2321
kendisi hakkında öyle bir hava oluşmaya başladı ki, bu adamı en ufak eleştirmek bile caiz değil, zinhar haram.
hele yaptıkları öyle bir anlatılıyor ki adam şimdiden en efsane başkanımız oldu. biz iki başkanı davul çalıp gönderdik, birisi canaydın öteki adnan polat. şimdi ünal aysalı en kötü başkanlarımız arasında yer alan adnan polatla karşılaştıralım:
- mali açıdan:
adnan polat gelir gelmez uefa mali kriterler diye bir şey söylemeye başladı. dedi ki bakın 2012'de mali kriterleri yeterli olmayan kulüpleri avrupa kupalarına almayacaklar. bizim buna göre yapılanmamız ve hazırlanmamız lazım. kimse sallamadı polatı doğal olarak. ne de olsa o dediğine daha 3-4 yıl vardı ve gözümüzün önünde olmayan şey bizi korkutmuyordu.
adnan polat bu doğrultuda ekibiyle birlikte ilkönce futbol a.ş. ve sportif a.ş.'yi birleştirmek için yıllarını harcadı. çünkü kulübün en büyük maddi külfetlerinden birisiydi bu. bankaların kredi vermediği, floryanın bile hazicli olduğu bir dönemde bunu başardı.
stadın tamamlanması için başta ışın çelebi olmak üzere inanılmaz bir efor sarfedildi. her ne kadar bence ali sami yenden çıkmak kulüp tarihinin en büyük hatası da olsa bu stadın bitirilmesi ile kulüp stad gelirlerini 4-5 katına çıkardı.
riva denen bir arazi vardı. genel kurul arazinin satışına onay vermesine rağmen, polat araziyi değerlendirmek amacıyla doğru zamanı bekledi ve toplamda alınan 500 küsur imzayla araziye inşaat yapılması için ruhsat alındı ve kulübe yaklaşık 200-300 milyon dolar gelir getirecek bir gelir kapısı ortaya çıkarıldı.
kısa vadede gelirleri arttırmak amacıyla gs bonus, gs mobile, gs bilyoner, gs hdi sigorta gibi projeler üretti. buralardan kulüp şu anda çok ciddi gelirler elde ediyor. daha fazla gelir elde edilmemesi sadece taraftarın ilgi göstermemesindendir.
bankalarla olan borçları yeniden yapılandırdı ve borçların üzerindeki çok ağır faiz giderlerini azalttı.
bunun haricinde aklıma daha sonra gelen şeyler olursa editlerim.
ünal aysal neler yaptı bir senede dersek, galatasaray hisse senetlerinin yaklaşık %20'sini sattı. kulüp satabileceği maksimum hisse senedini sattı ve şu anda %55 gibi bir oranımız var. kulübe maddi kaynak yaratmış oldu ve bu kaynakla borçları azalttı. yani yeni bir proje üretmektense elimizde olan değerleri satma yoluna gitti.
daha sonra beklenen hamle geldi ve sermaye arttırımına gitti. bununla elinde hisse senedi olan yatırımcıların kulübe nakit girdi yapması sağlanacak. galatasaray da kendi üstüne düşen kısmı loca ve vip gelirlerini 5 yıl boyunca ipotek ederek sağladı. yani gelecekteki gelirlerimizden feragat etti.
en kötü başkanla en iyi başkanı karşılaştırdığımızda ne yazık ki mali açıdan ünal aysal beklentileri karşılayamamış ve yeni bir proje üretememiştir.
-idari açıdan:
adnan polat profesyonelleşme fikrini hayata geçirdi. kulübün gerçek profesyoneller tarafından idare edilmesini, seçilmişlerin ise bu idareyi kontrol etmesini savundu. bunun altyapısını oluşturdu. ama özellikle futbolda bu ismin adnan sezgin olması ve gelen onca başarısızlıklara, fiyaskolara rağmen koruması hatta haldun üstünel gibi adamları yemesi en büyük zaafiyeti oldu.
stadyum açılışındaki yaşanan fiyasko, gereksiz insanlar galatasarayı suçladığında taraftarı satması, haklarımızı savunamaması sonunu getirdi.
ama en önemlisi bütün ülkenin şike ile sallandığı günlerde bile kulübümüzü bu pislikte uzak tutarak başımız dik gezmemizi sağlamıştır.
ünal aysal bütün camianın desteği ile geldi. kısa orta ve uzun vadedeki hedefleri ve sorunlara karşı çözüm önerileri yerindeydi. gerek bağımsız kuruluşlara kulübü audit ettirmesi gerekse idari disiplin ve kadrolaşmada başarı sağladı. idari açıdan kulübün doğru adımlar attığı bir gerçektir.
bununla birlikte bülent tulun gibi geçmiş başkanı savcılığa şikayet etmiş, mustafa sarp varken orta sahaya adam almaya gerek yok diyecek kadar futboldan anlamayan birisini sportif a.ş. genel koordinatörü yapması ve her fırsatta onu savunması kabul edilemez bir hata.
ayrıca ömer güvenç, ntvspor, telegol, hürriyet gibi oluşumlara sürekli röportajlar vermesi taraftarı yaraladı. ne de olsa bu oluşumların tek amacı galatasaraya zarar verebilmek. bunlarla savaşacağına bunlara prim verdi.
ayrıca şike sürecinin başında harika bir yol izlerken sona doğru hedeften sapmış ve en son aziz yıldırıma mektup yazmasıyla bizleri üzmüştür.
ikisini karşılaştırırsak ünal aysalın daha iyi bir performans çizdiğini ama beklenenin altında olduğunu görebiliriz.
-sportif açıdan:
adnan polatın futbolda bir şampiyonluğu olması yaptığı yanlış tercihlerin sonucu oldu. futbolun başında adnan sezgin gibi bir adamın olması başarızlığın en büyük sebebiydi. bir yılda üç teknik direktör değiştirerek bu konuda galatasaray rekorunu kırdılar.
baskette, engelli aslanlarımızın dünyanın en iyisi olması ve bayan basketçilerimizin avrupa şampiyonu olması polat döneminin başarılarıdır.
ünal aysal gelir gelmez ali dürüst ve albayrak'ın sayesinde terim ile anlaştı. her ne kadar başlarda yönetimin içinde terime karşı olan husumet büyük sorunlar yaşatsa da terimin bu savaştan galip çıkması bize şampiyonluğu getirdi. şu anda futbolu tamamen terime bırakmış durumda ki bu da doğru bir hamledir.
baskette yaşanan oktay mahmudi fiyaskosu, baskette ve voleybolda hiç bir başarı gelmemesi eksi puan olup bir senede amatör branşlarda çok büyük başarıların gelmesi çok mümkün olmadığı için bir nebze de olsa kabul edilebilir. bu sene en azından birinde şampiyonluk gelmesi gerekiyor ki başkanın söylediği başarı başarı başarı gerçek olsun.
sonuç olarak ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor ki eğer ünal aysal şu anda bu kadar başarılı gözüküyorsa bu adnan polatın yoğun mali ve idari çalışmalarından kaynaklanmaktadır. ünal aysal henüz ortaya kendine ait bir proje koymamış, ortaya konulan projeleri doğru yürütmüştür. bu süreçte acemilikleri çok açıkca gözükmüş, daha düzeltmesi gereken çok konu olduğu ortaya çıkmıştır. daha az röportaj vermesi, söylediği şeyleri yerine getirmesi ve yeni projelerle galatasarayın geleceğini sağlama alması ilk planda ortaya çıkan beklentilerdir.
ünal aysal hemen hemen herkesin desteklediği, iyi ki başkanımız oldu dediği bir isimdir. uzun yılları başımızda kalması ve hedeflerini hayata geçirmesi hepimizin isteğidir. ama bu süreçte yapılan hataların ve karşılanamayan beklentilerin söylendiği zaman, söyleyen kişiye vatan haini muamelesi yapmak ancak faşizmle yönetilen bir yerde olur ki ünal aysal buna karşı çıkan isimlerin başında yer alırdı herhalde.
sizinle büyük başarılar kazanacağımıza inancım tam başkanım, allah yardımcınız olsun.
hele yaptıkları öyle bir anlatılıyor ki adam şimdiden en efsane başkanımız oldu. biz iki başkanı davul çalıp gönderdik, birisi canaydın öteki adnan polat. şimdi ünal aysalı en kötü başkanlarımız arasında yer alan adnan polatla karşılaştıralım:
- mali açıdan:
adnan polat gelir gelmez uefa mali kriterler diye bir şey söylemeye başladı. dedi ki bakın 2012'de mali kriterleri yeterli olmayan kulüpleri avrupa kupalarına almayacaklar. bizim buna göre yapılanmamız ve hazırlanmamız lazım. kimse sallamadı polatı doğal olarak. ne de olsa o dediğine daha 3-4 yıl vardı ve gözümüzün önünde olmayan şey bizi korkutmuyordu.
adnan polat bu doğrultuda ekibiyle birlikte ilkönce futbol a.ş. ve sportif a.ş.'yi birleştirmek için yıllarını harcadı. çünkü kulübün en büyük maddi külfetlerinden birisiydi bu. bankaların kredi vermediği, floryanın bile hazicli olduğu bir dönemde bunu başardı.
stadın tamamlanması için başta ışın çelebi olmak üzere inanılmaz bir efor sarfedildi. her ne kadar bence ali sami yenden çıkmak kulüp tarihinin en büyük hatası da olsa bu stadın bitirilmesi ile kulüp stad gelirlerini 4-5 katına çıkardı.
riva denen bir arazi vardı. genel kurul arazinin satışına onay vermesine rağmen, polat araziyi değerlendirmek amacıyla doğru zamanı bekledi ve toplamda alınan 500 küsur imzayla araziye inşaat yapılması için ruhsat alındı ve kulübe yaklaşık 200-300 milyon dolar gelir getirecek bir gelir kapısı ortaya çıkarıldı.
kısa vadede gelirleri arttırmak amacıyla gs bonus, gs mobile, gs bilyoner, gs hdi sigorta gibi projeler üretti. buralardan kulüp şu anda çok ciddi gelirler elde ediyor. daha fazla gelir elde edilmemesi sadece taraftarın ilgi göstermemesindendir.
bankalarla olan borçları yeniden yapılandırdı ve borçların üzerindeki çok ağır faiz giderlerini azalttı.
bunun haricinde aklıma daha sonra gelen şeyler olursa editlerim.
ünal aysal neler yaptı bir senede dersek, galatasaray hisse senetlerinin yaklaşık %20'sini sattı. kulüp satabileceği maksimum hisse senedini sattı ve şu anda %55 gibi bir oranımız var. kulübe maddi kaynak yaratmış oldu ve bu kaynakla borçları azalttı. yani yeni bir proje üretmektense elimizde olan değerleri satma yoluna gitti.
daha sonra beklenen hamle geldi ve sermaye arttırımına gitti. bununla elinde hisse senedi olan yatırımcıların kulübe nakit girdi yapması sağlanacak. galatasaray da kendi üstüne düşen kısmı loca ve vip gelirlerini 5 yıl boyunca ipotek ederek sağladı. yani gelecekteki gelirlerimizden feragat etti.
en kötü başkanla en iyi başkanı karşılaştırdığımızda ne yazık ki mali açıdan ünal aysal beklentileri karşılayamamış ve yeni bir proje üretememiştir.
-idari açıdan:
adnan polat profesyonelleşme fikrini hayata geçirdi. kulübün gerçek profesyoneller tarafından idare edilmesini, seçilmişlerin ise bu idareyi kontrol etmesini savundu. bunun altyapısını oluşturdu. ama özellikle futbolda bu ismin adnan sezgin olması ve gelen onca başarısızlıklara, fiyaskolara rağmen koruması hatta haldun üstünel gibi adamları yemesi en büyük zaafiyeti oldu.
stadyum açılışındaki yaşanan fiyasko, gereksiz insanlar galatasarayı suçladığında taraftarı satması, haklarımızı savunamaması sonunu getirdi.
ama en önemlisi bütün ülkenin şike ile sallandığı günlerde bile kulübümüzü bu pislikte uzak tutarak başımız dik gezmemizi sağlamıştır.
ünal aysal bütün camianın desteği ile geldi. kısa orta ve uzun vadedeki hedefleri ve sorunlara karşı çözüm önerileri yerindeydi. gerek bağımsız kuruluşlara kulübü audit ettirmesi gerekse idari disiplin ve kadrolaşmada başarı sağladı. idari açıdan kulübün doğru adımlar attığı bir gerçektir.
bununla birlikte bülent tulun gibi geçmiş başkanı savcılığa şikayet etmiş, mustafa sarp varken orta sahaya adam almaya gerek yok diyecek kadar futboldan anlamayan birisini sportif a.ş. genel koordinatörü yapması ve her fırsatta onu savunması kabul edilemez bir hata.
ayrıca ömer güvenç, ntvspor, telegol, hürriyet gibi oluşumlara sürekli röportajlar vermesi taraftarı yaraladı. ne de olsa bu oluşumların tek amacı galatasaraya zarar verebilmek. bunlarla savaşacağına bunlara prim verdi.
ayrıca şike sürecinin başında harika bir yol izlerken sona doğru hedeften sapmış ve en son aziz yıldırıma mektup yazmasıyla bizleri üzmüştür.
ikisini karşılaştırırsak ünal aysalın daha iyi bir performans çizdiğini ama beklenenin altında olduğunu görebiliriz.
-sportif açıdan:
adnan polatın futbolda bir şampiyonluğu olması yaptığı yanlış tercihlerin sonucu oldu. futbolun başında adnan sezgin gibi bir adamın olması başarızlığın en büyük sebebiydi. bir yılda üç teknik direktör değiştirerek bu konuda galatasaray rekorunu kırdılar.
baskette, engelli aslanlarımızın dünyanın en iyisi olması ve bayan basketçilerimizin avrupa şampiyonu olması polat döneminin başarılarıdır.
ünal aysal gelir gelmez ali dürüst ve albayrak'ın sayesinde terim ile anlaştı. her ne kadar başlarda yönetimin içinde terime karşı olan husumet büyük sorunlar yaşatsa da terimin bu savaştan galip çıkması bize şampiyonluğu getirdi. şu anda futbolu tamamen terime bırakmış durumda ki bu da doğru bir hamledir.
baskette yaşanan oktay mahmudi fiyaskosu, baskette ve voleybolda hiç bir başarı gelmemesi eksi puan olup bir senede amatör branşlarda çok büyük başarıların gelmesi çok mümkün olmadığı için bir nebze de olsa kabul edilebilir. bu sene en azından birinde şampiyonluk gelmesi gerekiyor ki başkanın söylediği başarı başarı başarı gerçek olsun.
sonuç olarak ortaya çıkan tablo şunu gösteriyor ki eğer ünal aysal şu anda bu kadar başarılı gözüküyorsa bu adnan polatın yoğun mali ve idari çalışmalarından kaynaklanmaktadır. ünal aysal henüz ortaya kendine ait bir proje koymamış, ortaya konulan projeleri doğru yürütmüştür. bu süreçte acemilikleri çok açıkca gözükmüş, daha düzeltmesi gereken çok konu olduğu ortaya çıkmıştır. daha az röportaj vermesi, söylediği şeyleri yerine getirmesi ve yeni projelerle galatasarayın geleceğini sağlama alması ilk planda ortaya çıkan beklentilerdir.
ünal aysal hemen hemen herkesin desteklediği, iyi ki başkanımız oldu dediği bir isimdir. uzun yılları başımızda kalması ve hedeflerini hayata geçirmesi hepimizin isteğidir. ama bu süreçte yapılan hataların ve karşılanamayan beklentilerin söylendiği zaman, söyleyen kişiye vatan haini muamelesi yapmak ancak faşizmle yönetilen bir yerde olur ki ünal aysal buna karşı çıkan isimlerin başında yer alırdı herhalde.
sizinle büyük başarılar kazanacağımıza inancım tam başkanım, allah yardımcınız olsun.