kendisine büyük bir bütçe ayrılandır. yok yok kulüp tarafından falan değil, taraftarlar tarafından.
eğer ki en alakasız adamalar telefon edip --900 liraya numaralı var toka-- diyorsa,
eğer ki her gün selam sabah konuştuğun tribün abileri telefonuna cevap verirken --aman bilet istemesin-- dercesine alo diyorsa,
eğer ki maç öncesinde store'un hali çarşamba pazarındaki kilosu 4,5 liraya peynir satan adamın reyonunun önü gibi doluyorsa,
normalde 30 liraya satılan yeni açık bileti, gişe fiyatı olarak 70 liradan karaborsada ise 150 liradan satılıyorsa,
işte bu ezeli pazar'dır.
derbiyi, ki özellikle galatasaray-fenerbahçe derbisini önemli kılan veya kılmaya çalışan şey kulüplerdir.
ilk amaç maddi gelir elde etmektir.
forma satmak,
derbiye özel ürün satmak,
fahiş fiyattan bilet satmak,
ekstra reklam geliri elde etmek,
gibi amaçlardır. taraftarın umrunda olduğu kadar umrunda değildir yönetimin bu maçlar. önemli olan bu maçtan gelebilecek maksimum geliri elde etmektir. taraftar da basının ortalığı kızıştırmasına inanır. genelde derbi ile alakalı ortalığı karıştıran haberler kulüpler tarafından tekzip edilmez. rayına bırakırlar. genelde maçlardan önce takımda 1 oyuncu seçilir ve rakibe ya da rakip taraftara saygısızlık yaptırılır, maksat reyting toplamak olsun. tabii tv reytingi değil. etiket reytingi.
kimse farkında mı bilmiyorum ama galatasaray'ın derbiye özel ürün çıkarması özhan canaydın'ın son dönemlerinde başlayıp, adnan polat döneminde tavan yapmıştır.
kimse farkında mı bilmiyorum ama gazetelerin ve yayıncı kuruluşun ortalığı karıştırması 2002 yılından sonra ayyuka çıkmıştır. yeni başladı demiyorum, ayyuka çıktı diyorum.
-----------------------önemli not----------------------------------
''galatasaray'ın avrupada hükmünün bittiği senelerin sonrası fener maçları daha önemli hale gelmiş ve bu konu daha çok kızışmış ve kızıştırılmıştır.''
----------------------önemli not-----------------------------------
halbu ki neydi; ''amacımız bir renge sahip olmak, ingilizler gibi toplu halde futbol oynamak ve türk olmayan takımları yenmektir.''
açıkçası ben ateltico'dan sonraki rakibimizle stadımızda oynayacağımız maça fahiş fiyattan bilet almak isterdim,
yönetimin atletico maçında sonra çıkartacağı 'matador' temalı tişörtü satın almak isterdim,
uefa'nın sitesinden galatasaray destanını okumak isterdim.
fener'e gol atacak
jo'yu değil, atleticoyu dize getirecek
sercan'ı isterdim.
gittikçe fenerlilere yakışan söylemlerde ve fiillerde bulunan taraftarla değil,
maldini'yi şaşkına çeviren taraftarla maç izleyip bağırmak isterdim.
feneri yenecekmiyiz acaba diye merak eden galatasaraylılarla değil,
neden senelerdir avrupada yokuz diyen galatasaraylılarla fikir teatisinde bulunmak isterdim.
basın bizimle uğraşıyor fenere koymayınca
içim rahat etmiyor avrupada destan yazmadıkça....