17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçına oyunu bize getirebilecek kadar istekli ve iyi başladı, daha sonra da hezimete neden olacak kadar büyük bir konsantrasyon problemi yaşadı. ben melo'yu biliyorum, mevcut yeteneği ile doksan dakika full konsantre, istikrarlı oyun oynayabiliyor olsa şu anda zaten galatasaray forması altında izleyemeyeceğimiz bir oyuncu melo. isteyen itiraz eder, isteyen kabul eder; herkesin kendi futbol bilgisi ve oyunu okuyuşu farklı. işin o kısmı pek de umrumda değil açıkçası, benim sorduğum soru şu: elinde böyle bir oyuncun var, bugün sana altı tane atan takımın o bölgedeki oyuncusundan fersah fersah ötede meziyetleri olan bir oyuncu, ama bu takımın hocası böyle kritik bir maçtan önce bu oyuncuyu tamamen konsantre edebilecek kadar mesai harcayamıyor. sebep? vatan, millet, sakarya! hangi şartlar altında peki bu sakarya? şikeyi aklamak için seferber olanların patronluğunu kabul etmek şartı altında, şikeye göz yuman siyasi iradeye boyun eğmek şartı altında, takımının sana ihtiyacı olduğu zamanlarda mesaini başka mecralara bölmek şartı altında...
kimse kusura bakmasın, yok öyle yağma. benim bildiğim fatih terim, benim sonuna kadar inandığım fatih terim bu değil. aynı fatih terim'di fenerbahçe'den altı yiyen, belki de tarihimizdeki en büyük yaralardan biri açıldığı akşam takımın başında olan; ben o günden sonra da ona olan inancımı yitirmedim. bir gram dahi sarsılmadı ona olan inancım. çünkü mevzu yenilmek veya kaç gol yediğin değil. benim için değil en azından, fellik fellik kiralık kombine arayıp bir asgari maaşı ona gömdükten sonra işler kötü gidince tüm futbolcularının ve hocasının anasını avradını boydan boya boyayan sonra da siktir olup giden kimseleri bilemem. benim için ölçü mağlubiyet veya hezimet değil! bu takım bu maça ve daha önceki maçlara hazırlanmamış mental olarak ve bunu sağlamakla mükellef olan adamın kabahatidir bu durum. çok doluyum, hani neredeyse entry'i ters yüz edip diğer tüm başlıklara da yazabilirim ama siz gelip bu başlıkta okuyun bunları.