• 19
    iyi kötü 3 senedir perhiz ve kilo verme konusunda dididen, bu konuda bir takım yazılar okumuş ve kulaktan dolma da olsa envai çeşit bilgi * sahibi bir insan olarak üzerinde iki kelam etmek istediğim konu. işbu entry de bu derin bilgi birikimi(!) ışığında yazılacağından, rastlanılacak önerme ve hükümlere aynı seviyede yaklaşılması daha bir hayırlı olacaktır.

    öncelikle tam olarak nasıl birşey olduğu, paradoks mu muamma mı olduğu tam kestirilemeyen bir belirsizlik içindedir. basite indirgemeye çalışıp biraz netleştirmek istersek; futbolcu fiziği sağlıklı beslenip düzenli antreman ve maça çıkarak kendiliğinden ortaya çıkan, ekstra bir gelişimden ziyade vücudun kendini yaptığı işe adaptasyonu şeklinde ortaya çıkan vücut şeklidir. bu da yağsız bir vücut ve gelişmiş bacak kaslarından ibarettir. 1980'lerin ikinci yarısından sonra hem türkiye'de hem de dünya'daki standart futbolcu fiziği gerek antreman ve maç fikstürünün yoğunluğu, gerek buna paralel maçlardaki temponun da artmasıyla bu şekilde gelişmeye başlamıştır. en ufak tefek görünen futbolcuların bile vücudunda, özellikle bacaklarında aynı görüntüdeki sıradan bir insandan çok daha gelişmiş kas grupları vardır.

    ilerleyen yıllar içinde vücut geliştirme sporundaki ilerlemeler her spor dalını olduğu gibi futbolu da etkilemiştir. ilaçlar, besin takviyeleri ve benzeri "buluşlar"ın katkısıyla vücut geliştirme çığırından çıkmış, insan bedeninin sınırları epey bir zorlanmaya başlamıştır. bu sektörde dönen paranın etkisi var mıdır bilinmez ama iyice popülerleşip bir trend haline gelen bu yeni -spor dalı-na diğer spor dallarıyla uğraşan insanlar da kayıtsız kalamamış, sporcuları vücudunu geliştirme konusunda kafa yorulmaya başlanmıştır antrenörler tarafında. üzerinden neredeyse 30 sene geçmesine rağmen hala daha geyiği dönen "doğu alman" sporcuları bu konudaki çalışmaların ilk örnekleridir aslında. diğer sporcularla aralarında, özellikle kuvvet bakımından bulunan fark herkesin malumudur.

    günümüze doğru geldiğimiz zaman, futbolcular bilinen kondüsyon çalışmalarına ek olarak ağırlık çalışmaları da yapmaktadır. bu çalışmaların -zaruri olmasa da- sporculara en azından kuvvet ve kondüsyon bakımından katkı sağladığı, doğu alman sporcular örneğindeki gibi, muhakkaktır. yine klasikleşmiş bir tabir olan "kendine bakan futbolcu" tanımında yemesine içmesine, atremanına dikkat etmenin yanı sıra ağırlık çalışmalarını da eklenmesi kaçınılmazdır bu noktada. velhasıl laf salatasını iyice karıştırmadan, ağırlık ve vücut geliştirmenin futbolcular için günümüzde bir yan dal olduğunu söylemek mümkündür.

    lafı toparlamaya çalışırsak, fiziksel futbol oynamak için yağsız bir vücut ve az biraz kaslı bacaklar yeterlidir. tabi buna yetenek ve "fundemental" denilen olayın da eklenmesi gerekir. bundan ötesi ise futbolcunun işine saygısı, profesyonelliği ve kendine dikkat etmesiyle alakalıdır. daha güçlü ve kondüsyonu yüksek futbolcu daha geç yorulur. hem istediklerini sahaya daha kolay yansıtır, hem de daha yüksek konsantrasyona sahip olur. bu konudaki en büyük örnek ise kalecilerdir. maç boyu kale önünde duran kaleciler de fiziki bir performansa ihtiyaç duymasalar da takım arkadaşlarıyla birlikte fizik-kondüsyon çalışmalarına ezelden beri katılmaktadırlar. bu da onların maç içinde daha diri ve "uyanık" kalmasını sağlar. futbolcunun oyun bilgisini geliştirmeye çalışması kadar doğal bir hal almıştır vücudunu geliştirmeye çalışması. bu sebeple vücut yapıları da futbolcudan futbolcuya değişiklik göstermektedir. bir de antremanlardan kişilerin farklı derecede yararlanabilmesi olayı var ki, o da ayrı bir konudur zaten...
App Store'dan indirin Google Play'den alın