fanatik beşiktaşlı olduğu iddia edilen hakemdir. bu iddialar resmi olmasa da şahsımın şahit olduğu bir mevzusu ile gayrı resmi olarak gerçektir. anlatıyorum iyi dinleyin, anlamadığınız yerde sorun :) ve hatta bahsedeceğim gün ve tarihteki maça giden ve olaylara şahit olan tanıdıklarınız var ise bunu sözlü olarak teyit ettirebilirsiniz.
1998-99 sezonu. galatasarayımız üst üste 3.şampiyonluğa emin adımlar ile gidiyor. ara sıra puan kayıplarımız olsa da kimsenin( rakiplerimiz de dahil buna) şampiyon olacağımıza dair en ufak kuşkusu yok. satırların yazarı da yine her zamanki gibi içeride full, dışarıda fırsat buldukça takımın peşinde, deplaseye gidemediği zamanlarda ise diğer 2 rakibin iç saha maçlarına, o tribünlerdeki dost ve ağabeyleri ile ara sırada ziyarette bulunmakta idi. bilet fiyatlarının can yakmadığı, ocak yıkmadığı zamanlardan bahsediyorum(20.yy çok güzeldi be)
beşiktaş'ın iç saha maçı antalyaspor ile. ligin 2. yarısının ilk başları olsa gerek. ocak sonu şubat başı hatta büyük ihtimalle. eskiden bizim mahallede oturan fakat daha sonra içerenköy' e(semt adını unutmayalım ileride lazım olacak, özellikle istanbulu ve anadolu yakasını bilenler için) taşınan sevdiğim ve saydığım galatasaraylı olan ama o yıllarda alt kategorilerde hakemlik yaptığı ve gelecek görüldüğü için tuttuğu takımı genelde telafuz etmeyen bir büyüğüm "hadi gel lecce , akşam maça gidelim dolmabahçe'ye beşiktaş maçına " dedi. abi bu soğukta ne işimiz var alt sıraları yakından ilgilendiren takımların maçında desem de kendimi kadıköy deki beşiktaş iskelesinde buldum (bkz:
kaybedenler kulübü)
neyse karşıya geçildi ,maçta kapalı üste girildi inönü'de. maçın cuma akşamı olmasından mütevellit kalabalık olmayan ama daha sonraki yıllarda adını boyner(bkz:
boyner olduğu sildiğimin çarşısı) diye değiştiren grubun tam kapasite katılımı ile gürültülü bir tribün ortamı mevcuttur. hatta antalyasporlu guintchev olması lazım o sezon beşiktaş'ta forma giyen ayhan akman'ı uçan tekme ile boğazından yere indirmiş, her daim dövüş sporlarına ilgisi olan ben dahi bu usta hareket karşısında kendisini takdir etmiştim. büyük ihtimalle maçın hakemi de benimle aynı görüşte olsa gerek olayı kart göstermeden geçiştirmişti.
maç öncesi başka durumlardam ötürü gergin olan beşiktaş tribünü devreye 1-0 önde girmiş olmalarından dolayı biraz sakinlemişlerdi ya da ben öyle sanıyordum ki, devre arasında tam kapalı göbekte benim maça gittiğim kişi ile hemen hemen aynı yaşlarda bir şahıs(acaba kim-okumaya devam) sette duran davulun üstüne çıkıp hemen yanındaki çevik kuvvet polisinin kafasındaki kaska doğru davuldan hız ve yükseklik alarak uçan tekmeyi geçirdi ve ortalık (hadi ortama uygun olsun) çarşı pazar anında karıştı. çevik kuvvet acımadan girdi tribüne, darbeyi yiyen arkadaşları ambulansa kaldırıldı. maçın ikinci yarısı başlayana kadar çatışma (aslında çatışma denmez zira o karşılıklıdır, bu durum ise meydan dayağı idi çarşı pazara) devam etti.
şuan gazetede köşe yazarlığı yapan, daha sonraki yıllarda kendisine "amigo musun kebapçı mısın biz anlayamadık- bilmem kim abi sen manyak mısın" diye bağırılan o yılların popüler amigosu da bu dayaktan nasibini fazlası ile almıştı. hatta yediği feci dayaktan dolayı göz yaşlarına hakim olamamış, maçın 2 .yarısının ortalarında tribün kendisine" başın öne eğilmesin aldırma xxxx aldırma ağladığın duyulmasın" şeklinde ahıt yakmıştır.
maçı beşiktaş 2-1 kazanmış bizde staddan çıkıp kabataş'tan kalkan motorla kadıköy'e geçmiş ve maça beraber gittiğim büyüğümün semtine giden 19-f otobüsüne (kadıköy-içerenköy)beraber binmiştik. bizimle beraber otobüste pek tabi maçtan gelen diğer insanlarda vardı. ama bir tanesi gözüme ilişti. zira o kişi bu az önce bahsettiğim olayların başlamasına sebep olan, çevik kuvvete uçan tekme atan kişi idi. bahsettiğim büyüğüm alt kategorilerde hakemlik yaptığından bu şahsı(kendisi de o yıllarda başlamış) samimi olmasa da ismen tanıyordu. bir kaç maçta beraber düdük çalmışlar. görünce kendisini" ya fırat ne yaptın böyle, ortalığı toz duman ettin " diye sorunca, fırat gülerek "ya ne bilim oldu öyle işte" diyip konuyu geçiştirdi.
evet fırat diye bahsettiğim kişinin kim olduğunu sanırım herkes anlamıştır. daha öncede bahsetmiştim. maç ve tribün konularında gördüğüm kişileri, yaşananları nedense kolay kolay unutmam. seni de unutmadım fırat, beşiktaş'ın için ortalığı karıştırmanı da.