• 4878
    asla hatalı, haksız olmayan ve kayırıldıkları görülmemiş taraftar grubudur. her zaman herkes onlara karşıdır. her zaman haklıdırlar. başkanları fanatik fenerli de olsa tff, üyeleri fenerbahçe kulübünün resmi üyeleri de olsa mhk, uefa, fifa hatta who, nafta, nasa ve dahi nba bile onlarla savaş halindedir. herkesin elde ettiği başarılara kulp takmakta da arsızlık seviyesinde ustadırlar. öteki fetöcü, beriki teşvikçi ya da bilmem ne bela. ezcümle türkiye süper liginde takımları kaçıncı durumdalar bilmiyorum ama sevimsizlikte beşiktaş ile beraber zirvedeler. ikili averajda fener taraftarı üstün ama.
  • 4879
    kötü oynayan takımlarını eleştiremedikçe asğa sola saldıran taraftar grubudur. galatasaray'ın, bjk'bin ve hatta başakşehir'in tıkır tıkır top oynadığı haftalarda şansa 3 puan almışlardır. bu oyun ile şampiyon olunamayacağı aşikar olduğu için yine yalandan hakemlere saldırıyorlar.
    madem hakemlere saldırıyorsunuz bri iki laf da rıdvan ile emre abinize de saldırın be de olsa onlar getirdi tatlı'yı.
  • 4882
    her şeye o kadar düşman oldular ki, herkesi kendilerine düşman sanıyorlar. imrenmek, rekabet etmek, rakibin üstüne çıkmak yerine kıskanmak, küçümsemek ve aşağı çekmek üzerine kafa yoruyorlar ki bütün dünya onlar için aynısını istiyor sanıyorlar. suçluyu hep dışarıda arayarak (burada birilerine benziyorlar *) her geçen gün daha da kötüye gidiyorlar. allah akıl fikir versin diyeceğim ama kul istemedikten, çaba sarf etmedikten sonra ... *
  • 4883
    30 yaşındayım ve hayatım boyunca en fazla 3 yıl şampiyonluğa hasret kaldım. (2002-06 ve 2008-12)
    ama bu adamlar 6 yıldır kupa kazanamadılar. şampiyonluğu geçtim, türkiye kupası bile kazanamadılar.
    ve 80'li, 90'lı yıllarda değiliz. internetle beraber linç kültürü de arttı.
    şampiyon olamamayı bırak, santraforunuz gol kaçırdığında bile capslere konu oluyor. dalga geçiliyor, linç ediliyor. twitter'da etkileşim almak adına, beğeni almak adına herkes birilerini en zekice şekilde linç etmenin peşinde.
    6 yıldır tüm çevresi tarafından dalga geçilen, ezilen, hatta küme düşecekleri sezon insanların acıdığı bir taraftar profiline büründüler.
    haliyle bu arkadaşların psikolojisi artık normal değil. bir zamanlar objektif olan fenerbahçe'li arkadaşımla maç izlerken, daha pozisyonu görmeden ''penaltı'' diye bağırdığı, tekrarını izlemeden hakemin sülalesine sövdüğüne şahit oldum. bu adam bile bu hale geldiyse, muhtemelen hepsi arızalıdır.
    tek merak ettiğim, acaba biz de bu şekilde 6 yıl kupasız, küme düşme mücadelesi veren, son dakikada şampiyonluklar kaçıran, kendi stadında rakibin şampiyonluk kutladığı bir süreç yaşasak, aynı psikolojide , aynı manyaklıkta olur muyuz ?
    ''hiç kimse sınanmadığı bir günahın masumu değildir''
    federasyon, dış güçler, hakemler, var çizgisi diye kafayı yemek nasip olmaz umarım *
  • 4884
    https://twitter.com/.../1336018427333505032

    şu twitin altına bakarak anlıyoruz ki, hiç sorgulamama ve koşulsuz biat etme kültürü bu topluluğa tam anlamı ile yerleşmiş durumda. adam photoshop ile şampiyonluk sayısını değiştirip onun görüntüsünü paylaşıyor ama attığı linkte 19 şampiyonluk yazıyor. buna rağmen linke bakma zahmetinde bulunmadan bein sports'a tepki veren fenerliler var şu twit üzerinden.
  • 4885
    maalesef durumları fena. on yıldır yaşadıkları travmanın ağırlığı altında eziliyorlar. gerçeklikten kolektif bir biçimde kopmuşlar.

    kulüplerini önce bir tek adama teslim ettiler. üzümünü yiyip bağını sormadılar. sonra ortaya çıkan rezaleti tıpkı hükümetin yolsuzluk davalarıyla mücadelesinde olduğu gibi tek tarafından tutarak kapatmaya çalıştılar. o pisliğin hesapsız kalmasına yol açtılar. haksızken mağduru oynamayı seçtiler.

    sonrasında yine alışılagelmiş ballar çalındı ağızlarına. tonla transfer yaparak susturdu yöneticileri kendilerini. başarı gelse yine susarlar. ama altı senedir bir teneke kupa hariç kupaları yok. bu çok ağır geliyor olmalı. her sene umutlanıp sonra hayal kırıklığı yaşamak...

    böyle büyük bir travmayı aşabilmenin tek yolu, en başta şike yapan yöneticilere sahip çıkmayarak tarihsel bir deger olan kulüplerini o pisliğin üzerinde tutmaktı. bunun yerine pisliği kulübün kimliğine bulaştırmayı seçtiler. şimdi bu ahlaksız seçimler sonucunda geldikleri noktada bir özmuhasebe yapmak ağırdır. "bastan beri hata yapageldik" demeyi gerektirir. bunun yerine, yaşadıkları gerilimi çözmek için gerçekleri bükmeyi seçiyorlar.

    general zırt pırt kupası, atatürk fenerliydi savı, 1959 öncesi şampiyonluklar, federasyon başkanı kendilerinin şikeci yönetiminin ikinci adamıyken ve gizli gizli başkanlarıyla görüşürken zekeriya alp üzerinden hakem mağduriyeti iddiaları, ve son olarak da hande sümertaş beinsports'u organize ediyor zırvası hep bu gerçeklerden kaçma çabasının örnekleri.

    bu durumdan alınacak çok ders var. ben, sevgili babam ve kardeşimin de içinde bulunduğu fenerbahçe taraftarına bakarak kendime şunu anımsatıyorum: gerçeklerin hatrı sevdiklerimizin hatrından daha değerli olmalı (bkz: aristoteles). işte bu yüzden, yarın bir gün cânım galatasaray'ın kulüpçe böyle bir pisliğe bulaştığının delilini görsem bunu ortaya koymayı görev bilirim. hepimiz de bilmeliyiz. değer verdiğimiz kurumları temiz tutabilmenin yolu da budur.
  • 4886
    kendi takımlarının yetersizliklerini başkalarını suçlayarak bulan iğrenç bir topluluktur.

    akıllarını kullanma yetisinden çok uzaklar, kullanmasını bilmiyorlar. ağızlarına bir hande sümertaş'ı dolamışlar, sorgusuz sualsiz saldırıyorlar. onlara göre hakem hande sümertaş yüzünden penaltı vermiş, takımları hande sümertaş dediği için yenilmişler, futbolcuları ise hande sümertaş gol atma dedikleri için atmıyorlar...

    şikeci takımın, ırkçı taraftarları başkalarına ahlak dersi vermeye çalışıyor. halbuki bilmiyorlar, en büyük ahlaksızın, ahlak dağıtmaya çalışanın olduğunu. bunlarla aynı dünyada olmaktan bile utanırken, sokağa çıktığımda her gün bunlardan birkaçına denk gelmemiz ise coğrafya kaderdir cümlesinin özeti gibidir.
  • 4889
    futbol takımları son 14 yılda 2 şampiyonluğa ulaşmıştır. birinde 7 düvelce kabul edilmiş şike gölgesi bulunmasından diğerinde ise şampiyonlar ligine gidememiş olmalarından mütevellit bu şampiyonlukların da hayrını göremediler. arada son haftalarda kaçan şampiyonluklar ile de iyice balatayı sıyırdılar. bu sene de şampiyon olamazlarsa* sayısı ciddi manada azalmaya başlayacak türkiye'nin en yüzsüz topluluğu.

    bundan sonra işleri daha da zor. aziz gitti üstüne de var geldi. yok artık öyle hakem baskısı, tehdidi ile maç alma devirleri. işiniz eski karanlık dönemlerdeki gibi kolay değil.

    bir de artık meydan boş değil. içinde benim de bulunduğum doksanlarda çocuk olan tutkulu galatasaraylı fanatikler de büyüdü. 2000 li yıllarda ekseriyetle öğrenci olsak da 2010'dan sonra artık çoğunluğu kendi ayakları üzerinde duran ve çocukluktan gelen zaferler ile de takımına olağanüstü bağlı güçlü insanlar. bizim garibanlık dönemlerimizde ülkenin en zenginiyiz en güçlüsüyüz diye geçindiğiniz kibirli dönemleriniz de bitti.

    zaten birkaç yıl öncesine kadar fenerbahçeli olanların birçoğu artık fbli değil ya da değilmiş taklidi yapıyor.

    türk sporunun sırtında kambur olan bu topluluk ne kadar azalırsa o kadar yükseliriz buna emin olun.
  • 4892
    gel iki gözüm kardeşim, çek bi sandalye iki muhabbet edelim.

    niyetim seni kızdırmak değil. tamam, iyiliğini de istediğim pek söylenemez ama aldığın hal artık benim için bile endişe verici. bir zamanlar epey keyif veren o zararlı varlığınız artık bizde bir bulantı ve de bunaltıdan başka bir şey oluşturmaz oldu. seni bu hale getirenlerin çapı o kadar küçüktü ki güzel kardeşim, bu durumda seni kandıranlardan daha çok sen sorumlusun.

    iki koyun versen güdemeyecek adamlar senin bir zaafını keşfetti: sen fazla seviyorsun. bak allah'ın var, hakikaten fazla seviyorsun. hatta belki sevmemen gereken kadar fazla. bizden daha fedakarsın. kulübün, bizim kulübümüzün hayatımızda yer kapladığından çok daha fazla yer kaplıyor senin hayatında. "her zaman her yerde, hep destek tam destek" gibi hamasi sloganlar senin taraftarlığında hayat buluyor. hakkını teslim edelim. ama bu "hastalıklı" sevgi sende öyle bir de zaaf doğuruyor ki şuur ve idrak yolların iltihaplanıyor. sevgin önce sana, sonra da sevdiğin şeye zarar veriyor.

    seni güzel kardeşim, alternatif bir tarihe inandırdılar. başaramadığın her şeyde bir 'dış mihrak'ın hain planlarına kurban gittiğini, bizim başardığımız her şeyin altında bir bit yeniği olduğunu, hatta şu ana kadar başardıkların yetmediğinde "biz aslında bunun iki katını başardık" gibi bir masalın var olduğunu zannedecek kadar paralel bir tarih oluşturdular kafanda. sen son dakikada şampiyonluk kaybedemezdin, o gaassarayın bizans oyunları vardı kesin işin içinde. gaassaray 4 sene üst üste şampiyon mu olmuş, "ağbi haluk ulusoy mesut yılmaz" diyerek neredeyse 15 yıllık bir yapılanma hikayesinin varlığını çöpe atardın. o olmazsa fetullah kartı var. fetullahçı savcılara sizinkilerin verdiği halı saha partisini, 2. adamının "cemaatle hiçbir sorunumuz yok, 2 milyon cemaat mensubu fenerbahçeli var" yalanmalarını görmedin; fetö'ye savaş bayrağını ilk açan özgürlük savaşçısı mitine inandın. mecaz işine yarayacağı zaman rocky koreografisinden fetullah'a selam çıkarttın ama tarlalar, inşaat işçileri bu mecazdan nasibini niyeyse alamadı.

    25 senedir varlığında gün yüzü göremediğin fatih terim de senin uydurup inanma yarışında da birinciliği kimselere kaptırmadığın yalanların konusu oldu tabii. bu terim sizden çok korkuyordu. 6 ay önce şampiyonlar ligi'nde yarı final kovalayan adam bir anda durumu fark etmiş ve "anamm ersun yanal'ın yenilmez armadası geliyor, öyleyse ben kaçayım" diyerek kaçmıştı.

    2006'da adnan polat'ın kampanyasına koşarak katılan emre belözoğlu'nu fenerbahçe efsanesi olarak kabul etmene yol açan bu zaafının ersun yanal'a yüklediği anlamlara da hiç şaşırmamak lazım tabii. hamasi şampiyonluk vaatleriyle, altının son derece boş olduğu trabzon'a gittiğinde hemen ispatlanan fenerbahçelilik şovlarıyla gerçekliğine inandığın rüyadan, yaşadıklarına rağmen uyanabildin mi bilmem. çünkü senin zihnin tolgay arslan'a verilen kontratın değil loş mahzenlerde toplanıp "ne yapsak da şu fener'i alaşağı etsek" diye oyunlar kuran hayali düşmanların peşine düşecek kadar zehirlenmiş durumda. ulaşılabilecek uzaklıktayken 4. yıldız yatıp kalkıp elde etmen gereken bir hedefti, sen daha 4'ü takamamışken elin oğlu 5'e koşmaya başlayınca "şükrü saracoğlu ali sami yen'i tavlada yenmişti, o da şampiyonluk sayılır" diye o da kalktı rafa.

    siyahi futbolculara muz sallayan taraftar mide hastası, abdürrahim'in "ay lav yu hocam" tişörtü fetullah'a sevgi gösterisi, uefa'yı, hatta ne uefa'sı dünyayı yöneten gaassaray lobisi... görüldüğü üzere çetele epey kalabalık. eh bu kadar sabıkayla hande sümertaş'ın oturduğu medya satınalma koltuğundan görüntülere müdahale ederek şanlı şampiyonluk yürüyüşünü sekteye uğrattığına inanmak da ancak senden beklenir. şirazen öyle kaymış ki, artık sana "suçsuz günahsız insanların işiyle gücüyle böyle saçma sapan paranoyalarla oynama" diyemiyorum. bu kadar hastalıklı bir ruh haliyle, sevdiği kulübe sevgisiyle bu kadar zarar veren bir güruh sevmediğine neler yapmaz.

    heh, zurnanın zırt dediği yer de tam burası. bu hastalıklı halinin bize hiçbir şey yaptığı da yok. türlü dış etkenlere bağlayarak görmezden geldiğin başarılarımızın mutluluğunu yaşarken biz, sen de önüne konan yeni tabaktaki yalanları afiyetle yemekle meşgul oluyorsun güzel kardeşim. kaç haziran ayı sayarım skandal başarısızlıkla biten mayıs'ı havaalanına inen 3 topçuyla unuttuğun. bütün iyi şeyleri kendinden bilen, bütün kötü şeylerin sebebini hayali düşmanlara atan bir diktatörün peşinde 20 yıl kendine de o çok sevdiğin kulübüne de yazık ettin. adi suçla yargılanan bir adamı özgürlük savaşçısı yapıp adliyelerde nöbetler bekledin. bu zaafını gören vasat altı gazeteciler senin o duygularını büyük menfaatler elde etmek için sömürdü de sömürdü.

    bütün büyük kitlelerin aptal olduğuna inanıyorum. ama sizin büyük kitleyle bizim büyük kitle arasındaki farkı, evren turhan'ın bizde gördüğü muameleyle; ahmet ercanlar'ın, göktuğhan argın'ın, hakan hanoğlu'nun sizde gördüğü itibarı karşılaştırarak bulabilirsin. o aradaki fark da zaten son 25 yılda bizim mutluluğumuzla sizin mutsuzluğunuzu, bizim sayısız başarımızla sizin sayısız skandallarınızı teşkil ediyor. birileri seni, senin sevgini çok fena halde sömürüyor.

    hatırlarsın muhakkak, uefa'yı aldıktan sonra bir pankart asmıştık sami yen'e sizin renklerinizle. "artık ne haliniz varsa görün" diyordu pankart. yıllar geçti, ne halin varsa görmedin, göremedin. ben yine ayna tutayım istedim. rakipliğin, düşmanlığın bir zamanlar keyif verirdi. artık mide bulantısından başka bir şey vermiyor.
  • 4893
    futbol konusunda objektif davranabilen türünü tanımadığım topluluk. abim hariç tabii*

    ciddi şekilde hepsi bir hayal, rüya aleminde. fener maç kazandığında dünyanın en iyi takımı, kaybettiğinde ise takım ve hoca en kötüsü. bu tavır ve düşünce yıllar sonunda feneri buraya sürükledi farkında değiller hala. aykut kocaman'ı kendileri kovdurttu, ersun'u kendileri getirtti teneke bağlayarak gönderdiler. hepsine geldiklerinde dünyanın en iyi hocası, gönderirken en kötü hocası muamelesi yaptılar. şimdi erol'a aynısını yapıyorlar, duran toplar ve takım savunması hariç pek bir şey göremedim ben hala, akan oyunda şu kadro ile gol bulamayan takıma methiyeler düzüyorlar, gerçekten uzak tavırları benim hoşuma gitmiyor değil, umarım böyle devam ederler.
  • 4894
    zamanında taraftarı olduğu kulübü kurtarmak için 5 yıl boyunca türk takımlarını avrupa'ya göndermemeye niyetlenmiş biri hakkında söz söylemeye cesaretleri olmayan grup.

    https://spor.mynet.com/...2-myspor?tmpl=mobile

    evet hande sümertaş galatasaray'lı. peki ya sizi kurtarmak için türk futbolunu bitirmeyi göze alan erdoğan hangi takımlı?

    utanacağınızı bilsem yüzünüze tükürürdüm ama ondan da anlamazsınız ki siz.
  • 4898
    her sene dejavu yaşatan taraftar. yılın bu vakitlerinden başlayıp şubat ayı sonuna kadar digitürk iptal etme kampanyası yaparlar hep. fakat bu öyle bir kampanyadır ki, her sene iptal ettirip ettirip bitiremediler. bein sport meğerse hande hanımınmış da bizim haberimiz yokmuş. bu ablamız ne ara bu kadar güçlendi de ligi dizayn ediyor, anlamak çok güç. yani gerçekten bu iddilarda bulunan insanlar zeka konusunda birtakım sorunlar mı yaşıyor, yoksa içlerinde gerçek anlamda bir kötülük kök mü salmış, anlayamıyorum. çünkü arada çok ince bir çizgi var. toplu halde girilen bu cinnet halinden çıkmaları en büyük dileğim. gerçi biliyoruz ki sosyal medyada birtakım maddi bedeller karşılığı bir şeyler yazıp algı manipülasyonu yapan birçok grup var ve fenerbahçe taraftarları arasında da bu şekilde organize hareket edenler belki olabilir. fakat bildiğim kesin bir şey var, o da şu: kötüler kazanamıyor. bunu çok defa gördük geçmiş zamanlarda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın