4002
son entry mi giriyorum baros hakkında. öncelikle kendisi benim gözlerimle izlediğim galatasaray'daki en iyi üç golcüden biridir. diğerleri içinse (bkz: hakan şükür, mario jardel). bu adam takıma geldiğinden beri hiç bir santrfor için iç gçirmedim ah keşke bizde olsa diye. çünki biz baros'a sahiptik. hala açar açar izlerim panathinaikos maçını, yerde gol attığı ankaragücü maçını...
şimdi bazı o... neyse ağzımı bozmayım bazı kendini bilmez arkadaşlar diyor ki: "lan! baros kim? ne yapmış ki galatasaray'da?". ah benim güzel kardeşim ah benim güzel evladım sen değil miydin baros defansın arkasına delicesine bir koşu atıp kaleciye beş attığı zaman, boğazını yırtarcasına "milan baaaaaros milan baaaaros oooleeeey ooooooleeey ooooleeey!" diyen? sen değil miydin haldun üstünel bu adamı tutup kolundan getirince çılgıncasına sevinen? ben öyle bi şey demedim, ben asla baros takıma geldiği için sevinmedim deme lütfen! çünki biliyorum ki hem sevindin hem de baros gol atınca "helal ossssun assssslan parçası" dedin.
bazıları da diyor ki "eskiden iyiydi de şimdi yerden kalkacak hali yok." veya "dün dündür bugün bugün!". e evladım senin çok sevdiğin "kral" dediğin hakan şükür'ün de futbolu bırakmadan önceki 1-2 senede gol orucuna girmişti unuttun mu? artık yapamıyordu. eeeee niye sahipleniyorsun o zaman hakan şükür'ü? son dönemlerinde gol sıkıntısı çekmesi yapamaması edememesi onun büyüklüğüne gölge düşürdü mü? eeee niye büyük golcüydü diyorsun? bir oyuncunun gol atamaması ona bok atmayı mı gerektirir? al fernando torres! adam boş kaleye gol atamıyordu. artık bitti deniyordu. ne oldu? bitmiş mi? sizin kafaya göre torres bizim takımda olsaydı sıçtıydı herif. artık top toplayıcı falan yerine koyardınız adamı. işte sizin gibilere iyi gün taraftarı deniyo kardeşlerim. siz ve sizin gibiler yüzünden türkiye'de takımlar sıkça teknik direktör ve oyuncu değiştirmek zorunda kalıyor.
ancak bir taraftan da işin yönetimsel boyutu bulunmakta. yönetimler oyuncuya bakarlar belirli bir süre. artık yapamıyacağına kanaat getirirlerse takımda tutmazlar. bu süre avrupada 3 yılsa bizde zorlasan 1 yıldır maalesef. eğer oyuncu gerçekten artık düzelemeyecekse boşuna para ödemenin de bir mantığı yoktur zaten. futbolun biz taraftarlar olarak ne kadar manevi değeri varsa futbolun içinde aktif olarak bulunanlar açısından da o kadar maddi değeri vardır. dolayısıyla yönetim her zaman kulübün çıkarlarını düşünür ve artık gerçekten baros'tan ümit kesilmişse yollanır. ne kadar baros'u sevsem de buna ben de itiraz edemem etmeye de hakkım yok çünki galatasaray'ın çıkarları her şeyin üstündedir.
romantik yanım ne kadar baros'un takımda kalmasından yana ise realist yanım da acaba baros takıma daha fazla katkı verebilir mi veya eskisi gibi olabilir mi diye romantik yanımı sorguluyor. ancak buna net bir cevap verebilmek hiç bir zaman mümkün değil. çünki hayatta bazen öyle şeyler olur ki imkansız olarak görüleni başarırsın. bu nedenle baros hakkında eskisi gibi olabilir mi sorusuna cevap veremiyorum. ancak şunu biliyorum ki milan baros benim için galatasaray'a gelmiş ve benim gördüğüm en efsane oyuncular arasında yerini ayırtmış durumda ve eskisi gibi olup olmaması veya gitmesi ya da kalması benim açımdan hiç bir şeyi değiştiremeyecek. şu an bu listenin en başında hagi, en sonunda da milan baros bulunmakta.
benim ise sizlerden isteğim şudur ki bu adamı eleştirirken insaflı olun! çünki bu adam hiç bir zaman bir servet çetin veya bir mustafa sarp olmadı. aksine takımının en zor zamanlarında maç kurtardı, gol attı, gol attırdı. ve takımının en zor zamanında bırakıp gidebilirdi. o zamanlar hala gideri vardı ve en kötü schalke seviyesinde bir takımda da oynayabilirdi. lütfen! biraz saygılı, biraz insaflı olun. gitmesi ya da kalması artık önemli değil.
şimdi bazı o... neyse ağzımı bozmayım bazı kendini bilmez arkadaşlar diyor ki: "lan! baros kim? ne yapmış ki galatasaray'da?". ah benim güzel kardeşim ah benim güzel evladım sen değil miydin baros defansın arkasına delicesine bir koşu atıp kaleciye beş attığı zaman, boğazını yırtarcasına "milan baaaaaros milan baaaaros oooleeeey ooooooleeey ooooleeey!" diyen? sen değil miydin haldun üstünel bu adamı tutup kolundan getirince çılgıncasına sevinen? ben öyle bi şey demedim, ben asla baros takıma geldiği için sevinmedim deme lütfen! çünki biliyorum ki hem sevindin hem de baros gol atınca "helal ossssun assssslan parçası" dedin.
bazıları da diyor ki "eskiden iyiydi de şimdi yerden kalkacak hali yok." veya "dün dündür bugün bugün!". e evladım senin çok sevdiğin "kral" dediğin hakan şükür'ün de futbolu bırakmadan önceki 1-2 senede gol orucuna girmişti unuttun mu? artık yapamıyordu. eeeee niye sahipleniyorsun o zaman hakan şükür'ü? son dönemlerinde gol sıkıntısı çekmesi yapamaması edememesi onun büyüklüğüne gölge düşürdü mü? eeee niye büyük golcüydü diyorsun? bir oyuncunun gol atamaması ona bok atmayı mı gerektirir? al fernando torres! adam boş kaleye gol atamıyordu. artık bitti deniyordu. ne oldu? bitmiş mi? sizin kafaya göre torres bizim takımda olsaydı sıçtıydı herif. artık top toplayıcı falan yerine koyardınız adamı. işte sizin gibilere iyi gün taraftarı deniyo kardeşlerim. siz ve sizin gibiler yüzünden türkiye'de takımlar sıkça teknik direktör ve oyuncu değiştirmek zorunda kalıyor.
ancak bir taraftan da işin yönetimsel boyutu bulunmakta. yönetimler oyuncuya bakarlar belirli bir süre. artık yapamıyacağına kanaat getirirlerse takımda tutmazlar. bu süre avrupada 3 yılsa bizde zorlasan 1 yıldır maalesef. eğer oyuncu gerçekten artık düzelemeyecekse boşuna para ödemenin de bir mantığı yoktur zaten. futbolun biz taraftarlar olarak ne kadar manevi değeri varsa futbolun içinde aktif olarak bulunanlar açısından da o kadar maddi değeri vardır. dolayısıyla yönetim her zaman kulübün çıkarlarını düşünür ve artık gerçekten baros'tan ümit kesilmişse yollanır. ne kadar baros'u sevsem de buna ben de itiraz edemem etmeye de hakkım yok çünki galatasaray'ın çıkarları her şeyin üstündedir.
romantik yanım ne kadar baros'un takımda kalmasından yana ise realist yanım da acaba baros takıma daha fazla katkı verebilir mi veya eskisi gibi olabilir mi diye romantik yanımı sorguluyor. ancak buna net bir cevap verebilmek hiç bir zaman mümkün değil. çünki hayatta bazen öyle şeyler olur ki imkansız olarak görüleni başarırsın. bu nedenle baros hakkında eskisi gibi olabilir mi sorusuna cevap veremiyorum. ancak şunu biliyorum ki milan baros benim için galatasaray'a gelmiş ve benim gördüğüm en efsane oyuncular arasında yerini ayırtmış durumda ve eskisi gibi olup olmaması veya gitmesi ya da kalması benim açımdan hiç bir şeyi değiştiremeyecek. şu an bu listenin en başında hagi, en sonunda da milan baros bulunmakta.
benim ise sizlerden isteğim şudur ki bu adamı eleştirirken insaflı olun! çünki bu adam hiç bir zaman bir servet çetin veya bir mustafa sarp olmadı. aksine takımının en zor zamanlarında maç kurtardı, gol attı, gol attırdı. ve takımının en zor zamanında bırakıp gidebilirdi. o zamanlar hala gideri vardı ve en kötü schalke seviyesinde bir takımda da oynayabilirdi. lütfen! biraz saygılı, biraz insaflı olun. gitmesi ya da kalması artık önemli değil.
