kendisine bir düşmanlıktan ziyade bir kırgınlık vardır ya, hadi diyelim bu halin tanımı düşmanlık olsun. ama bu düşmanlığın yersizliğini başarılar üzerinden kanıtlamaya çalışmak saf bir gerizekalılık ile katıksız bir onursuzluk arasında bir noktadır, onu da buraya not düşelim.
şimdi; pek çok arkadaş anlatmaya çalışmış ama kendimce bir defa da ben toparlayayım konuyu. fatih terim, kendi namıma malum olaylar yaşandıktan sonra hemen her eleştirimde galatasaray'ın göğsünde üç yıldızdan birisidir diye bahsettiğim bir adam. yanı sıra; sinirlenince sinirlendiğim, gülünce güldüğüm, haksız gözükse dahi "haklıdır belki, beklemek gerek" diyecek kadar imtiyaz tanıdığım birkaç adamdan da birisiydi. bu adam benim gözümde; galatasaray'ın başında iken arzu eder ise; onca yola, zahmete rağmen uganda milli takımını da çalıştırabilirdi asya'dan da kupa kazanmak amacı ile kırgızistan'dan bir takımı da. kendisine benim ve burada bugün bazı zihin fakiri namussuzların başarılarını hazmedememişlikten kaynaklandığını iddia ettiği düşmanlığı(!) güden diğer pek çok kişinin kendisine açtığı kredi bu seviyelerdeydi. aksini düşünen, farklı düşünen, siyasal veya kültürel bazı meseleleri kendince daha mühim bulan ve bu nedenle de ona böyle bir kredi açmak şöyle dursun, kendisinden hiç haz etmeyen insanlar da vardı elbette fakat burada bahsedilenin bu insanlar olmadığını hepimiz adımız gibi biliyoruz. burada hemen herkes galatasaray spor kulübü çatısı altında şu anda kazandığı paranın daha altında bir ücretle, hatta ücretsiz olarak bir görev almayı bir lütuf olarak görüyorken; sen milyonlarca euro alıp, üstüne mikrofon kaldırıp "galatasaray yerde kalmaz" falan gibi afili laflarla insanlar gönlüne sızarak bu paraları kazanıp galatasaray düşmanlığı yapan ve adaletsizliğin bayraktarı olan insanlarla
ça lı şa maz sın! bunu söylemek bir ünal aysal savunusu değildir. ünal aysal dibine kadar hatalı olsa; sinsi, hain, namussuz fırsatçının teki olsa ve ilk fırsatta da bu karakteristik özelliklerini yansıtmış olsa dahi; sen bu insanlarla çalışamazsın. bunu anlamayan adam art niyetlidir. bu; budur.
bir ikincisi; kendisini başarıları üzerinden öven namussuzlar babaları eve şimdi getirdiğinden beş-on bin, belki yüz bin, bir milyon; her neyse, her namussuzun bir fiyatı olacaktır elbet; fazla getirse annelerini bıçaklayıp öldürmelerine ses çıkarmayacak karakterde insanlardır. bu nedenle; aslında bu karakterde insanların buraya saçtığı zehir üzerine bina edilmiş bir diyalog biçimini de pek yararlı bulmuyorum lakin; fırsat doğdu, yazdık.
namus kavramının içini kadının bedeninden öte, gerçekten kutsal ve saklı olması gereken soyut öğelerle doldurabilmiş herkese selam olsun. namussuzlar için yaşasın hor görü!