kendisinin galatasaraylılığının f4 organizasyonunu yerinde izlemesi ile tartışılmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. günümüz profesyonel sporlarında, kendisinin yaptığı gibi tuttuğu takımı sıklıkla ve özellikle vurgulamak çok sık karşılaşılır bir şey değil. ha altyapıdan beri kulüpte olan ve hiç başka kulübe gidemeyecek bir adam olursun belki onun rahatlığı ile atıp tutabilirsin ama başka takımlar ile iki kez f4'e katılmış, kupalar almış, real madrid'in bile radarına girmiş bir adam galatasaray'lılığını bu kadar vurgularken ve kulübün kendi branşında bu kadar hakkını savunurken kendisi hakkında bu ithamları çok yıkıcı buluyorum.
2016-2017 performansını eleştirebiliriz, eleştirilmelidir fakat diğer konular biraz ağır bence.
bu girişten sonra gelelim son açıklamalarına, üstteki bir sürü giriye cevap niteliğinde:
http://www.hurriyet.com.tr/...utlamiyorum-40466504altına imzamı atarım. rakibin başarısının hakkını veriyor mu veriyor, bazı arkadaşların "planla, sistemle ne alakası var yea, para oğlum, ülker oğlum" ayaklarının aksine sürekliliğine vurgu yapıyor mu yapıyor, buna rağmen hepimizin hissetiklerine tercüman olarak niye kutlamayacağını tüm açık yürekliliği ile belirtiyor mu belirtiyor.
bu konuda kendi görüşüm: ben hala, hep dediğim gibi, nazarımda en düşük seviye olarak kabul ettiğim "fenerbahçe seviyesi" ile kulüp ve profesyonelleri ölçeğinde kısas yapmaya da karşıyım aslında. tebrik de edebilirdi, ama bu fenerli kafası almıyor malesef bunları o yüzden kendisinin kutlayıp kutlamaması hakkında çekimserim. ben profesyonel olmadığım için kutlamıyorum:), ama başka girilerde yazdık, bu çok büyük bir başarıdır, göz ardı edemem, hayatımda ilk defa imrendim bu adamlara.
devam edelim, cezası ile ilgili olarak hakkını ve hakkımızı savunuyor mu, savunuyor. kulübün pasif kaldığını (bkz:
#yönetimistifa) yüzlerine vuruyor mu, vuruyor.
son olarak f4'ü yerinde izlemesi ile ilgili açıklamasını da gayet net bir şekilde yapıyor. rakibin maçını izlemeyen teknik heyetlere, önemli organizasyonlara gitmeyen yetkililere haklı olarak sitem ediyoruz. kendisi de bu doğrultuda orada. adam mesleğini icra ettiği coğrafyanın kulüpler bazında en önemli organizasyonunu yerinde takip ediyor. fener oynamış, o oynamış, bu oynamış bir önemi yok.
bu her maç yediğimiz, yediği küfürler konusunda da benim görüşüm şöyle. bunları unutmak, yok saymak bende yok. emin olun kendisinde de yoktur. bu yüzden hatta dediğimiz gibi bir profesyonelin gösterebileceği son seviyede tepkisini kutlamayarak gösteriyor. fakat nasıl gösteriyor, tekrar edelim, rakibin başarısının önemine vurgu yaparak. iş ayrı, aşk ayrı. fenerbahçe maçlarında ben şahsen ne ölü bırakıyorum ne diri, rakip yapınca auvv, çok pis küfretti demem, yukarıda yazdığım gibi yok saymam, fenere karşı nötr bile olmam ama garipsemem.
ekleme: kaldı ki kendisi de belirtmiş, adam gayet rahat izlemiş yerinde, hatta kendisinin yanına gelen oldukça taraftar olmuş, ben de obradovic'i görsem, tükürmem, resim çektiririm.
özet olarak, ben kendisinin profesyonel olarak da, galatasaray'lı olarak da yapmış olduğu açıklamaların ve uygulamalarının gayet yerinde olduğunu düşünüyorum. dilerim bu sezonki performans düşüklüğünü hemen atlatır ve iyi bir yönetim ile (bkz:
#yönetimistifa) bizi f4'e götüren hoca bir gün kendisi olur.