---
alıntı ---
ben “fatih’in nasırı adidas’ı nasıl kızdırdı?” adlı bir kitap yazdım. bu kitabın adı unutamadığım bir mesleki anımdan geliyor. bir dönem futbol federasyonu özerk değildi. federasyonların hepsi ulus’taki spor genel müdürlüğü binasındaydı. futbol da dördüncü kattaydı. oranın genel sekreteri ayhan şarman idi. onun odasına çok zor girerdik. 3-4 saat bir haber alabilmek umuduyla kapıda beklerdik. sekreteri de bizi tanıyor ve tabii görevini yapmak için de “gidin, gelmeyin” esprisi yapıyor. genel sekreter ayhan şarman içerdeyken, sekreter hanım bir ara lavaboya gitti. o lavaboya gider gitmez ben hemen kapıyı açtım, baktım ayhan ağabey orada oturuyor. onun masasının üzeri de hep dağınıktır. bana “ne var” dedi. dedim ki, “ağabey, iki dakika yanına geleyim.” “tamam gel bakalım” dedi.
o masanın diğer tarafında ben de karşısındayım. o yine çalışıyor. baktım, masasının üzerinde bir telgraf ve üzerinde “acildir” yazısı var. merak ettim tabii. telgrafı tersten okumaya çalışıyorum. biraz okudum okudum. sonra ayhan ağabey “ne oldu?” dedi.
tabii bu olaydan önce şunu hatırlatmak gerekir: ben ayhan ağabey’in odasına girmeden iki gün önce polonya ile bir milli maçımız vardı. o zaman fatih terim, milli takım’da oynuyor. sanırım adidas, futbol federasyonuna bir yazı göndermiş. ikisi arasında yapılan anlaşmaya göre, maçlarda adidas ürünleri giyilmeli. fatih terim, sanırım adidas ayakkabıyı giymemiş de başka bir marka ayakkabıyı giymiş. bunun üzerine adidas da demiş ki, “sizin bu adamız neden bizim ürünümüzü giymedi de başka bir marka giydi?”
tabii, ben masanın üzerindeki telgrafın bir kısmını okudum ve ayhan ağabey’e dedim ki, “hayırdır kim bunu giymedi?”
ayhan ağabey de bir hışımla, “onu tersten oradan okudun mu?” dedi. hemen kağıdı çekti. ben tabii yine merak ediyorum, ayakkabıyı giymeyen kim diye soruyorum. ayhan ağabey’de, “ya işte fatih terim” dedi. neden giymediği sordum. o yine bir hışımla, “ne bileyim oğlum, herhalde ayağında nasır varmış, onun için giymemiş” dedi.
bunun üzerine konuşmayı bitirdik, ben dışarı çıktım. büroya gittim. bizim spor servisinde oturuyorum. spor servisindeki şefimiz, “ne haber var” dedi. bir şey yok dedim. “o kadar gittin bir şey yazmayacak mısın?” dedi. vallahi yazacak bir şey yok dedim.
“istanbul haber bekliyor, bana hemen bir şey yaz” dedi. ben de oturdum düşündüm. “fatih’in nasırı adidas’ı kızdırdı” başlığını attım. altını da süsledim ve haberi istanbul’a geçtik.
ertesi gün haber manşetten tam sayfa çıktı. haber yalan değil. gerçekten de adidas, futbol federasyonunu uyarmış. ama orada haberi bütünleyen, haberi süsleyen genel sekreterin söylediği ‘nasır’ olayı oldu.
bu olay hep aklımda güzel bir anı olarak kalmıştır ve bana anlat dediklerinde hep bunu anlatırım
---
alıntı ---
http://www.ticarihayat.com.tr/...igi-emek-ister/39683