1 aydir kendisi yuzunden cezali oldugum futbolcu. artik futbolcumuz demiyorum diye kimse kizmaz herhalde cunku galatasaray'dan gitmek istedigini soylemis biridir kendisi. gectigimiz sezonlarda bir cogumuz gibi ben de kendisini hep savundum ve hep kalmasi icin maddi fedakarliklardan kacinilmamasini soyledim. nitekim kendisinin yeteneklerinde bir defansif ortasahayi bulup turkiye'ye getirmek neredeyse imkansiz. bunun yaninda rakiplere karsi dik durusu ve bir taraftar gibi sahada ya da madalya alma sirasinda sikecisine cirkefine siktiri cekmesi hepimizin icindeki yaglari eritmesi acisindan guzel goruntulerdi.
peki hersey bu kadar miydi? maalesef hayir. isin diger tarafina baktigimizda galatasaray'a karsi da her sezon sonu oynanan bir oyun goruyoruz kendisinden. daha son 1-2 hafta oynanirken "yonetimle anlasamiyor gibiyiz. gidicem sanirim" tarzinda aciklamalar ve taraftarin duygularina oynayan sozler sayesinde sampiyonluk kutlamalarini "melo gidecek mi kalacak mi?" muhabbetleriyle gecirmek adetten oldu. 2014 2015 sezonu ise benim gibi bir cogumuz acisindan bardagi tasiran son damla oldu. yine mikrafonlara rahatsiz aciklamalarda bulunan bir melo gorduk. yetmedi
3 haziran 2015 galatasaray bursaspor maçı'nda takim arkadasinin suratina parmaklariyla vurarak sahada kavga eden galatasarayli futbolculari da gormeden olmememizi saglamis oldu. bu hareketi yaptigi sabri'nin galatasaray'da hala oynuyor olmasina tepkili biri olarak soyluyorum bunu. sabri kisisel olarak benim derdim degil. isterse kaziga oturtsun sabri'yi ama -maalesef- galatasaray formasi giyen sabri'yi saha icinde tartaklayarak uyaramassin arkadasim! bir futbolcunun kisitli yetenekleri yuzunden hatalar yapmasi onun degil onu oynatanlarin yanlisidir zaten.
artik melo'nun "sezon sonu geleneksel ben gidiyorum senlikleri" ve bu senliklerin sampiyonluk ve kupa sevinclerimizin onune gecen hareketleri yuzunden, kendisinin de artik ruhen galatasaray'da ciddi anlamda kalmaya gonlu olmadigini dusunerek "s..tirsin gitsin" yazmistim
3 haziran 2015 galatasaray bursaspor maçı sirasinda. ilk dakikadan anlamsizca gordugu sari kartin ustune takim arkadasina gidip vuran adama karsi daha kibar olamadim. simdi yine cikmis taraftara oynuyor. ben bu sozleri hakketmedim falan demis. bu takimin en cok kazananlarindan biri olarak, her sezon sonu "buradaki misyonum bitmis olabilir" demeni de biz hakketmiyoruz! ne misyonu arkadasim? futbolcusun sen jesus degil!
son olarak gitmek istiyorum demis biri icin
hamza hoca'nin "kalmasi icin konusucaz" falan demesi de ayrica abes. kontrati devam eden futbolcunun gitmesi icin sartlar bellidir. getirir makul bir bonservis bedeli ve gitmek istiyorsa gider. sagda solda cikan "alacaklarimi verin ve bonservis de istemeyin ben gideyim" gibi sacma sapan bir laf etmemis oldugunu farz ederek konuyu daha da fazla uzatmiyorum.