lisede okuyorsunuzdur. ergenliğinizin ilk ve en kontrolsüz yıllarıdır. sınıftan biri herhangi bi elemanla belalı olduğunda "çıkışta kavga var" gibisinden birkaç şey söyler ve sebebini bilmeksizin o arkadaşınıza eşlik edersiniz. belki karşınızdakini döversiniz belki de dayak yersiniz. bunları bir hiç uğruna yapıyor da olabilirsiniz. zira orda önemli olan arkadaşınızın sırtının yere gelmemesidir, sizin haklı veya haksız olduğunuz değildir.
ne demek istiyorum ? malum kavga pozisyonunda sabri melo'yu sakinleştirmek yerine o anda onun yanında olsa ve rakibiyle sadece ağız dalaşına girmiş melo'ya destek verse takım arkadaşına çok daha yararlı olacaktır ama o arkadaşını yüz üstü bırakmayı tercih etmiştir. melo da "kaptan olmuşsun ama adam olamamışsın" demekte sonuna kadar haklıdır. melo anlamsız bir pozisyon için rakibiyle kavga ederek cezalı duruma düşecek kadar salak bir oyuncu değil. bunu da 2,5 yıldır görüyoruz. ama galatasaray "bir halatı hep birlikte çekenlerin takımı"ysa eğer, galatasaray takımı kavgaya da hep birlikte gidecek gerektiğinde.
haklıyı haksızı seçmek gibi bir lüksüm veya şansım var mı bilmiyorum ama sabri malum olayda beni çok üzdü. selçuk hemen hemen her hakem kararında hakeme itiraz eden takım arkadaşına eşlik ederek hakeme derdini anlatırken sabri'nin "ya boşver canım ya :(" modunda takılması beni üzdü açıkçası. doğrusu melo'nun yaptığı hareketti, sabri bunu çözemedi.
bu arada, kadıköy hatırası 2 maçında volkan denen ayı sabri'yi top gibi ordan oraya fırlatırken volkan kırmızı kart gördükten sonra drogba özellikle ayının yanına gidip "adamsan aynı hareketi bana yap amına koyduğum
*" demişti. orda önemli olan drogba'nın o çıkışı değil, takım arkadaşın kavgaya gidiyorsa sen de gideceksin. sen galatasaray futbolcususun.
allah melo'yu başımızdan eksik etmesin. eğer bu takım bu sezon şampiyon olacaksa da melo bu takımı şampiyon yapacak. göreceğiz.