resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 3155
    kubilay, saunders ve hakan şükür'le birlikte hatırladığım ilk futbolculardandır hagi. şöyle ki, babam sıkı bir hagi hayranıdır. küçükken motor sporlarına ve futbola bayılıyordum. topun ağlarla buluşması ve arabaların yayından fırlamış ok gibi ilerlemesi beni mest ediyordu.

    94 dünya kupasını hayal meyal hatırlıyorum, 5-6 yaşlarındaydım. babamın sık sık "hagi (yalnız, haci demezdi hagi derdi, yazıldığı gibi) bize gelse keşke" dediğini anımsıyorum. babamın çok sevmesinden midir bilinmez, bize gelir gelmez ben de çok sevdim "hagi"yi. 7-8 yaşında sigara dumanından boğulma ve annemden dayak yeme pahasına (ve evet, o dayağı, o tokadı yedim. biri sağ biri sol yanağıma, en osmanlısından. sigara kokusu sinmiş üzerime, daha bu yaşta kahvelerde ne işim varmış) onu izlemeye başladım. geçmişte ne yaptığı hakkında pek bi fikrim yoktu doğal olarak ama daha ilk trabzonspor maçında avşa'nın sevimli bir kahvesinde tanıştım enfes frikiklerinden ilkiyle. trabzonspor kalecisini çaresiz bırakmıştı.

    sonraları önce babam, sonra da ben telaffuzumuzu düzelttik. "haci" demeye başladık. hagi attıkça babam keyifleniyor, ben de babama hak veriyordum "ne büyük bi oyuncuymuş bee" diye.

    yavaş yavaş teknik taktikten de anlamaya başladım 9-10 yaşlarında. hagi şüphesiz en tekniğiydi. sol ayağı bir mucizeydi. enfes gollerine ara vermeden devam ediyordu. hagi'nin futbolundan çok hagi'yi seviyordum ben. yakın bir akrabam gibi.

    sonra bir gün hagi'nin annesinin öldüğünü, kısa bir sonra da babasını kaybettiğini öğrendim televizyonlardan. hiç unutmuyorum, babasının cenazesinde bir köşedeydi, yıkılmış bir yüz ifadesiyle duruyordu. suratı hiç görmediğim kadar asıktı, sapsarıydı. hagi üzülünce ben de üzülmüş sayıldım. o hafta boyunca hagi'nin o sapsarı suratı gözümün önünden gitmedi. yanılmıyorsam o görüntüleri televole'de izlemiştim. (televole ilk yayınlanmaya başladığında magazin değil spor-magazin programıydı. futbolcuların saha dışında neler yaptığıyla ilgilenir, röportajlar yapar, ünlülere hangi takımlı olduklarını falan sorardı)

    sonrası başarı, başarı ve başarı. hagi'nin liderliğini yaptığı o mükemmel takım hepimizin bildiği gibi kupalara abone oldu. avrupa devlerinin korkulu rüyası haline geldi. milan'ından tutun, real madrid'ine kadar yenmediği dev kalmadı neredeyse.

    gün geldi, hagi futbolu bıraktı. on numara, daha oynarken efsanemiz olmuştu. futbolu bıraktığı son trabzonspor maçı hala ve hala kendime ve babama bir sitemimdir.

    "niye gitmedik ki o maça baba?"
App Store'dan indirin Google Play'den alın