• 5401
    14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçında herkesin kabul ettiği, tarihin görüp görebileceği en yanlı hakem yönetiminden sonra resmi sayfası (evet 12 numara falan değil direkt resmi sayfası) ağlama emojisi koyup aklı sıra bizimle dalga geçiyorlardı. üstelik sıralama olarak 14. falandılar. bünyelerindeki galatasaray ezikliğini varın siz hesaplayın. allah’ın sopası yok ama adaleti sağlam :)

    biz 5. yıldızı takmadan 4. yıldızı takamayacak takımdır. günahların takımıdır. futbol tarihinin görüp görebileceği en büyük şike organizasyonunda taaa bal liginin anasının nikahına düşürülmesi gerekirken türlü şaklabanlıklarla düşürülmemiştir. foyalarını fetö ortaya çıkardı diye kendilerini aklamaya çalışmaları da tek kelimeyle tirajikomiktir. onlar teröristse siz de şikecisiniz kardeşim. bünyenizdeki pislikleri temizlemediğiniz sürece de mahvolmaya mahkumsunuz. size ezeli rakip tavsiyesi: gidin düşürün kendinizi. alnınızın akıyla geri gelin çarpışalım. allah ile olan gerginliğiniz bitmez yoksa :d
  • 5405
    teknik direktörünün bugünkü açıklamalarından satır başları;

    "adaleti herkes için istememiz gerekiyor."

    hatırlanan: (bkz: 28 kasım 2018 kulüpler birliği vakfı açıklaması)

    "arkadaşlar inanabiliyor musunuz, oyun oynanırken kural değişti."

    hatırlanan: (bkz: futbol disiplin talimatı 58. madde)

    "var'a gitmeniz gereken pozisyonda gitmiyorsunuz."

    hatırlanan: (bkz: 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçı)

    sonra kötüsünüz, keser döner sap döner gün gelir hesap döner deyince kızıyorlar.

    herkesin adaleti şaşar, allah'ın adaleti şaşmaz.
  • 5406
    azıcık susacaksanız, azıcık daha az konuşacaksanız, bu sene şampiyon olun dediğim camia.

    ezeli rekabet, ebedi dostluk denen şeyin içine bakıyorum, bakıyorum, 35 yaşındayım, bakıyorum ve tarihin uçucu anlatılarına konan nostalji dümenine bulanmış şeylerden başka bir şey göremiyorum.

    yine de, şahsen aldığım miras, böyle bir şey değildi. his, böyle değildi.

    metin oktay bile, yıllar sonra, ağları delen golüyle ilgili, "benim bu golümün büyüklüğü, biraz da fenerbahçe'nin büyüklüğüyle alakalı" derken, nasıl bir miras taşımaya çalışıyordu acaba, diye düşünüyorum.

    şahsen bu noktada, mustafa cengiz'in bu kuduz çakallarla mücadele ederken hala sembolizmi, edebiyatı falan kullanır üslubunu yeterli bulmadığım için, bizi güçsüzleştirdiğini düşünüyordum; belki hala aksi gereklidir, ama yine de, 'onlardan' olmadığımız için iyi hissediyorum galiba.

    fenerbahçe büyük bir takımdır. 1 şampiyonluğa ihtiyacı varsa olabilir- 28 şampiyonluğu yoktur, ama arzuyla ne dünyalar kazanılır. ahlaksızlıkları burdan köye yol olur, biliyorum, ama... pff.

    bu arada, 3 hafta sonra derbimiz var ve ben kadıköy'de galatasaray kazanana kadar derbi izlememeye yeminliyim...

    nerden baksan elde kalan kulüp.

    manisalılar net bilir kavramı; tam bir sarı bina. keşke olmasaydın ya fener.
  • 5408
    ne ağladılar be. yemin ederim ortalığı seller götürdü.
    üstelik hakemlikte ortada bir şey yok. kendileri de biliyor yenersek üstlerine çıkacağız bütün karın ağrıları bu.(bkz: 9 şubat 2020 kasımpaşa galatasaray maçı) üstelik bu sene şampiyonluk için son şansları.
    leş gibi batık durumdalar ve yalı çocuğu tüpraşın bir yıllık karını verseki 3-4 milyar civarı o bile ancak yetecek.
    bütün çirkeflikleri bu sebepten. bu sene son şansları.
    (bkz: 8 şubat 2020 fenerbahçe alanyaspor maçı)
  • 5411
    fetö’nün 3 temmuzdan sonra kendileriyle uğraşıp boyunun ölçüsünü alıp kaçtığına inanan şizofrenler topluluğu. lan mücadele falan etmediniz. ağzınıza sıçtılar işte. gıkınız çıkmadı. ne zaman hükümete çattılar başlarını belaya soktular. 15 temmuz da son sıçışlarıydı dağılıp gittiler. biz mi yanlış hatırlıyoruz.
  • 5412
    ortalığı yangın yerine çevirerek imtiyaz peşinde koşan ve istediğini alan takım. 2019-2020 sezonunda bjk maçı öncesinde yangın yaptılar ve hakemin tek taraflı yönetimiyle bjk'yi döverek maçı kazandılar. sırada kadıköy'de bizimle oynayacakları maç var ve hakemle o maçı almak için çığırtkanlık yapıyorlar. her sezon olduğu gibi kadıköyde yine hakemi yanlarına alarak karşımıza çıkacaklar.
  • 5413
    bu sezon (19-20) kendine futbolda şampiyon olamamak gibi bir seçenek bırakmayan kulüp. bunun hem olumlu hem olumsuz sonuçları oluyor. olumlu tarafı olarak futbolcularda ve camiada inanmışlık ve hedefe kilitlenmiş olmak var. ancak bunun dozajı arttıkça ve şampiyon olamama tedirginliği ile birleşince ortaya işin başka bir psikolojik yönü ortaya çıkıyor. şu durum bunun bir tezahürü gibi:https://twitter.com/...122505305411584?s=21

    bugün hangi fb taraftarına sorsanız aslında içinde bu duyguları yaşıyor: şampiyonluk hasreti, özlemi ile yanıp kavruluyorlar. beyinleri yıkanmış gibi. geçen gün abdülkedir durmaz gibi fanatik fb'li bir adam da "fenerbahçe zortlata zortlara şampiyon olacak" diyordu ekranlarda. olacak o kadar. ne olursa olsun olacak, o kadar.

    bu sağlıksız ve psikolojik açıdan rahatsız bakış açısı sanırım bunların sonu olacak. yani yaktıkları o ateş kendilerini yakacak sonunda. şampiyon olmak hatta daha genel bakarsak bir konuda başarılı olmak biraz da dingin, kontrollü ve soğukkanlı bir psikoloji ister. maalesef bunlarda o yok. işin kötüsü bu hırsları, istediğini elde edememe korkusu sadece kendilerine değil futbola, topluma, her yere ve herkese sirayet ediyor.

    kısacası bu aralar fenerbahçe pimi çekilmiş bomba gibi bir camia.
  • 5414
    - kazansalar da kaybetseler de ağlamayı kesinlikle bırakmıyorlar. güya her türlü hakemleri baskı altına alacaklar.

    - zorlu'da tff başkanı ile gizli görüşme yapıyorlar, erman toroğlu açıklamasa kimsenin haberi olmayacak. bunu ellerini yüzlerine bulaştırıyorlar ama çirkef gibi üste çıkmaya çalışıyorlar.

    - herhangi bir puan kaybında utanmasalar dış güçler diyecek duruma geldiler. onlara göre fenerbahçe bir sezonu namağlup berabere kalmadan 34 galibiyet ile tamamlamalı. aksi takdirde fenerbahçe'ye karşı oynanan oyunlar bulunmakta.

    - iki maç üst üste puan kaybettiler, galatasaray puan durumunda üste çıkacak diye galatasaray yine lobisini kullanıyor muhabbetine başlayanları var.

    - vedat muriç son zamanlarda aklı futbolda değil. ailesi tehdit ediliyormuş gibi topa vuruyor şeklinde tweet gördüm. allah belamı versin ki böyle bir tweet var. inanılmaz bir hayal dünyası.

    - ligden çekiliriz tehdidi yapıyorlar. nah çekilirsiniz. ha oldu da çekildiniz diyelim, türk futbolu biraz olsun temizlenir. desteklerim.

    - geçen senelerde galatasaray doğranırken bildiri yayınlayan, utanmadan hakemleri savunan camia şimdi puan kaybında ortalığı ayağa kaldırıyor. başkanları çıkıp "toplumsal olaylar çıkabilir" diyerek türkiye cumhuriyeti devletini, türk futbolunu tehdit ediyor.

    türk futbolundaki nefret duygusunun sebebi olan camiadır. kısa ve net. dünya üzerinde en antipatik, en nefret edilen takımlar sıralaması yapılsa ilk 3'te net yer alır.

    iğreniyorum.
  • 5420
    şanlı mazisi şöyle bir yazıyla özet geçilmiş olan gevşek de olsa hiyerarşik ilişkiye dayalı bir yapı.

    --- alıntı ---

    20. yüzyılın başlarında, o dönemin borusu öten en güçlü siyasi hareketi, ittihatçılara yamanarak bir mahalle takımından spor kulübüne dönüştük.

    savaş sonrası ittihatçı liderler topuklayıp ülkeyi terk edince 1920'lerin başında osmanlı hanedanına yamandık. osmanlı veliahtı şehzade ömer faruk efendi'yi başkan yaptık.

    sonra istanbul'da artık işgal güçlerinin borusunun ötmeye başladığını farkettik. general harrington'a yanaştık. 1920-1922 yılları arasında düzenlenen istanbul işgal liginde mücade ettik. işgal güçleri ile dostluk maçları yaptık. hizmetlerimizin karşılığında bir kupa bile verdiler bize. daha sonra bu kepazeliği kahramanlık hikayesine bile dönüştürdük, ama bu kısmı çok komik olduğu için onu geçelim, gülme krizine giriyorum her seferinde çünkü. (yani algı yönetiminde o kadar başarılı bir camiayız ki tarihimizin en büyük kepazeliğini bile bir başarı hikayesine dönüştürebiliriz.)

    daha sonra memleketin güç merkezinin ankara'ya geçmekte olduğunu fark ettik, biraz geç de olsa. hemen başkanımızı ankara'ya göndermeye çalıştık. ancak istanbul'da yediğimiz naneler bilindiği için daha yoldayken kovuldu ve istanbul'a geri çevrildi.

    ama vazgeçmedik. ilerleyen yıllarda eski ittihatçı bağlantılarımız sayesinde cumhuriyet düzeni ile barıştık. affedildik. hatta cumhuriyet takımı falan bile olduk.

    1930'lu yılların yükselen trendi nazizim, ırkçılık ve faşizmdi. bu kez hızlı davrandık. yerli ve milli nazimiz şükrü saraçoğlu'nu başkan yaptık. varlık vergisi, erzurum toplama kampları gibi muazzam eserleri olan bir şahsiyetti kendisi.

    neyse uzatmayalım, böyle böyle, her dönemin en güçlülerine yamanarak yetmişlere kadar yuvarlanıp geldik.

    1970'li yıllar bizim için kabustu. çünkü demokrasi ve eşitlik rüzgarları esiyordu. orta sol iktidarlar yüzünden fırsat eşitliği ülke tarihinde tüm zamanlarının zirvesini yaşıyor, sporda, sanatta, bilimde liyakati olan zirveye yükseliyordu. ayrıcalıklar sökmüyordu. dibe vurmuştuk. artık eskişehir'inden trabzon'una anadolu'nun başarılı azimli gençlerinin borusu ötüyordu.

    ta ki kenan evren paşamız bu anarşik gidişata el koyana dek.

    12 eylül darbesinin ilk yıllarında çok meşguldüler. bize pek el uzatan olmadı. ama 1984 mit raporundaki açık sosyal mühendislik mesajları alınınca devran birden değişti. kendisi de koyu taraftarımız olan kenan paşamızın kanatları altına girdik. tüm futbol hakemlerinin askerlerden oluşması yönünde özel bir kanun çıkarıldı. bu bile bizim için yeterli bir armağandı. çünkü ülkede en güçlü olduğumuz kurumdu ordu.

    coştukça coştuk. semtimizdeki orduevi adeta kulüp binamız olmuştu artık. askeriyeden ihale alabilmenin ve orduda paşa olabilmenin en önemli kriteriydi artık kulüp üyeliğimiz. artık dönemin en güçlü nato müteahhitleri başkanımız olmak için birbiriyle yarışıyordu.

    sonraki yıllar, asker çevrelerini temsil eden bizimle, istihbarat ve hariciye ağırlıklı diğer iki dersaadet kulübü arasında üçlü rekabetle geçti. hangi yıllarda hangi devlet kurumlarının borusu ötüyorsa, şampiyonluklar da oraya gidiyordu. ama şükür ki artık kupalar hiçbir durumda payitaht-ı saltanat şehrinin dışına çıkmıyordu. 70'li yıllardaki anarşiyi atlatmıştık, düzen tekrar rayına girmişti. herkes yerini ve haddini biliyordu. dersaadetin üç büyükleri ve lige renk katan güzide anadolu kulüpleri vardı artık.

    2000'li yıllarda, tıpkı milli mücadele döneminde olduğu gibi, değişen güç merkezlerini kavrayıp pozisyon almakta geç kaldığımız ikinci bir facia daha yaşadık. fetullahçı şebekeye yanaşmakta geç kaldık. daha doğrusu zamanlamayı tutturamadık. o yüzden de bizim için olağan ve rutin bir faaliyet olan şike organizasyonlarımızı biraz abarttığımız bir dönemde, tesadüf eseri bunların radarına takıldık ve enselendik. hemen pozisyon değiştirip bunlara yanaşmaya çalıştık, ama geç kalmıştık. ne onlarcasını üye yaptığımız fetöcü savcılar ne de el altından pensilvanya'ya yaltaklanma çabalarımız falan da kurtaramadı bizi. uluslararası düzeyde şikeci olarak etiketlendik.

    ama ilahi bir mucize eseri tam da herşeyden ümidi kesmişten 17-25 aralık hadisesi gerçekleşti. fetullah-akp savaşı patlak vermişti. hemen akp trenine yamandık. bu bizim en azından yurt içindeki hukuki davalardan paklanmamızı sağladı. kurtuluşumuz oldu.
    bize bu jesti yapan sultanımızın divan kurulu üyeliği takdimini, bir vefa ve şükran merasimine dönüştürdük.

    yani tıpkı yüz yıl önceki gibi, bir ömer faruk efendimiz daha vardı artık.

    ama şimdilerde ufak bir sorumuz var...

    anadolu kaynakları bazı anarşik yükselişler var yine, futbol arenasında. bunun olası tehlikelerine dair diğer kardeş dersaadet kulüplerini ve kamuoyunu uyandırmaya çalışıyoruz. bu had bilmezliğin, bu gidişatın sonu mazallah ayakların baş olmasıdır.

    ama şükürler olsun ki ülkenin sağını da solunu da iktidarını da muhalefetini de şehrimizin elitleri dizayn ettiği için, herkes bizim yanımızda, tek vücut olduk.

    bu kabusu da atlatacağız inşallah, zira algı yönetimimiz muazzamdır.

    --- alıntı ---

    https://eksisozluk.com/entry/101920357
  • 5421
    sen uefa nezdinde tescilli şikeci bir kulüp ol,

    ülkedeki futbol federasyonu başkanı senin eski asbaşkanın olsun,

    senelerdir ülkedeki tüm gücün sahibi cumhurbaşkanı senin divan kurulu üyen olsun,

    kulüp başkanın, ülkenin en büyük aile şirketinin sahiplerinden biri olsun,

    türk futbolunun kara kutusu rıdvan dilmen senin efsanen olsun tvlerde algı pompalasın,

    türk futbolunun en karanlık oyuncusu senin kardonda yer alsın senin efsanen olsun, hakem azarlasın,

    senin başkanın, başkan vekilin sanki arkadaş ortamındaymışçasına her hafta tvlerde nefret kussun, yalan beyanatlar versin, başarısızlığını örtmek için başka camiaları karalamaya çalışsın ama tek ceza almasın,

    sen sezon başında getirilen harcama limitlerini aş, sana verilmesi gereken transfer yasağı, puan silme ve para cezası gibi yaptırımlar hasır altı edilsin, hiçbir ceza almadığın gibi üstüne bir de transfer yap,

    senin hocan hakem hakkında açıklama yaparken ''şerefsiz nasıl görmedin bunu'' gibi bir lafı cümle içinde kullansın, birilerinin istifa etmesini istesin ama pfdk'ya dahi sevk edilmesin,

    sonra da camia olarak utanmadan gene galatasaray'ı şampiyon yapacaklar, şampiyonluğumuz engelleniyor diye ağlayın.

    bunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok yalnız. galatasaray gene şampiyon olacak. her zamanki gibi alnının teriyle, bileğinin hakkıyla..

    bunu herkes gibi siz de görüyorsunuz. hedefine odaklanmış bir fatih terim'in nasıl uykularınızı kaçırdığını, sezon sonu geldiğinde kirli ellerinizden o kupayı söke söke alacağını siz de biz de gayet iyi biliyoruz.

    bu sezon sonunda hoca amel defterinizi kendi elleriyle yazacak, seneye gene kendi elleriyle kapatacak. titreyin..
  • 5422
    bi cacık olmayacak camia. yahu sen geçen sene küme düşmekten kurtulmuş takımsın. sürüyle yanlış transfer yapmışsın. sene sonu takımın dağılmış. yeniden takım kurmuşsun. maddi olarak da rahat değilsin. yeni seneye girdiğinde en çok şut çeken, en çok ceza sahasına giren, en çok göz kırpan, en çok nefes alan gibi tüm istatistikler elinde. gayet canlı, kalitesi tarışılır ama göze hoş gelen, mücadele gösteren bir oyunun var. taraftarın zaten gönlü hoş. hedefini mütevazı tutsana. demeçlerini iddiasız versene. desene taraftarına "ne yazık ki biraz zaman alacak, bu sene toparlanma seneye zirve hedefimiz inşallah" diye.. ama sen napıyosun?! gidip yok hedef29, yok düşmanları yeneceğiz, yok omuzomuzaşampiyonluğa bi sürü saçma sapan gaz girişimiyle zaten akli dengesi yerinde olmayan taraftarını havalara uçuruyorsun. sonra işler azıcık ters gitti mi ülkeyi toza dumana katıyorsun. bu arada sanırsın sezon başından beri 1. ve 2. sırada kıran kırana çarpışıyorlar. sivas yardırmış gitmiş. önünde her daim 4-5 takım olmuş. yahu senin zaten geçen seneki durumundan sonra bu kadar çabuk toparlaman mucize. bunun avantajını kullanmak varken, hayallerde yaşamak, sonra hayalkırıklığında etrafa salça olmak. tam fenerli kafası.
  • 5424
    ‘coğrafya kaderdir.’ lafının altının dolduğu ender durumlardan biri şunlarla rakip oluşumuz. gerçekten bu kadar boş bir yönetici ve onların güttüğü düşünmeden yoksun (içlerinde tenzih ettiğim kişiler var tabi.) taraftar topluluğuna sahip dünya üzerinde başka bir spor kulübü olduğunu düşünmüyorum. gerçekleri gözüne soksan başka yerinden yalan olarak geri çıkarır. (bkz: 11 şubat 2020 fenerbahçe kırklarelispor maçı) maçı esnasında yaptıkları tezahürat ile bir kez daha seviyelerini ortaya koydular. doğru ya başkanın sorduğu bir soru vardı (fetö sonrası kim ne kadar şampiyon olmuş?)yaptıkları tezahürat ile alakalı olabilecek ona cevap verdiler mi? anca mabatlarından hayali düşman üretip dursunlar. gerçekten ben artık şunlarla rakip olduğumuz, olmak zorunda kaldığımız için utanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın