok brumanın gelişimini vs görmek zevk veriyordu oyundan ziyade. sıkıldım sezon bitmeden kapattım oyunu.

    benim için bir başka klasik sarıyer'dir. oyunun her serisinde asıl kariyerimi bu takımla yaparım ben. geçen sene itibariyle türkiye ligi için oyunun tadını kaçıran ve gerçeklikten uzaklaştıran yabancı sınırı muhabbeti sebebiyle daha az oynar oldum türkiye ligi ile ancak sarıyer fikstir benim için. neyse işte başladım oynamaya, birkaç veteran, bir kaç genç, iş görür ve kalburüstü kiralıklar ile ilk senede en fazla gol atan takım olarak 2.lig şampiyonluğu, ikinci sene de ptt 1.lig'de 6.lık ve playofflar ile süperlig. burada ilk sezonda işler çok sıkıntılı geçer bilenler bilir, baştan bir yapılanma şarttır ancak ne maddi kaynak ne de kulüp itibarı buna izin verir. bir şekilde sabahlara kadar araştırılmış gelişmeye açık genç oyuncular bulunur ve alınır. 14üncü sırada bitirdim ancak 16-15-14. takımların puanları eşitti, averaj ile kurtulduk. o psikoloji en az şampiyonluk yarışı kadar heyecanlıymış* :( sezon sonu, aldığım yabancıların gelişenlerini tuttum, elimde patlayanlarını sattım yenilerini ve daha iyilerini aldım. ertesi sezon takım bomba gibi başladı. oturmuş taktik, oturmuş takım, genişletilmiş stadyum vs iyiden iyiye büyüyen bir kulüp konumundaydık artık.

    ancaak, ufak işler, ülke gündemi vs derken yine bir uzaklaşma evresi sonunda tekrar açıp oynamaya çekinen bir bünye.

    sonuç olarak oyunun zorluğundan çok bahsediliyor ancak şu ana kadar anlattıklarımın içinde en ufak hile olmadığını bildiğimden dolayı şaşırıyorum işte. 4-2-2-2'yi oturtunca pek sıkıntı yaşamadım. süper lige çıktığım ilk sezon folloş oldum, dedim sal gitsin taktiği yüklen-akıcı yaptım. yine gol yedim ama daha çok atarak düşme potasından kurtuldum. sonra da öyle devam ettim, sıkıntı çıkmadı.

    tabi bu da bir anormallik sayılabilir oyun için.

    edit: ben bunu yazarken hajrovic transferi bitmiş, üstüne istanbul'a gelmiş adam, entrysi bile zaman alıyor şerefsizin :(
  • 144
    cm 98 ile oynamaya başladığım, bağımlılık yaratan serinin 2014 versiyonu.
    lakin bir sorun ile karşılaşıyorum, oynarken devamlı bilgisayarım kapanıyor, yeniden başlıyor.

    not: laptop toshiba satellite.

    örneğin saatlerce dizi seyredeyim, ya da internette sörf yapayım ya da excell'de çalışayım, hiç bir şey olmuyor, gel gör fm 2014 oynarken çat diye alet yeniden başlıyor.
    oyun orjinal steam'den aldım.

    internette biraz gezindim, hiç bilgisayarımda fan temizliği yaptırmamıştım, bugün onu da yaptırdım. geldim büyük bir hevesle açtım laptopu. oh mis.
    oyunu açtım 3,5 dakika geçti. çat.... yine aynı sorun.

    bir yardım eli uzatın renkdaşlar.

    sevgiler.
  • 145
    saç baş yolup laptopu fırlatmama sebep olan menajerlik oyunu. ligte işler fena değil şu an 2. sıradayım 1. antalyasporla 3 puan fark arada. ama gel gör ki şampiyonlar liginde manchester united, psg, steaua bükreş'in bulunduğu grupta 3 maç sonunda grupta 0 puanla sonuncuyum. 13 gol yiyip 1 gol attım. içim acıyor sözlük :'( istifa da bir hizmettir deyip bırakmak geliyor içimden de yediremiyorum kendime.
  • 147
    football manager 2008 den sonra hiç birini beğenmemiştim ve oynamayacaktım, ancak beni bu kararımdan döndüren oyundur.
    oyuncularla ikili ilişkiler bakımından fazlasıyla geliştiğini ve oyun içi direktiflerin üst seviyeye çıktığını görebiliyoruz. başlangıç olarak tavsiye edebileceğim takımlar ; galatasaray, atletico madrid, bursaspor, roma gibi takımlar oyun içinde zevkli vakitler geçirmenize sebep olacaktır.
    ama real madrid'i almayın fazla kolpa * oyunun beğenmediğim özellikleri ise ; örnek olarak transfer bütçeniz 9 milyon bunun üzerine takımdan sattığınız oyuncu 4 milyon değerinde ise kasada toplanan para ilginçtir ki 13 milyon olmuyor. belli bir yüzdesi maaş bütçesine giriyor. bu yüzde transferin maddi büyüklüğü ile doğru orantılı. bir diğer beni ayar eden olayda, oyuncunun kondisyon gücü. 3 - 4 günde bir maç periyoduna girildiği zaman yıldız oyuncular %75 - %85 arası stamina ile maça çıkıyor dolayısı ile 2.yarı itibari ile oyuncu oyundan düşüyor bu yüzden kadro derinliği çok önemli. bunların haricinde oyun kusursuz, gömülün.

    şimdi aklıma geldi benim indirdiğim crackden sonra yabancı sınırlaması 5'e düştü 2.sezonumda. bu sebeple galatasaray'da ki transfer planlarımın içine eden durumdur.
  • 148
    oyunu alalı iki ay oldu istediğim gibi savunma yapamıyor diye en az otuz kere yeniden başladım oyuna. delirmek üzereyken internetten 4-4-2 ve çeşitli komutlarla en iyi verim alındığı iddia edilen bir taktik buldum. dün akşam oyunu açtım yeniden. süper kupayı fenerden aldım ilk sekiz maçta yedi galibiyet bir beraberlik aldım. sonrasında antalya ve trabzon yenilgileri geldi.sırada salzburg maçı vardı. gelelim bu yazıyı yazma sebebime. oyunda savunma yapabilmeyi ben şahsen artık düşünmüyorum size de düşünmemenizi tavsiye ederim. işte nedenim:

    http://i.hizliresim.com/x8E1M1.png
    http://i.hizliresim.com/wLo3OV.png
    http://i.hizliresim.com/x9pL13.png

    bu arada drogba fena çılgın attı :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın