1321
seri artik 3-1’di.
yengiyi hem de evimizde alan ekip ezeli rakibimizdi, yillar sonra gelen final serisinde.
o gun, bu taraftar, elimizdeki takimi dakikalarca alkisladi, macin bitiminin ardindan, birakmadi gitsinler diye, muhtemelen son defa ipekci’de kucaklasiyoruz hissiyatiyla, dopdolu, yurekten..
bir pazartesi gunlerden, telefonda tartisma donuyor, 5. maca zirve yapalim mi diye, muhtemelen sahit olacagiz fenerbahcenin sampiyonluguna, o nasil buyuk bir risk, nevizade’de lacivertin dugunu, fakat bu takim, kirmizi olan bizi oylesine inandirmis ki..
joshua shipp !
yenilmez armada !
uefa finali evet, sonrasinda benim adima galatasaray ile birlikte yasadigim en buyuk sevinc, sinan erdem’den alinlarinin akiyla cikan bir ekip, uzun forvet rotasyonununu haluk yildirim’in goturdugu..
1-1
salonu terkeden galatasaraylilar, daha dakikalar varken, yargilamadim kimsenin bagliligini hayatim boyunca, sanki o an koptu birseyler butun parcadan, bu sefer sinan erdem’e alinan yolda eksik birakilarak..
fenerbahce karsisinda iken, kazakistan’da mac yayini yapan bir yer bulacagim diye ben, o dondurucu sogukta turk mekani aramistim saatlerce, bu sefer ise trablus’dayken denk geldim final serisinin deplasman maclarina, bahanesi olan bizden degildi, ben gibi..
okan mesaj atmisti 4. macin oncesinde, abi kimse inanmiyor, bir zirve yapalim diye, nevizade’de, yoktum, burada olsaydim da enerjim yeter degildi, yani asil suclu bendim, sebepsiz..
mac yazisi bile yazmadim ulan kuzey afrika’da,
gitmedi ellerim klavyeye, kendime gore basit ve belki bencil sebeplerle..
hep beraber kaybettik farkinda olmadan,
cunku bu takimi yaratan sey, hic bir zaman butcesi olmadi, teknigi, taktigi, kalitesi ve hepsi birer etkendi ama, icimizdeki coskun sel getirdi sifirdan bu takimi en tepeye..
belki futbol takiminin sampiyonlugu,
belki eurolig’in doygunlugu,
fakat son adimi atarken acziyetimiz yine perdedeydi..
yollar ayrilacak bazi isimlerle simdi,
bu gozler seri katil shumpert’i hep ariyacak gibi,
emektar haluk hep bir parcasi olacak bu varligin,
emek hep kutsal kalacak bu takimda..
neler yapiyorsunuz bilmiyorum mukadderatiniza bir anlam katmak icin, fakat kirmizinin bu sezonu her bir dimagda acitan bir eksik birakacak, sebepli..
simdi birileri gidecek,
bize kalacak yine galatasaray,
hafiften burkulacak yurekler, haftasonlari yureklendirilecek..
ama bizim minnettarligimiz hic sona ermeyecek,
yenilmez armada hep en tepesinde kalacak serguzest dunyamizin,
ah ulan galatasaray !
ben pismanim,
ben utangacim,
ben pay biciyorum kendime, bu takimin geldigi noktadaki enerjiyi gerektigi yerde devreye sokamadigim icin,
cunku yarisan bir takim olmadi asla o parkede, en guzel bir ailenin soylu uyanisiydi bu iki yillik ruya,
ve hayat gibi ama iste;
bir duser bin kalkar,
galatasaray ulan !
yengiyi hem de evimizde alan ekip ezeli rakibimizdi, yillar sonra gelen final serisinde.
o gun, bu taraftar, elimizdeki takimi dakikalarca alkisladi, macin bitiminin ardindan, birakmadi gitsinler diye, muhtemelen son defa ipekci’de kucaklasiyoruz hissiyatiyla, dopdolu, yurekten..
bir pazartesi gunlerden, telefonda tartisma donuyor, 5. maca zirve yapalim mi diye, muhtemelen sahit olacagiz fenerbahcenin sampiyonluguna, o nasil buyuk bir risk, nevizade’de lacivertin dugunu, fakat bu takim, kirmizi olan bizi oylesine inandirmis ki..
joshua shipp !
yenilmez armada !
uefa finali evet, sonrasinda benim adima galatasaray ile birlikte yasadigim en buyuk sevinc, sinan erdem’den alinlarinin akiyla cikan bir ekip, uzun forvet rotasyonununu haluk yildirim’in goturdugu..
1-1
salonu terkeden galatasaraylilar, daha dakikalar varken, yargilamadim kimsenin bagliligini hayatim boyunca, sanki o an koptu birseyler butun parcadan, bu sefer sinan erdem’e alinan yolda eksik birakilarak..
fenerbahce karsisinda iken, kazakistan’da mac yayini yapan bir yer bulacagim diye ben, o dondurucu sogukta turk mekani aramistim saatlerce, bu sefer ise trablus’dayken denk geldim final serisinin deplasman maclarina, bahanesi olan bizden degildi, ben gibi..
okan mesaj atmisti 4. macin oncesinde, abi kimse inanmiyor, bir zirve yapalim diye, nevizade’de, yoktum, burada olsaydim da enerjim yeter degildi, yani asil suclu bendim, sebepsiz..
mac yazisi bile yazmadim ulan kuzey afrika’da,
gitmedi ellerim klavyeye, kendime gore basit ve belki bencil sebeplerle..
hep beraber kaybettik farkinda olmadan,
cunku bu takimi yaratan sey, hic bir zaman butcesi olmadi, teknigi, taktigi, kalitesi ve hepsi birer etkendi ama, icimizdeki coskun sel getirdi sifirdan bu takimi en tepeye..
belki futbol takiminin sampiyonlugu,
belki eurolig’in doygunlugu,
fakat son adimi atarken acziyetimiz yine perdedeydi..
yollar ayrilacak bazi isimlerle simdi,
bu gozler seri katil shumpert’i hep ariyacak gibi,
emektar haluk hep bir parcasi olacak bu varligin,
emek hep kutsal kalacak bu takimda..
neler yapiyorsunuz bilmiyorum mukadderatiniza bir anlam katmak icin, fakat kirmizinin bu sezonu her bir dimagda acitan bir eksik birakacak, sebepli..
simdi birileri gidecek,
bize kalacak yine galatasaray,
hafiften burkulacak yurekler, haftasonlari yureklendirilecek..
ama bizim minnettarligimiz hic sona ermeyecek,
yenilmez armada hep en tepesinde kalacak serguzest dunyamizin,
ah ulan galatasaray !
ben pismanim,
ben utangacim,
ben pay biciyorum kendime, bu takimin geldigi noktadaki enerjiyi gerektigi yerde devreye sokamadigim icin,
cunku yarisan bir takim olmadi asla o parkede, en guzel bir ailenin soylu uyanisiydi bu iki yillik ruya,
ve hayat gibi ama iste;
bir duser bin kalkar,
galatasaray ulan !