• 654
    hocam,

    satarsın sen belhanda’yı falan şimdi. sat hocam. çek bi bedelsiz kiralık onyekuru. evladın zaten. yakışır. hocam iki tane bek alırız şöyle temiz kelepirinden. lig leş atıyor zaten temizinden bi şampiyonluğumuz var şampiyonlar ligi falan bunlar fasa fiso. eee ffp var neticede. kadromuz eksik, sattığımız kadar almamız, aldığımız kadar satmamız gerekiyor. neydi ffp? ffp emekti. önce şampiyonluk. afrika kupası falan. makas bi de. çok açık. ama bi bize. malum kurlar yükseldi. boşver avrupayı. onyekuru’yu aldık mı iş tamam hocam. hele bi şampiyon olalım da. en son ne zaman avrupada gol attık hocam? neyse hocam karıştırmayalım şimdi orayı. neydi? heh, ocak’a kadar sabır hocam.
  • 658
    iki gözüm seneler geçiyor hocam, geçti.

    galatasaray'a üzülüyorum sonra aklıma yaşattıkların geliyor sana üzülüyorum bu sefer. kızına evinde sigara içerken dediğin lafları birilerine bugün 6 kasım 2019 real madrid galatasaray maçından sonra da söyler misin acaba?

    kendime üzülmüyorum hocam, bizimki geçer de itin köpeğin ağzına laf veriyorsun ona üzülüyorum.

    düşen mikrofonu galatasaray yerde kalmaz diyerek kaldırdın ya hani, bekliyorum hocam düşmüş bu takımı da kaldıracağın günü..

    sevgiler hocam..
  • 660
    hocam sen kendini anlatmak için taktik konuşmazdın, gençlere şans verirdin, cesurdun, takımına güvenir, takımın sana güvenirdi, ilerde baskıyı, hızlı oyunu kimse oynamazken sen oynatırdın. skor ne olursa olsun geri dönebileceğimizi hissettirirdin, takım oynanmadığı zaman kenarda çıldırır sağı solu yumruklardın, hırsın oyunculara da taraftara da yansırdı. kolay vazgeçilecek biri değilsin, bizi başarıya alıştıran, madrid ile oynarken bile umutlandıran sensin ama artık birilerini eleştirmeden önce öz eleştirini yap ve lütfen kendine gel.
  • 661
    hocam önceki sezonlarda sanki hiç kiralık oyunculardan kurulu kadrolar olmamış ve "onyekuru", talisca","mario gomez" gibi kiralık isimler şampiyonluk getirmemiş gibi oynanan kötü futbolu kiralık oyunculara bağlayanlar var. zannımca bu bahaneyi herhangi bir maçtan sonra henüz kullanmadın. aklında bulunsun hocam "kiralık oyuncu" argümanı ile bir iki istenmeyen sonuç sonrasını geçiştirebilirsin.
  • 662
    feghouli, mariano, babel, seri. bu 4'lüye asla aynı anda forma vermemen gerekiyor. hatta sadece birini tercih etmelisin. hatta hiç etme. alt yapı dahil, köpek gibi koşan 7-8 tane oyuncu bulmalısın.

    muslera, luyindama, marcao, andone, nzonzi, lemina. bu 6 adamı yaz kadroya. sonra dön bak oyuncu havuzuna. kim köpek gibi koşar?

    ilk akla gelen taylan. yaz ismini. etti sana 7.

    ömer yetersiz vs ama koşar. yaz onu da. etti sana 8

    kalan 3 isim için a takımda koşacak, mücadele edecek adam yok. dön alt yapıya. atalay'ı yunus'u falan geç. güçsüz, temposuz adamlarla olmaz. diri, dinamik adam bul. eşşek gibi, köpek gibi koşacak basacak 3 adam bul ve kadroyu tamamla. transfer dönemine kadar da böyle idare et.

    muslera

    alt yapı - luyindama - marcao - alt yapı

    lemina - nzonzi - taylan - ömer - alt yapı

    andone

    oyna bu kadroyla, hiç olmazsa sahada biraz mücadele görelim.
  • 664
    hocam geçmiş olsun;

    benim deyimimle ergen irilerine, senin tabirinle ''seyircilere'' kafayı takma. en iyi kadronu da çıkarsan, en iyi futbolu da oynasak yine burdan çıkamazdık, keza zamanında da çıkamadık. ne skoru ne de geçilen dalgaları kafama takıyorum. benim kafama taktığım şey reaksiyon. sahada reaksiyon gösteren topçu çok az. devre arasını sen de ben de iple çekiyoruz biliyorum. lütfen ocak transferinde kaliteden öte reaksiyon gösteren, mağlubiyeti kabul etmeyen topçuları tercih et. bize elano, misimoviç gibileri değil, melo, elmander türü adamlar lazım. varsın şampiyon olmayalım ama yenildiğinde sinirinden topu yiyen adamları takımda görmek benim hakkım. onyekuru'yu seviyorsun mesela, ne yapıp edip al getir. sağ ve sol bek seçimlerinde de aynı yolu gözet. yönetime bırakma oyuncu tercihlerini, gerekirse postanı koy. şu an takımda yürüme efektiyle oynayan futbolculara sabrediyorsun, çünkü mecbursun, farklı oyuncu tipi yok elinde, mümkün olduğunca zirveden kopmadan devreyi bitirmek istiyorsun ve ben seni destekliyorum. şu ffp bitsin diye dua ediyorum. o vakte kadar böyle yenilgilere de alışmak zorundayım onu da biliyorum ama bu demek değildir ki böyle sürecek. sene sonu yine tek kulvarda kaldığımızda şampiyon yapacaksın buna inanıyorum. burdaki ergen irileri de şampiyonluk şarkıları söyleyecek tekrardan. o yüzden aldırma. kendine iyi bak, tekrardan geçmiş olsun...
  • 667
    hocam,

    galatasaray'da oynadığının farkına varamayan topçuları, adı ne olursa olsun, kendine getir,
    eğer buradan sahaya kadar kendilerine gelemiyorlarsa da at kesiği,
    sen semih'i, ozan'ı a takıma koymuş hocasın, bunları sen yaptın, yine yaparsın,
    bizi kafa olarak maçta olmayan topçuları izlemek zorunda bırakma,
    bu adamları hala oynatıp da farklı sonuç almayı bekleme hocam.
    çünkü işte o zaman bizim sabrımız taşıyor.

    avrupa kupalarında oynayan 80 takımın arasında gol atamayan tek takım oluşumuzu açıkla bize,
    galatasaray adının avrupa'da böyle bir istatistikle 'tek' olmasının rezalet olduğunu o takıma idrak ettir.

    onlara bir hevesle televizyonun başına oturan taraftarları,
    7 dakika içinde küfürler ederek televizyonu kapatma raddesine getirmeye
    ve gece 3'e kadar sinirden uykusuz bırakmaya haklarının olmadığını anlat.
    galatasaray'ın bu kadar mahkum, bu kadar şuursuz, bu kadar rezil bir halde olamayacağını anlat.

    ve formanın hakkını vermediği için tepki gösterdiğimiz ruhsuz topçulara arka çıkma hocam,
    senin yapamadığını biz yapıyoruz diye bize sitem etme.
  • 670
    bu aralar çok mektuplaşıyoruz hocam belli ki işler iyi değil. ki işler iyi de olmayabilir, bazen şer bütün hayırlar için sebeptir, fakat galatasaray arması zavallı olamaz. hocam, kabul edelim, dün kötü değildik, işler kötü gitmiyor da değildi, yenilmedik, hatta bu hezimet de değildi, bu zavallılıktı hocam. çünkü kötünün bir yerinde iyi olma durumu, işlerin kötü gitmediği durumların muhakkak iyiye evrileceği, yenilgilerin galibiyetlere çok şey öğrettiği, bir hezimetin bile zaferler için yol açtığı vardır, ama bir zavallı durumun hiçbir şeyi yoktur. yalnızca zavallıdır, katlanır, isyan etmez, boyunduruğuna aşıktır, tepki vermez, eziktir, kabullenir ve genel olarak bir kez bile başını yukarıya kaldırmaz. galatasaray arması dün gece sahada doksan dakika boyunca bir kere bile başını kaldırmamıştır ve bu yüzden zavallıydı hocam.

    beni üzen kaç adet gol yediğimiz değil, goller atılmak kadar olduğu gibi yenilmek içindir ve ben futbolda da hayatta da atmaktan ziyade yemenin insan ömrü için (hatta bir gelişme büyüme olgunlaşma ve anlama için) daha faydalı olduğu kanısındayım. atmak sana bir şey öğretmez ama yediğin gollerdir seni insan eden, büyüten. dün altı gol yedik hocam, çok zavallı duruyorduk ve eğer bu taraftarın bir resmi olsun istersen dün geceye ait muslera’nın altıncı golden sonra dizlerinin üstüne çöküp elleriyle gözlerini kapattığı o andır. hocam, mutsuzluğun resmini yapabilir misin demişti ya büyük şair, dün milyonlarca galatasaraylı o resmi gördü işte. oysa biliyorsun, çok mektuplaştık seninle, bizim resimlerimizde hep direnen, isyan eden, yenilse bile dizlerinin üstüne çökmeyen bir arma vardı. dün gece bizi, mağlubiyetten çok -inan bana- o resim üzdü.

    hocam,
    bazen ne dediğini, nereye ne mesaj verdiğini anlamıyorum. beşiktaş maçından sonra bu armayı hak etmeyenler var minvalinde bir konuşma yaptın ve fakat aynı hak etmeyenleri yine dün gece arma ile buluşturdun. içeriye dışarıya söylediklerimiz var ama bir de söyleyemediklerimiz var dedin, hocam kiminle konuşuyorsun, tam karşında biz varız, iyi günde kötü günde, içerisi kim dışarıdan birileri mi var, kim onlar, hocam, en doğrusunu dosdoğru bu taraftara neden anlatmıyorsun? daha evvel de mayıstan sonra anlatacağız, konuşacaklarım var dedin ama hep hasır altı yaptın, her şampiyonluk bu sözleri unutturdu ama artık belki de dosdoğru anlatmak lazım hocam, ne dersin? bir de durmadan ocak ayını beklesinler cümlen kafa karıştırıyor hocam, bu takım yaz döneminde başka bir ekiple mi kuruldu, senden bağımsız çalışan bir teknik ekip mi var, niye ocağı bekliyoruz madem ocağı bekleyeceğiz haziran temmuz ve ağustos ve eylül ayında ne yapıyoruz? biz oyuncunun geçmişine yatırım yapıyoruz halbuki geleceğine yatırım yapmalıyız diyorsun, ki altına imzamı atarım, zaman zaman bizim de bu çukura düştüğümüz oldu, ama madem geçmişe değil de geleceğe inanıyorsun o zaman yap hocam. evet yap! bunu sadece bizim takımda değil, bu ülkede yapacak tek antrenör sensin, bu taraftar sana inanır, güvenir, sen kendin diyorsun hocam, o zaman niye inandığın şeyi yapmıyorsun, o içindeki dış-kişiler kim hocam, ben bu oyuna bu oyuncuya inanıyorum desen bu taraftar arkandan gelir, yanında durur, içerde dışarıda nerede olursa olsun seni yalnız bırakmaz, o zaman hocam soruyorum, fatih terim’in bile içinde dışında köşesinde bir yerinde fatih terim’i halt eden, ikna eden, ve hatta elini kolunu bağlayıp durmadan ocağı bekleyin dedirten kim, kov onları hocam!

    hocam haddim değil, affına sığınarak diyorum, çoğu zaman insanın en büyük düşmanı bizatihi kendisidir, o içeride dışarıda anlatamadığın, sana ket vuran, engel koyan, hatta bazı oyuncular konusunda yanıltan belki de sensin hocam. sağlam bir özeleştiri ile kendinle oturup sıkı bir konuşma yapmanın zamanı geldi belki de, bu seni küçük yapmaz, sen daima büyük bir tarihin unutulmaz yazıcısısın, insana her daim reset lazım hocam, sen yapmazsan kimse yapamaz hocam.

    ayrıca isminin önündeki sıfat -şu imparator lafı hocam, imparatorları imparator yapan, ya da boşver be hocam bak biz bizeyiz açık konuşalım, bazen insanı kendiyle kavga ettiren, kendiyle didiştiren şey ünvanlardır, sıfatlardır, bak ne diyeceğim hocam, şu imparator mevzu sana doğru düzgün düşünmene ket vuran olabilir, imparatorda şaşa var çünkü, kabarma var, kibir var, büyüklük var, ben hata yapmam var, o en iyisini ben bilirim var. şöyle yapalım hocam, sen galatasaraylı fatih’sin, bu sıfat, bu dünyada sana verilmiş en güzel ünvandır, çünkü evet hocam dün geceki zavallı oyunumuzu ve sondaki muslera’nın resmini imparator terim anlamaz, ocağı bekleyin der, içeride dışarıda bir şeyler oluyor der, bir ben var bende benim içimde bir de sen varsın dışımda bilmem ikisi de şimdi nerede der, mülakat verir imparator terim, formanın hakkını verenler oynayacak der sonra formayı hak etmeyenlere verir imparator terim, ne yapalım der imparator terim ocağa kadar bu oyuncu grubu ile devam edeceğiz, zavallı bir futbola gözyaşları içinde bakmayı, sabaha kadar uyuyamamayı, bazı futbolcuları hiç anlamamayı, bazı futbolcuların aidiyet duygusunun bittiğini galatasaraylı fatih anlar. cümleyi de şöyle bitirir galatasaraylı fatih, umutsuz muyuz hayır, çünkü umut galatasaraydır, fatih yanına galatasaraylı ünvanı geldiği için büyük ve anlamlıdır, çünkü galatasaray neyin önüne gelirse onu büyük yapar, efsane yapar, ben bir fatih galatasaray’ın önüne arkasına içine dışına neresine gelirsem geleyim galatasaraylı fatih’im, beni fatih yapan galatasaray’dır, zira tek büyük galatasaray’dır, ve işte tam da buradan ayağa kalkıp yumruğunu kaldırmayı bilir galatasaraylı fatih.

    hocam,
    bu mektubu imparator terim’e göndermedim. rica ederim ona okutmayın. bu mektubu galatasaraylı fatih’e yazdım, o okusun, beni ancak o anlar.
  • 672
    sana bir kac sorum var hocam.

    ayni seyleri israrla deneyip, farkli sonuc almaya calismaktan bikmadin mi hocam? her mac sonunda takimdaki oyunculara ”operasyon” mesaji vererek onlarin arkanda duracagina nasil inanabiliyorsun? bu oyuncular senin icin oynar mi? sahada bir oyun planin mi yok yoksa oyun planini uygulamayan oyuncular yuzunden mi durum böyle? kagit ustunde isim isim baktiginda turkiye liginin tartismasiz en iyi kadrosu sende, bu isimler neden bir araya gelince sacmaliyor hocam? eger sevilmiyorsan neden seni sevmeyenler yerine gözunun icine bakan ve forma icin can atan oyuncularla yola devam etmiyorsun? uc kurusluk kadrolarla canavar gibi oynayan takimlara bakip ”ben neyi yanlis yapiyorum” diye dusundun mu hic? hepimiz biliyoruz ki elindeki kadro iyi, ama futbolcularin futbol aski gitmis. bunun sebebi ne hocam?

    bir de isler ne zaman sarpa sarsa neden panikliyorsun hocam? panikledikce daha da batiyor takim. dikis tutturamayinca neden cözum uretmek yerine habire geriye gidiyoruz? ”15 yilda bir 6 oluyor” ne demek hocam? 6 yemek icin kredinin oldugunu mu iddia ediyorsun? bu kötu gidisati futbolculara yikmaya calismandan rahatsizlik duyuyorum, sadece formasi ciksa 2-3 pozisyona girecek takim gol dahi atamayacak hale nasil geldi hocam?

    seni severiz biliyorsun. ama bahane uretmekten vazgec. takim veya teknik direktör formsuz olabilir ama yine de bir sistemi olur. ligin yarisi bitti hala daha niye bir sistem oturmadi hocam?
App Store'dan indirin Google Play'den alın