237
reis.
futbol hayatının hiçbir döneminde, sezon başında ilk 11'in değişmez oyuncusu olarak düşünülmemiştir. özellikle de fatih terim'in ilk döneminde, 1996-2000 yılları arasında. 1996-1998 yılları arasında adrian ilie'nin inanılmaz çıkışı nedeniyle ilk 11'de düşünülmemesi bir nebze anlaşılabilir bir durum ancak arif geri kalan galatasaray serüveninde her defasında formayı söke söke almıştır. bu bile kendisine saygı duyulması için yeterlidir.
1996-2000 yılları arasında konunun yalnızca fatih terim'le de bir alâkası yoktu, o zamanlar durum şuydu; sezon başlamadan önce hayalimizdeki onbiri dökerdik kâğıda, ve hiçbirimizin hayalinde arif olmazdı. ama arif çalışır çabalar, bir şekilde o formayı alır, bir daha da vermez ve hepimizi mahçup ederdi. kendisini çok severdik, kabullenirdik, galatasaray'a yakıştırırdık o ayrı.
şimdilerdeki semih şentürk'ün nöbetçi golcü durumu o yıllar arif için geçerliydi. zor durumlarda sonradan oyuna girer ve ortalığı birbirine katardı.
fatih terim her sene başında hakan şükür'ün yanına bir adam alırdı. lutu, marcio aklıma ilk gelenler. hatta marcio'nun alındığı sene arif'in bir önceki sezon oynadığı harika futbola rağmen terim'in "hakan şükür'le güzel bir ikili olacaklar" demeci arif'i bu kadar çok seven biri olarak beni zamanında çok üzmüştü.
arif'in futbola damgasını vurduğu sezon ise 2001-2002'dir. gol kralı olmuştur ve takımın şampiyonluğunda hasan şaş ve ergün'le birlikte en başı çekenlerden biridir.
kendisini severiz, saygı duyarız ve galatasaraylı olması nedeniyle gururlanırız.
futbol hayatının hiçbir döneminde, sezon başında ilk 11'in değişmez oyuncusu olarak düşünülmemiştir. özellikle de fatih terim'in ilk döneminde, 1996-2000 yılları arasında. 1996-1998 yılları arasında adrian ilie'nin inanılmaz çıkışı nedeniyle ilk 11'de düşünülmemesi bir nebze anlaşılabilir bir durum ancak arif geri kalan galatasaray serüveninde her defasında formayı söke söke almıştır. bu bile kendisine saygı duyulması için yeterlidir.
1996-2000 yılları arasında konunun yalnızca fatih terim'le de bir alâkası yoktu, o zamanlar durum şuydu; sezon başlamadan önce hayalimizdeki onbiri dökerdik kâğıda, ve hiçbirimizin hayalinde arif olmazdı. ama arif çalışır çabalar, bir şekilde o formayı alır, bir daha da vermez ve hepimizi mahçup ederdi. kendisini çok severdik, kabullenirdik, galatasaray'a yakıştırırdık o ayrı.
şimdilerdeki semih şentürk'ün nöbetçi golcü durumu o yıllar arif için geçerliydi. zor durumlarda sonradan oyuna girer ve ortalığı birbirine katardı.
fatih terim her sene başında hakan şükür'ün yanına bir adam alırdı. lutu, marcio aklıma ilk gelenler. hatta marcio'nun alındığı sene arif'in bir önceki sezon oynadığı harika futbola rağmen terim'in "hakan şükür'le güzel bir ikili olacaklar" demeci arif'i bu kadar çok seven biri olarak beni zamanında çok üzmüştü.
arif'in futbola damgasını vurduğu sezon ise 2001-2002'dir. gol kralı olmuştur ve takımın şampiyonluğunda hasan şaş ve ergün'le birlikte en başı çekenlerden biridir.
kendisini severiz, saygı duyarız ve galatasaraylı olması nedeniyle gururlanırız.
