yaşanan onca şeyden sonra felipe melo'nun karakterini galatasaray taraftarına anlatmaya gerek yok desek bile demek ki halen bir şeyler karalamak gerekiyor.
birçoğunuzun bilmesi lazım ama yine de hafızalarımızı tazeleyelim.
- sahada bir galatasaray oyuncusuna rakip sert girse ilk tepkiyi kim verir? (bkz:
22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçı)
- sahada kavga çıksa oraya ilk kim koşar? (bkz:
12 mayıs 2013 fenerbahçe galatasaray maçı)
- '
the bear' bile olsa sahaya atılan maddeler nedeniyle taraftarı sakinleştirmeye kim gelir? (bkz:
25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçı)
uzun lafın kısası
felipe melo sahada takım olgusunu bozan bir oyuncu olmamıştır. tribüne bu niyetle gittiğini düşünmüyorum.
batur altıparmak'ın açıklamalarına gelince, son derece yanlış ve tamamen ticari düşünülerek yapılmış bir açıklama.
selçuk inan'ın sahada beklenilen performansını gösterememesinin sonucu
düşen piyasa değerini önlemek ve futbolcusunu savunmak niyetiyle böyle bir açıklama yapmış kendisi ama eleştiren arkadaşların önce bir oturup sakinleşmesi gerekir.
ülkemizde
herkes herşeyin en iyisini bildiğini zannettiğinden olsa gerek; bir takımın futbolcusunun menajeri o takımın bütünlüğü hakkında ileri geri konuşma hakkını kendinde bulabiliyor.
bazıları kasıtlı bazıları farkında olmadan gaza gelip '
takımdaki yerli- yabancı ayrımı' tartışmasına giriyor.
boşverin bunları efendim, geçiniz..
edit: futbolda siyaseti sevmem fakat ele geçiremiyorsan
'böl-parçala-yönet' diye boşuna dememişler. amaç bütünlüğü bozmak. buna alet olmayın kardeşim, çevrenizdekileri de alet etmeyin.