geçen yaz gelişen olaylar ve kendisine bir anlamda dilenmemiz sebebiyle soğumuştum. belki de riera olayından sonra fatih terim'in onu takımda tutacağına inanmadığım için sahiplenememiştim.
sezonun ilk yarısında da geçen seneki performansını mumla aratınca kızmamak elde değildi. hemen önümüzdeki sezonda kadroya alper potuk veya gökhan inler gibi adamlar yerleştirildi hatta zihinlerde. ancak, 3 nisan 2013 real madrid galatasaray maçında skordan dolayı takımın açık ara en iyisi oluşu arka plana düşmüş olsa da, 6 nisan 2013 galatasaray mersin idman yurdu maçı'ndaki performansı ile gözümde bambaşka bir değere bürünmüştür. takım olarak limitleri zorladığımız bir maç olsa da, o an tribünden bakınca sahadaki "biz"i gördüm. başkaldırının ruhu gibiydi. takıma verdiği güven, hatasından sonra tribünlerden tepki alan emre çolak'a moral vermesi, fiziğini aklıyla beraber kullanınca neler yapabildiği, maç sonu röportajda yediğimiz golün sorumlusu gökhan zan'a övgüler, armadan bahsetmesi...
eğer bugün
* ilk maçın skoruna bakmadan yine bir direniş mücadelesi sergilersen, diğer takım taraftarlarının sırıtarak izlemek istedikleri; maalesef bizden de mucizeye inanmak istemeyenlerin olduğu bu maçta da sahadaki "biz" olursan; bu sene sonu mu olur bilmiyorum, ama sen gittikten sonra seni dolu gözlerle, yüreğinle hatırlayacağım hep felipe. hakikaten büyük adamsın.