basketboldan anlamayan bir insan evladiyim. ama gecen sezon sonundaki rezaletten sonra hala bu federasyon baskani basta oldugu halde milli takimdaki gorevini birakmamasi ile benim gozumde fatih terimden bir farki kalmamistir.
1102
17 haziran duruşunu temsilen milli takımda turgay demirelin elemanlığını yapan eski beşiktaş koçu.
fatih terim üzerinden kendisine laf çakılan gerçek imparator. çok acıyorum sizlere, bu kadar zavallı olmayın, basketbol topu görseler, bomba diye karakola götürecek tipler , sırf fatih hocalarına laf söylenmesin diye bok atıyor olmuş bu başlıkta. çok komiksiniz, çok komik.
1104
milli takim koclugu ugruna galatasaray'i bir kenara atmamis, taraftara baskani hedef gosteren aciklamalar yapmamis ve yine baskani kastederek birileri mutlu olacak diye imzalamam dememistir. en son ve en onemlisi de karsilastirildigi adam gibi federasyon baskaniyla yuzunde guller acarak kameralara poz vermemis, galatasaray klubune nispet yapmamistir.
hep soyluyorum insanlar kontrollu deneyin ne oldugunu ogrenmeli. yoksa boyle alakasiz iki durumu sirf ikisi de iki takimi ayni anda calistirdi diye ayni saniyorlar.
bonus: ikisi de galatasarayin basindayken yabanci sinirlamasinin kalkmasini savunurken milli takim basina gecince birinin fikri degismistir, oburu federasyonun fikrini degistirtmis ve yabanci sayisini artirmistir. hangisinin hangisi oldugunu soylememe gerek olduginu sanmiyorum.
1105
sanırım kendisiyle kimle fatih terimi karşılaştırsak serüveni massimobarbolini'ye kadar gelecek.... devam beyler durmak yok... hem galatasarayı hem milli takımı çalıştıran çok hocamız var...
1106
kendisini hiç sevmiyorum. ama yaptığı işe çok büyük saygı duyuyorum. tartışmasız türkiye'nin en iyi koçu. hatta avrupa'nın en iyi koçlarından biri.
1107
kendi durumunu fatih terim ile karıştıran arkadaşlarım muhtemeldir ki kendisi bu konu ile ilgili açıklama yaparken dinlememişlerdir ve işkembeden sallıyorlardır. ben federasyonun takımını değil türk milli takımını çalıştırıyorum türk halkına hizmet ediyorum dedi. şimdi e ne var bunları hali hazırda fatih terim'de diyebilir diye buyuranlar çıkacaktır ama kendisinin bu söylemden sonraki eylemlerini de tamamen objektif bir şekilde yaptığını kimseden etkilenmediğini yani herhangi bir konuda kimseden emir veya direktif almadığını rahatlıkla görebiliriz. bir başka açıdan daha bakıldığı zaman aralarında ciddi bir görev tanımı farkı vardır. birisi takımı seçmek çalıştırmak ve yönetmekten sorumlu bir tanesi de o spor dalının türkiye'de ki yöneticisi yani futbol ile ilgili nekadar yönetici var ise onlarla beraber çalışmayı kabul etmiş ve sonraki hareketleri ile de güdümlerine de girmiş bir kişi.
ek olarak;
burada söylemeye çalıştığım elma ile armutun karşılaştırılmaya çalışıldığı, ergin ataman'ın basketbol milli takımını çalıştırmasını savunduğum değil. kendisini çalıştırmasını istemiyorum fakat fikrini anlayışla karşılayabiliyorum ve bu konuda kendisine kızmıyorum.
1108
elindeki ortalama kadrodan gerektiğinde hakemleri de potaya sokan bir takım yaratmıştır. takımı kötü oynadığı bir günde bile 5 nba oyunculu bir spor ülkesinin takımını 12 sayı geriden gelip yenmiştir. türkiye'de heralde değeri en az bilinen spor antrenörüdür. ama biz biliyoruz değerini, gerisi kasımpaşa.
1109
çok büyük hoca. elindeki her oyuncudan maksimum verimi almasını biliyor.
1110
son molada ne konuştuğunu/çizdiğini merak ettiğim koç. sıfır pas ile el üstü üçlüğe kaldık, neyse ki girdi
1111
emir preldzic'i sıçıp sıvamasına rağmen oyunda tutmasıyla ne kadar büyük koç olduğunu tekrar göstermiştir. o sıçıp sıvayan emir son toplarda sorumluluk almış ve oyunu kazandırmıştır. senelerdir avrupa'daki sayılı koçlarla çalışmasına rağmen her sene daha da kötüye giden emir preldzic, ergin ataman'ın elinde maç kazandıran oyuncuya dönmüştür.
abdi ipekçi'deki ilk galatasaray maçında taraftarla ilk karşılaşması efsane olur. taraftar bağrına basacaktır. her güzel şeyin sonu var, bu taraftar buna alıştı. eğer bir gün galatasaraydan ayrılacaksa, düzgün biçimde ayrılsın. büyük koç.
1114
anlamadığım bir şey var. fikri olan arkadaşlar açıklarlarsa sevinirim.
şimdi son hücum bizdeydi, mola aldı hoca. moladan sonra da emir direk aldı topu, iki çevirdi ve salladı 3'lüğü. girdi ve aldık maçı, girmese kaybedecektik.
gelelim benim takıldığım yere. şimdi hoca molada topu emir'e verin, emir de bulursa 3'lük, bulamazsa drive etsin mi dedi? yoksa oyun çizdi de emir buna uymadı mı? 2'si de anormal bir durum değil mi?
tamam belki bu sefer yendik çeyrek finaldeyiz ama yarı aynısı çeyrek finalde de tekerrür eder ve bu sefer kaçarsa ne olacak? ben söyleyeyim: ergin hoca koskoca molada ne yaptı diyecekler. e haklı bir sitem olmaz mı bu?
hocam senin o ellerini havaya kaldırıp yumruğunu sıkışın var ya, işte o her şeye bedel. sen ve takımın desteği fazlasıyla hak ediyorsunuz hocam. hazır destek demişken;
son pozisyonda topu her şekilde emir'in elinde istedi. o pozisyonda ne olursa olsun emir'in üzerinde olacaktı. emir topla ilk buluştuğu anda oyuncularımız pota altından çıkarak alan boşalttılar ve drive beklediler. emir ilk an için drive'a yeltense de ayakları çok hızlı olmadığından ve rakibin en atletik ve genç uzunu tarafından savunulduğundan (cameron bairstow) şutuna güvenmek durumunda kaldı. zaten 20 saniye önce, 9 metreden eli titremeden üçlük atan bir adam kadar da son topu özgüvenli kullanacak bir adam yoktu sahada.
bir de bilhassa bu tip üst düzey organizasyonlarda ve bu tip son topa kalan maçlarda son hücum için 3, 4 perde ve içeri 2, 3 cut filan beklemek fazla hayalperestçilik olur. zira perdeden çıkmak ya da adamını geçmek topla hiç yoktan 2 kez fazladan dribble yapmak demektir. maçın stresi de göz önüne alındığında hemen hiçbir koçta bu riski almaz zaten. o yüzden son toplarda isolation yapılması en doğalıdır. burada 3-4 oyuncu üzerinden çizilen komple bir takım hücumu yerine çok antrenör güvendiği tek bir adamın eline güvenmeyi tercih eder. oyuncu da biraz ritmindeyse en doğrusu o şuta güvenmek olur. en basitinden geçen yıl damian lillard'ın isolation'da sadece normal sezonda 5 maç aldığını hatırlatmak isterim.
hocam sırf sen şu takımın başındasın diye bu başarılara sevinemeyenler var, çok yaşa hocam.
1119
koç son molada tahminen kararı emir'in vermesini istedi, rakibin durumuna göre ya içeri drive edip savunmanın dengesini bozup arkadaşlarına pozisyon yarat veya kendin kullan demiştir. son topta mantıklı olan ise emir'in 3'lük atmak yerine içeri drive etmesiydi, çünkü rakibin faul hakkı dolmuş durumdaydı ve en kötü ihtimal 2 serbest atış bulacaktık veya belki şansımız yaver gitse basket faul ile de maçı kazanabilirdik. rakibin faul hakkının dolduğu böyle bir durumda içeriyi hiç zorlamayıp direk dışarıdan kaldırıp şut atmak pek tercih edilen bir durum değil normal şartlarda ama kazanan haklıdır kuralı işledi ki çok normal.
1120
emir'in kullandığı son topuyla ilgili kendisinin tercihiydi veya değildi demek yanlış olur. bu tür pozisyonlar rakibin +/- yönlerine göre maçlardan önce belirlenir ve uygulanmaya çalışılır. ancak emir süreyi eritip şut kullandı, bunu yapmak için set çizmenin de bir anlamı yok bence.
he şu var, daha önce de yazıldığı gibi emir'in potaya driveına dayalı bir oyun kurulduğu açık ama emir driveına güvenmediği için şut tercihi yapmak zorunda kalmış gibi. zaten bir niyetlendi emir ama baktı olacak gibi değil, geri adım atıp üçlük denedi. başka bir açıklaması yok gibi pek.
1121
büyüksün hocam. yine herkesi susturdun.
1122
2014 fiba dünya kupası'nda elindeki vasat kadroyu çeyrek finale çıkarmış koçtur. emeğine sağlık hoca.
1123
vasat oyun kurucu rotasyonu, şutörsüz ve 4 numarasız takımla anca bu kadar. benim adım hıdır elimden gelen budur dese kimse bir şey diyemez. ersan, enes eklemesi bile takımın çehresini değiştirir. 2015 avrupa şampiyonasında görmek lazım. emeğine sağlık.
1124
2014 dünya şampiyonasında kimsenin bir şey beklemediği takımı çeyrek finale taşımış, yarı finali son periyottaki berbat şut performansımız yüzünden elden kaçırmıştır.