• 125
    maalesef a grubunda yoldaşlar yerine yunanistan'ın üst tura çıktığı turnuva. rusya gibi pozitif futbol oynayan, hücumu düşünen, yetenekli bir teknik direktöre sahip bir takım yerine gitti sürekli kapanan, zaman geçiren defansif futbol oynayan yunanistan çıktı. tamam defansif futbol da bazen kazanmak için büyük bir silah, ama arkadaşım futbol dediğin zaman da insanın aklına fuleli adımlar, araya atılan paslar, aşırtmalar, uzaktan şutlar, bacak arası atmalar, kıvrak çalımlar falan gelmiyor mu? rusya da öyle anlattığım kadar oynamıyor ama hücumu düşünen aktif bir oyun oynuyor. dick advocaat zaten kariyeri ile ne kadar yetenekli olduğunu kanıtlamış bir adamken bence bu turnuva ile bir defa daha kitlelerin sevgisini kazandı. yalnız hocanın kerzhakov ısrarını anlamış değilim. son vuruşlarda çok etkisizdi kerzhakov. alternatifler vardı. palvyuchenko, pogrenbyak gibi. kalecileri malafeev ise akinfeev'in yokluğunda çok iyi oynadı. özet olarak; yoldaşlara yazık oldu.

    hollanda ise çoğunluğa göre tam bir hayal kırıklığıydı ama ölüm grubu denilen almanya-portekiz-hollanda-danimarka dörtlüsü arasında bana göre kadro kalitesi açısından 3. sırada olan hollanda'nın elenmesi çok da sürpriz olmadı. kabul etmek lazım ki hücum hattı iyi. robben, sneijder, van persie, huntelaar, van der vaart kalitesini kanıtlamış, dünyanın en büyük takımlarında oynayan üst düzey futbolcular. ama hücum hattını hücum hattı yapan aslen onları besleyen futbolcular değil mi? herkes bas bas bağırıyor inesta-xavi ikilisi diye. buradan yola çıkalım. bu arkadaşların arkasında kim oynuyor? 30 unu çoktan geçmiş van bommel ve amsterdam kasabı de jong. van bommel yine bir nebze hücum oyuncularına destek vermeye çalışıyor ama yeterli değil. de jong da daha defansif özellikli olduğu için hücum oyuncuları gereken desteği alamıyor. bekler de evlere şenlik zaten. bu yüzden de stoperler ne yapacağını şaşırdı. aslında iyi bir yönetimle bu hollanda en kötü çeyrek finale çıkardı ha. ama var bert van marwijk iyi bir takımı en kötü nasıl yönetebiliriz içerikli köt101 dersini üniversitelerde verebilecek potansiyelde bir yönetim sergiledi. son portekiz maçına bakın mesela. allahını seven söylesin ağalar. karşınızdaki takımın kanat oyuncuları dünya üzerindeki en iyi kanat oyuncularından ikisi. biri cristiano ronaldo, biri nani. bunların arkalarında da(bekler) coentrao ve bruno alves. standartların çok çok üstünde iki bek oyuncu. sen gidiyorsun, böyle bir takıma karşı 3 lü savunma kuruyorsun. allah'tan kork yahu. efendim böyle bir kenar yönetimiyle hollanda'nın çeyrek finale çıkamaması hiçbir şekilde sürpriz olmadı diyebiliriz.

    almanya için de güzel şeyler söyleyemeyeceğiz maalesef. alman milli takımı kadro kalitesi açısından turnuvanın en iyi takımı şu anda. ama löw'ün sahada hiçbir şey yapmayan podolski'yi oynatmadaki ısrarı resmen beni deli ediyor. bundesliga'nın tozunu attıran götze, kroos gibi adamlara hiçbir şekilde şans vermemesi, oyuna gereken müdahaleleri yapmaması bu takım için yeterli olmadığı izlenimi yaratıyor. hala klinsmann'ın yarattığı makinenin ekmeğini yiyor gibi geliyor bana. takıma gelecek olursak, kalede neuer(no-yer) var. defansta lahm, boateng, badstuber, hummels var. berlin duvarını koymuşlar savunmaya resmen. orta sahada khedira, schweinsteiger. buraya kadar her şey güzel. ama abi podolski hakkaten bu kadroya yakışmıyor yahu. mesut, müller, podloski üçlüsünde mesut-müller tamamdır da podolski yerine götze oynasa süper olurdu be. ayrıca forvette de mario gomez biz daha ölmedik mesajını çatır çatır veriyor. kısacası alman milli takımı son yılların en daş gibi takımını turnuvaya götürmüş. ve arkadan da devamı geliyor gibi. eyorlamam bugadar. hadi hayırlı işler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın