şu anki durumları küme düşmüş hallerinden daha kötü olduğu için bir yanım küme düşmemeleri gerektiğini dikte ediyor dilime...
mali sıkıntılar içerisindeler. kamuoyunca trabzonspor’un iyi yönettiği izlenen mali sürecin sonunda avrupa cezası alması demek, fenerbahçe’nin de benzer bir cezayı alma ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelir. zira uefa ceza verip vermemesiyle ilgili bazı incelemeleri yaparken toplam kar zarar üzerinden değil de, sportif gelir giderler üzerinden bazı incemeler yapıyor sanırım. trabzon’a biçilen cezanın kaynağı da bu olsa gerek. fenerbahçe’nin gelirlerinin büyük bir kısmı sponsor ağırlıklı...
neyse konumuza dönelim. fenerbahçe’nin küme düşmesi
*dediğim gibi düşmesin istiyor hep bir tarafım. hadi avrupa’dan men cezası yemediler diyelim
*. o zaman da yine bütçe problemleri ve beceriksizlik yüzünden öyle berbat kadrolar kuruyor, öyle kötü transferler yapıyor ve yine öyle saçma sapan hoca-sportif direktör tercihleri yapıyorlar ki evlere şenlik... eğer düşerlerse camia gücüyle, bir sene ödemeleri de azaltarak belki daha güçlü dönebilirler. bu hali yeterince eğlenceli geliyor bana. (bkz:
23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı)
*ya da banane ya ister düşsün ister düşmesin. trabzonspor’un avrupa cezası aldığı, sivasspor’un en önemli iki “yerli” oyuncusunu transfer ettiğimiz, mali açıdan içi boşaltılmış bir beşiktaş’ın bulunduğu ve birbirini yiyen, anlamlandıramadığımız bir iç savaşın başladığı fenerbahçe’nin bulunduğu ligde
fatih terim gibi bir efsane var başımızda. çapsız vaziyetlerine bakmadan tüm güçleriyle onunla ve
galatasaray camiasıyla savaşmaya çalışmaları da cabası. keza hoca savaşırken daha konsantre bir hale bürünüyor. yüksek adrenalin düzeyi onu daha akıllı ve acımasız yapıyor.
fenerbahçe ister düşsün ister düşmesin artık. bundan sonra düşerse kendi hayırlarına olur. o kümeyi zamanında, hak ettiklerinde düşeceklerdi ki bugün kafaları yerden kalkamayacak kadar düştükleri rezil durumlara düşmesinler...
adalet herkese lazım allah’ın adaleti şaşmazf.t.