• 226
    --- alıntı ---

    "spk ile, federasyonlarla, fenerbahçe ile kavgalıyız. en çok fenerbahçe kavgasından rahatsız oldum ben. niçin kavga ediyoruz? çok büyük camia, çok büyük bir kulüp. en önemli rakibimiz, müşterek menfaatlerimiz var. bir gösteri endüstrisinin önemli oyuncularındanız. neden kavga? biz birlik olmalıyız. hiçbir anlamı yok."

    --- alıntı ---

    ey başkan ! neden mi kavgalıyız ? galatasaray'ın menfaatleri için olmasın ? mesela uefa bütün türk takımlarına ceza verse, galatasaray avrupa'ya gidemese bu durum hoşunuza mı gider ? acaba bu durumda fenerbahçe ile nasıl müşterek menfaatlerimiz var ? onların yaptığı şike galatasaray'a zarar vermiyor mu ? şike yapan takımla birlik mi olalım ? şeref, haysiyet, onur bunların hiç bir anlamı yok mu ?

    sevmediğim adam.
  • 227
    madem öyle söylüyor o zaman bende ona böyle sesleniyorum. o zaman başarıyı getiren sizler değil, o kolu kırık, parasını dahi ödemediğiniz halde canla başla arma için savaşan 11 adam ve geriye kalan rotasyondaki oyuncular. takımından hiç bir zaman vazgeçmeyen vefalı milyonlarca taraftar hem sahada hem televizyon başında. son olarakta kulübümüzün ve sevdamıztn kurucularından ali sami yen.
  • 228
    adam diyor ki inan kirac selahattin beyazit onemli degil bunlar sadece öne cikan isimler diyor, ve bir yapidan bahsediyor. inan kirac a hakkini veriyor ama konu o degil sadece diyor. neyse tahmin ettigim gibi karalama kampanyalari simdiden basladi *. boru degil lisecileri karsisina aldi, işi çok zor ama hiç merak etmesin gerçek galatasaraylılar biliyor kimin kim olduğunu. ayrica sike konusunda fb ceza cekmesin falan demiyor *. sadece web den cocuk gibi sikeci mikeci diye laf atilmasi hosuna gitmemis *. zaten galatasarayın tek başına yapabilecekleri çok çok kısıtlı, konu mahkemelere uefaya cas a hatta fifaya taşınmış, birşeyler yapacaksan da bu kadar ulu orta değil ve amaca yonelik olmalı. ama bizim resmi sitedeki yazilari kim hazirliyorsa, sedat dogan olabilir, forum gibi. çok ciddi bir şekilde profesyonelce yürütülmeyen bir konu, adam bunu eleştiriyor. zaten bu konu sürekli galatasaraylılara soruluyor, ulan bizimle ne alakası var. bu konuya dahil olmayan kimse kalmamış, artık saman altı edilecek birşey değil ki. neyse kulübü mezunlar derneği formatında yönetmek isteyenler burdan yol almaya çalışacaktır, dikkatle takip ediniz. hey gidi hey bu adamı zaten indirmeselerdi 50.000 kişiyle mecidiyeköy de inletiyor olacaktık avrupanın .nasını. yaptıkları darbeler yetmiyormuş gibi şimdi gelmişler burada fb yi koruyor bu diye ağlıyorlar. ulan senin galatasaraylı mısın fenerli misin beşiktaşlı mısın belli değil, hayatında maça gitmemişsin bütün derdin mezunlar derneği halindeki kulübüne dokunulmaması, sokaktaki saf galatasaraylı da hala bu zokayı yutuyor.
  • 229
    yine ve yeniden sözleri cımbızla seçilip eleştirilen başkan. a spor'da yaptığı konuşmanın tamamına yakınını dinledim. bence gayet makul konuştu. şike sürecinin çok alaturka yönetildiğini belirtirken daha çok federasyondan, yargıdan yakındı. https://twitter.com/...s/519018877238644736 bu bağlantıda geçen sözü yakalayamadım hatta konuşmayı sonradan şöyle bi taradım ama gene bulamadım. bulan varsa bana da atarsa sevinirim.
    böyle bir konuşması olmuş olsa dahi emin olun en son galatasaray'ı suçladı. zaten profesyonel bir yönetici fenerbahçe'ye hakaret edecek değil. o aziz yıldırım'ın işi. ünal aysal'ın fenerbahçe klubüne hiç nefret kustuğunu hatırlamıyorum. ancak aziz yıldırım'a laf etmiştir.
    yani bence faruk süren efsane başkandır. ne zaman galatasaray'ın başı sıkışsa elinden geleni yapar. ayrıca galatasaray tarihinin en başarılı başkanı. tabii ki herkes eleştirmekte özgür ancak konuşmasını baştan sona izlemekte fayda var.
    ekleme: pret uyardı. habertürk'teki röportajında varmış. onu da izlemek lazım.
  • 230
    galatasaraya galatasaraylının yaprığını kimse yapmıyor. ne yalanlar ne iftiralarla faruk başkanı indirdik o koltuktan? hala cımbızla laf seçip adama laf sokuyoruz. yalan mı kardeşim fenerbahçesiz galatasarayın reytingi bu kadar yüksek olabilir mi? ayrıca galatasaray tarihinin en büyük en efsane başkanlarından birisidir. onbeş senedir bize edilen her lafa ama uefa kupası diye cevap verebiliyorsak sayesindedir.
  • 233
    ünal aysal hakkında söyledikleri, nedense sözlükte ki aysalcılar tarafından görmezden gelinmekte. fenerbahçe hakkında söylediği tamamen politik laflara takılmış herkes.

    --- alıntı ---

    öyle düşünüyorum, aysal yurt dışına gidecek. o yüzden derin galatasaray bir anda bıraktı aysal’ı. önce kalması lazım denildi. belki de türkiye’den ayrılacağını anladılar. sıkılmış olabilir, rahatsızlık duyabilir ama bunun bir yolu var. istifa yoluyla olmaz. galatasaray elitleriyle toplanılır ve 3 ay sonra olağanüstü seçime gidilir. istifa olunca tüzüğe göre 1 ay içinde seçim... gittik ikna etmek istedik. kesinlikle kabul etmedi. “siz olun aday” dedi, “bıktım ayrılıyorum.” işte bu galatasaray yönetme bilgisi noksanlığı. çok zor duruma soktu kulübü. “yes man”leri topladı etrafına. sen işi çok iyi biliyorsan ancak profesyonellerle çalışabilirsin. ama bilmiyorsan 3 yılda öğrenemezsin. rahle-i tedristen geçmen gerekir. yönetim kurullarında çalışırsın, pişersin. öyle tepeden inme olmaz.

    --- alıntı ---
  • 240
    puro içen başkanlar akımının öncüsüydü. salon adamı tipiyle kulübe fena karizma katardı. halefi mehmet cansun da purocuydu. bizim başkanlara özenen apaçi takım başkanları da puro içmeye başlamıştı. götüne don alamayacak takımlar avrupa kupası hedefi koymuş, başkanları puro içmeye başlamıştı. her konuda yol gösteren, örnek alınan bir camiaydık. adnan polat döneminde sami yen'de oynanan bir beşiktaş maçında kameralar şeref tribünü çekmişti. adnan polat'ın elinde 1 milyoncularda satılan avuç içi kadar bir küllükle misafir başkanla karşılıklı sigara tellendiriyordu. o gün koskoca cihan pehlivanı takımın harbiden güç kaybettiğinin farkına varmıştım. bir elinde puro bir elinde viski "hohahaohahoha" diye kötü adam gülüşüyle gülen başkandan 1 milyoncu küllüğü koyacak masa bulamayan başkana düşmüştük.
  • 241
    sportif olarak galatasaray tarihinin en başarılı başkanıdır, fakat ekonomik olarak aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. diğer taraftan, bir yanda başkanı olduğu kulübü ekonomik çöküşe sürüklerken kendi şirketlerini bilmemkaç kat büyüten yöneticileri göz önünde bulundurursak (örnek: tüpçü), galatasaray'ı ekonomik uçuruma sürüklerken kendi şirketlerinin de batmasına sebep olan faruk süren'in en azından kötü niyetli bir adam olmadığını, sadece başarısız bir yönetici olduğunu söylememiz mümkündür.

    aynı zamanda kendisi gördüğüm en klas adamlardan biriydi. süper kupa finali'nde tribünde monaco prensi'yle yanyana oturdukları resmi bilmeyen birine gösterip "sizce hangisi monaco prensi'dir?" diye sorsak faruk süren'i göstereceğine adım gibi eminim.
  • 242
    sadece algilar degil, finansal argumanlar da incelenirse, galatasaray'in bugun yasadigi mali sorunlarin temel sebebi efsane baskan faruk suren'dir. sportif acidan yasattiklari dusunuldugunde, yarattigi finansal problem kimsenin umrunda degildir heralde. acikcasi benim de umrumda degil. ancak kimse kimseyi yanlis yonlendirmesin diye bir iki sey karalamak gerekiyor sanirim. bastan soyleyelim, bu entry'nin baskani kotuleme amaci yoktur. bilgileri tazelemek diyelim.

    2001 yilinda yapilan mali kongrede ibra edilen borc miktari 36 milyon dolar(mis). buraya kadar her sey guzel gozukuyor. ancak 2000 yili 4. donem butcesi revize edilirken, hakan sukur'un inter'e transferinden dolayi 22.5 milyon dolar ve planlanan halka arzdan da 20 milyon dolar bilancoya alacak olarak kaydedilmis. daha sonra bu 42.5 milyon dolar 2001 yili butcesine aktarilmis.

    gercekten cok ilginc, cunku hepimiz biliyoruz ki galatasaray halka arzini subat 2002'de gerceklestirdi. yani mehmet cansun baskanligi doneminde. ayrica;

    (bkz: hakan şükür'ün inter'e bonservissiz gittiği gerçeği)

    bu konu nasil sonuclandi kimse isin dogrusunu bilmiyor. inter'den 16 milyon mark alindigi haberleri cikti ancak bilancolarda boyle bir gelir kalemi gozukmuyor. nihayetinde bir miktar para alinmis olsa da bu rakamin 22.5 milyon dolar olmadigi kesin. oyle olsaydi bu miktarda bir gelir kalemi bilancoya sokulmadan acik hesaba aktarilamazdi. hem de halka arz doneminde!

    burdan da anliyoruz ki, suren baskan gorevi biraktiginda kulubun konsalide bilancosunda borc alacak farki 36 milyon dolar degil, 78 milyon dolar civarindaymis.

    bu noktada enflasyonun ve kur farkinin ne demek oldugunu onemsemezsek carpiliriz. "2001'de 78 milyon dolar olan borc 2015'de 380 milyon dolara cikmis arkadas, bu yuzden faruk suren'i suclayamayiz" demek epeyce yanlis bir yaklasim olur. ozaman bu yanlisi yapmamak icin gelin 2001'deki 78 milyon dolarin gunumuzdeki kabaca degerini hesaplamaya calisalim.

    faiz vs. gibi karisik hesaplara girmeden bakkal hesabi tadinda inceleme yapalim ki kafalar karismasin. gerisini de sozlukteki finans ogrencilerine birakalim.

    2001 yilindaki nominal kurla bugunku nominal kur arasinda yaklasik 2 kat fark var. yine kabaca bir hesapla o gunlerden bugune enflasyon yuzde 500 civarinda artmis.

    2001 yilinda turk lirasi cinsinden borcumuz yaklasik 85 milyon tl. enflasyonla gunumuze cekersek bu 85 milyon tl'nin satin alma gucu, bugun yaklasik olarak 425 milyon tl yapiyor. 2015'deki tl cinsinden borcumuz ise 870 milton tl civarinda.

    aslinda bu noktada hukumetlerin* enflasyonu oldugundan cok daha dusuk gosterdigi de ortaya cikmis oluyor. 2001'de 7 bin tl'ye alinan passat* * bugun 112 bin tl civarinda. bir arkadasin 2000'de 4 bin tl'ye sattigi daireyi bugun 170 binden veriyorlar :)

    yani aslinda gercek enflasyonu hesaplarsak 2001'deki tl borcumuz bugunkunun de cok uzerinde cikar. ama madem finansal rakamlar uzerinden gidiyoruz, hesabi degistirmeyelim.

    kur farkina gelince,

    agirlikli olarak tl cinsinden para kazanip (yayin haklarinin buyuk bolumu, stat gelirleri, federasyon primleri, sponsor gelirlerinin buyuk bolumu, forma vs. satislari gibi) dolarla/euroyla odeme yapan firmalar icin, odenen her bir (1) liranin maliyeti 2001'den gunumuze 2 kat artmis durumda. bu donemde gelirlerimiz ise 7 kat artmis. yani enflasyondan nasibini baya bir almis. kabaca yapilan bu hesaptan da anlasilacagi gibi, aslinda 2001'deki borc yuku 2015'deki borc yukuyle neredeyse ayni.

    tabi butun bu rakamlar nominal degerler. reel hesaplarda isin icine faizi koymayan adami mezun etmezler aman diyim. ancak ulkemizde enflasyondan arindirilmis reel faiz son 10 yildir hep negatif oldugu icin cikacak rakamlar bizim soyledikelrimizden cok daha vahim bir tabloyu ortaya koyacaktir. bunu bilmek yeterli olur sanirim.

    daha fazla uzatmadan, su noktayi herkes bilmeli ki, kulup bugunku borc stogunun yuzde yuzune yakin bolumunu 2001'de sirtlanmis. bugune kadar da sirtindaki bu kufeyle ayakta kalip yurumeye calismis. suren'den sonra gelen diger baskanlar da, bir yandan gunluk yasami surdurup diger yandan sportif basari elde etmeye calismislar. ikinci bir uefa kupamizin olmayisi, cl'de yari final goremeyesimizin esas sebepleri bunlar.

    suren baskanin arkasinda biraktigi borctan cok daha buyuk hatalari var. sadece borc birakmis olsaydi, artan gelirler ve cekilen kredilerle bir sekilde duzluge cikabilirdik belki.

    ozhan canaydin, baskanligi boyunca aig'yle yapilan ve kimsenin akil sir erdiremedigi sirket ortakliginin yarattigi problemle ugrasti. dusunun ki bir ara baskanlik yetkisini kullanip kredi bile cekemeyecek duruma dustu. az kalsin tefecilerin eline dusuyordu. belki de dustu haberimiz yok. sportif a.s'nin yabancilara devri an meselesiydi. kulubu bu durumdan unal aysal kurtardi diyen de var, benim gibi elinde tuttugu o hisselerden para kazanmasi hic bir zaman icime sinmemistir diyen de.

    bunlarla da sinirli degil. yanlis sirketlesme ve yanlis ortakliklar, adnan polat'in kucagina sirket birlesmesi gibi cok buyuk bir yuk birakti. az kalsin tum divan hapislik oluyordu. bu birlesmenin maliyeti de yanilmiyorsam 70 milyon tl civarinda oldu.

    bonus olarak suren baskan halka arzi da yanlis planladigi icin, bir ara galatasaray a.s. kazandigindan daha fazlasini temettu olarak piyasaya oduyordu. guler misin aglar misin? dunyada kendisini bu pozisyona dusuren ilk sirket olabiliriz.

    ilginc de bir bilgi. 2001 mali kongresinde duygun yarsuvat divan baskaniydi. kongrede yasanan bir diyalog:

    --- alıntı ---

    yonetim kongrede eleştiri de aldı. kemal onar, bütçenin gerçeği yansıtmadığını, kaan kesimgil de borçların vebalini sonraki yönetimlerin çekeceğini söyledi. hayri kozak, kulübü büyük bir tehlike beklediğini vurgularken haluk sanver eski almanya’nın da "heil hitler" sloganı ile mahvolduğunu hatırlattı. divan başkanı duygun yarsuvat buna tepki gösterdi

    --- alıntı ---

    duygun hoca iyi niyetli biri belki ama camiada bazi insanlar arasindaki akil sir ermeyen baglantilarin, ki bu yapiya kendileri cemiyet diyor, galatasaray'a ciddi zararlar verdigi gun gibi ortada.

    hayri kozak'in da 15 senedir kendisini hic yenilememis oldugunu burdan gorebiliyoruz. ancak kulupte te o gunden bugune kadar pek bir sey degismemis olmasi aslinda kongre uyeleri icinde isinin ehli insan sayisinin yok denecek kadar az oldugunu gosteriyor. olmaz ya gunun birinde kozak'in destekleyecegi bir baskan cikarsa ya gercekten ucariz ya da bu sefer hepten batariz heralde.

    4 sene ust uste sampiyonluk, ustune alinan uefa kupasi ve yasadigimiz birbirinden guzel samiyen anilari pek tabii paha bicilemez ama bu basari finansal olarak ta duzgun yonetilmis olsaydi su an cok farkli bir seviyede olurduk demeden de edemiyor insan.

    son olarak;

    baskanin basliginda baskasina bok atmak gibi olsun ama finansal anlamda suren'den sonra kulube en cok zarari veren isim de unal aysal'dir. aysal'in verdigi zararlar bundan 5 sene sonra daha iyi anlasilacak. sermaye artisi ve hisse satislarindan elde ettigi gelirleri carcur edip kulubun zaten tukenen oz kaynaklarini geri konulamaz sekilde sokaga atmasi, isin icinden cikamayacagini anlayinca gozunu rivaya dikmesi, bes para etmez yerli futbolculari doldurdugu futbol takiminin piyasa degeri uzerinden spk'yi kaziklayabilecegini sanmasi gibi saymakla bitmeyecek finansal yanlislarin altinda hep onun imzasi var.
  • 243
    galatasaray tarihinin en başarılı ve efsane başkanıdır. ha takım mali problemler yaşamadı mı tabi ki yaşadı.

    ancak pragmatist bir kişiliktir. başarıya giden yolda borçlanmaya da korkmadan gitmiştir. zamanında stratejik ortak dediği "aig" hisselerinden canaydın zamanında geri alındığı için galatasaray'ın hisserlerini aig'e verdi demek doğru olmaz.

    hatırlarsanız bu muhabbetin döndüğü 2006-2007 sezonunda manchester united'ın forma sponsoru aig'di. sonuçta kendisinden daha vizyonlu bir başkan galatasaray'a gelmemiştir. ünal aysal belki kırabilirdi bu ünvanı ama sonuçta fatih terim ile yaşanılan süreçten sonraki tercihleriyle işi kötüye götürdü ve bırakıp gitti.

    bana göre 4 sene üst üste şampiyonluk ve uefa kupası uğruna bu şekilde borçlanmanın zerre önemi yoktur ki barcelona bile 1-2 sene öncesine kadar 500 milyon euro borca sahipti. yani başarı isteyen takımın bu şekilde borçlanmaya gitmesinde bir sakınca yoktur.
  • 245
    en büyük ve tek gerçek başarısı 1996 senesinde, hem de fenerbahçeye asyde farklı mağlup olduktan sonra fatih terimin arkasında durmak olmuştur. 1997 sonrasında onun arkasında durmak fazla yöneticilik başarısı sayılmaz sanırım.

    istatistiksel olarak en başarılı başkan olmasına karşın ben kendi iş hayatını da içeriden bilen birisi olarak çok başarısız bir yönetici olduğunu düşünüyorum.

    hani yukarda denmiş ya, keşke hakanı da sataydı diye.... tam tersine hakan şükürün getirdiği sportif başarılar kendi yönetimsel ve finansal başarısızlıkları örtmüştür.

    bir büyük şansı da zamanında bugünkü kadar küstah bir sosyal medyatik müşteri grubu yokdu galatasarayda. taraftar vardı, onlar da takım aylarca parasını almadan uefa finaline çıksa da, en büyük yıldızlarla mukavele yenilenmediği için göz göre göre elimizden uçsalar da, 4 sene boyunca stad stad diye oyalanıp, maketine şimdinin parası ile 10 milyon eurolar ödenip tek bir çivi çakılmasa da tepki göstermiyorlardı.

    ha şık ve prezentabıl adam, o başka.
  • 250
    bunu demiş mi ya?
    https://twitter.com/...s/593688978475352064

    demişse kendisine kızamıyorum. valla bırakın galatasaray zor günde, el-taş muhabbetini. bir kaç kişi ele geçirmiş galatasaray'ı kukla gibi oyna babam oyna. ben faruk süren olsam diyelim ki başkan olduk. işler düzeldikten sonra yıllar önce yapılanların tekrar yapılmayacağı ne malum?
App Store'dan indirin Google Play'den alın