234
- parasız başkanlık nasıl bir duygu?
* “valla, parasız başkan olmak büyük bir dezavantaj değil... fazla parasının olması da bir avantaj getirmez o kişiye.”
- biraz açar mısınız?
* “artık kulüpler büyük gelirler elde ediyor... ben de netice itibarıyla paralı bir adamım... iş adamıyım, para veriyorum, zamanımı harcıyorum... paralı olmak, insanlara yukardan bakmayı getirmez... benim felsefem de budur... üç efsane başkanımızı örnek aldım, o yolda da emin adımlarla yürüyoruz.”
- mazbatayı aldıktan sonra uykusuz geceleriniz oldu mu?
* “oldu, olmaz mı... cuma akşamı da uykusuz geceydi.”
- nasıl yani, hangi cuma başkan?
* “karabük maçından sonra da uyuyamadım. tabii ki başkanlık çok büyük sorumluluk. milyonlara hitap ediyorsunuz. bir yanda mali sıkıntılar, diğer yanda yarışmacı bir ekibi ayakta tutmak kolay mı? kesinlikle hayır... tüm bunları aşmak uykusuz geceleri de beraberinde getiriyor. gece yatağa girerken beşiktaşla yatıyorum; sabah yine beşiktaş’la uyanıyorum... sorumluluğumuz çok büyük.”
- takımın durumu için ne diyeceksiniz?
* “beşiktaş’ın arması bile şampiyonluğa oynar... şu anki konumuyla arma örtüşmüyor. daha yukarıda olması gerekir. ikincilik, üçüncülükten söz etmiyoruz. zaten arması buralar için yeter de artar. beşiktaş’ın asıl yeri zirve olmalıdır. çok kaliteli bir kadromuz var, o kadroya göre de hareket ediyoruz.”
- ama yıldızınız az?
* “aynı fikirde değilim.. bir fernandes yıldızdır. bir oğuzhan yıldızdır. bir olcay yıldızdır. bana göre necip de çok önemli bir yıldızdır. sivok, çek milli takımı’nın değişmez oyuncusu ve yıldızıdır. ersan bir yıldızdır.”
- yani beşiktaş yıldızlar topluluğu mu demek istiyorsunuz?
* “evet, beşiktaş yıldızlar topluluğudur.”
- takımın şu anki konumu sizi tatmin ediyor mu?
* “hayır, beşiktaş’ın şu anki konumu ne beni, ne de camiayı tatmin etmez. teknik heyeti de, taraftarı da, oyuncuları da tatmin etmez. ama beşiktaş’ın iyi yolda olduğu kesin.”
- umudunuz var mı, şampiyonluk anlamında?
* “var, niye olmasın... herkes kadar bizim de şansımız var. biz bu sene şampiyon olacağız demedik, ama bu yarışın içinde olacağımız kesin. pes etmek yok, bırakmak yok.”
- bursaspor’a uzattığınız el havada kaldı. bu tür girişimler devam edecek mi?
* “elbette devam edecek. saygın kulüp olabilmeniz için saygınlık yaratabilmeniz gerekir. saygınlık ise polemik ya da çatışmalarla değil, duruşlarla sağlanabilir. biz böyle gördük, geçmişteki büyüklerimiz böyle davrandı, biz de bu geleneği sürdürüyoruz. sürdüreceğiz de. bizim başkanımızın karşısında rakiplerimiz dahil herkes önünü ilikler. öyle bir kulübüz biz. bu saygınlığı yaratmaya çalışıyoruz. bunun için ne gerekiyorsa, kulübümüzün kişiliğine zarar vermeyecek şekilde hareket ediyoruz.”
sneijder ve drogba bana heyecan vermiyor
- sneijder ile drogba transferlerine nasıl bakıyorsunuz. sizi etkiledi mi?
* “normal bir transfer gibi bakıyorum.”
- yani, bir futbolsever olarak sizi heyecanlandırmadı mı? sizin olanaklarınız olsaydı, almak ister miydiniz. keşke biz alsaydık, diye iç geçirdiniz mi?
* “hayır, heyecanlandırmadı... böyle bir olanağımız olsaydı, asla almazdık ikisini de... hiç aklımdan geçmedi, olsaydı da almazdım.”
- niye, ikisi de dünya markası?
* “çünkü o oyuncular ile takımda oynayan oyuncular arasında müthiş bir uçurum doğdu. bu kollektif oyunda, böylesi parasal uçurumların olması o takıma yarar değil, zarar verir düşüncesindeyim.”
- yani ikisi de takımdaki balansı alt -üst eder mi diyorsunuz?
* “evet, bozar... bir takımda bir oyuncu 6 milyon euro alırken, diğer oyuncu 500 bin euro alıyorsa, olmaz... birileri iyi elma, birileri kötü elma olursa, oradan takım ruhu çıkmayacağına inananlardanım.”
samet hocanın sözleşmesi dört yıllık!
- şifo mehmet ve ertuğrul sağlam’ın adı geçiyor şu sıralar. samet hocanın arkasında duracak mısınız?
* “ne ben, ne de ekibim bir hocayla görüştü veya konuştu. zaten böyle bir şey söz konusu olamaz.”
- ya prensipler. diyelim ki beşiktaş sezonu 6. sırada bitirdi, yine devam mı?
* “samet hoca ile yaptığımız sözleşme dört yıllıktır. geri dönmemiz için hiçbir neden göremiyoruz açıkçası.”
- ya işler ters giderse?
* “ters gider mi, gitmez. neticede biz işimizi iyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz... hoca da işini iyi yapacaktır. futbolcular da işlerini iyi yapacaklar. niye kötü bir tablo üzerine senaryo kurayım ki?”
fener’e yenildik, rakamı yükseltti
- quaresma olayını bize anlatın, kamuoyu da doğruyu bilsin?
* “onu oynatmayan ben değilim, ya da yönetim. benim prensiplerim var. prensiplerimiz doğrultusunda bir ekip oluşturduk. birincisi beşiktaş’ın bir oyuncuya en yüksek ödeyeceği rakam azami 2.5 milyon eurodur. bundan bir kuruş fazlası olmaz. biz kendisine astronomik ücretini ödemeyeceğimizi söyledik. her gecikmede noterden ihtarname çekti. parasını aldığı zamanlarda bile. her seferinde parasını aldı. bir akit yapılmış doğru, ancak bu parayı ödemeyeceğimizi bildirdik. ya ücretini aşağıya çek, ya da bir takım bul kendine dedik. üç milyon euroya kadar indi, biz 2.5’da ısrar ettik. araya tamer kıran girdi, aradaki 500 bin euroluk farkı yönetim olarak cebimizden ödeyelim dedi. olur dedim. tam tatlıya bağlandı ki yeniden 3.750’ye çıktı. fenerbahçe maçını kaybettik, pazartesi günü rakamı yeniden yükseltti.”
- tribünler çok istiyordu? ancak tribünler bu anlamda size baskı yapmadı?
* “baskı da olsaydı, direnirdim.”
- iyi futbolcu değil miydi?
* “onun iyi futbolcu olup, olmadığı sahada belli olur. sahada beşiktaş’ı kurtarmış bir oyuncu görmedim. çok iyi bir oyuncu olsaydı, dubai’ye değil, italya’ya giderdi.”
bir dönem daha kalırım
- gelecekle ilgili planınız nelerdir?
* “zaten yarışmacı bir takımız. inşallah önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi’ne gireceğiz. bu sezonu da avrupa’ya giderek kapatacağız. hedefimiz yerli ağırlıklı çok güçlü bir ekip oluşturmak. kaliteli yabancı da alacağız. önümüzdeki sezon altı yabancı ile yola devam edeceğiz.”
- kapalı tribündeki inatçılığınız devam edecek mi?
* “inatçı değilim, ama taviz de vermem... indirim yapmayı düşünmüyorum... şimdi hiç yapamam. niye mi? çünkü sezon başında bir kombine satışı yaptık. fiyatı aşağı çektik. uefa kupalarında olmadığımız için o dönemdeki kombineler yüksek fiyattı... iki bin 200 lira idi.. fakat devre arasında eski fiyatına çektik, ama kimse rağbet etmedi. o kapalının dolu halindeki geliri, şu andaki boş halindeki gelirinden daha az. varın gerisini siz düşünün.”
- nasıl bir beşiktaş?
* “çok uzun yıllar kalmayı düşünmüyorum... bir dönem daha yapacağım, hedeflerimi yakalayacağım, sonra bırakacağım. beşiktaş’ın tesisleşmesini bitireceğim. bir spor akademisi yapacağız. gelir getirecek iki üç tane bina yapacağım. iki tane lokal, biri karşıda, biri burada. kongre üyelerimin buluşacağı lokaller düşünüyoum. bu lokaller beşiktaş’a ve üyelerimize yakışacak lokaller olacak. borçsuz bir beşiktaş bırakacağız. 2017’de bu gerçek olur.”
‘stadı yapan adam’ desinler
- yirmi yıl sonra sizi nasıl anlatmalarını istersiniz?
* “iyi anmalarını isterim... en azından stadı yapan adam olarak anılmak isterim.”
- ama yılan hikayesine döndü. ne zaman kazmayı vuracaksınız?
* “tarih var ancak mali genel kurulda açıklayacağım. biraz sabırlı olun.”
- kendi paranızla mı yapacaksınız stadı?
* “evet, kendi paramızla yapacağız. bizim modelimiz farklı, para var, merak etmeyin.”
- cepten ne kadar verdiniz?
* “verdik, epey... beşiktaş tarihin en fazla para veren yönetimiyiz şu anda. 30 milyon liraya yakın verdik. serdal adalı’ya da borcumuz var, onu da ödeyeceğiz.”
kaynak: bilal meşe (özel röportaj)