578
diyelim bir tanıdığınız* lüks bir semtte restoran açtı, sizi de bir gün yemek yemeye davet etti. restorana girdiğiniz gibi "çakma" dursa da belli bir özen gösterilmiş olan dekorasyon dikkatinizi çekti. masalar, sandalyeler de güzel. sandalye falan önemli tabii ki ne çok rahat olacak, gelen uzun süre oturmayacak, ne de dış görünüşü kötü olacak, dışarıdan bakıldığında veya giden biri anlattığında ilgiyi çekecek.
menüye göz attınız, adını duymadığınız ama içeriğini çocukluğunuzdan beri bildiğiniz yemekler seçilmiş ki bu da önemlidir. antin kuntin isimler sevilir bizim millet tarafından. bu arada arkadaşınız size restoranın bulunduğu semti, dekorasyon için harcadığı paraları falan ballandıra ballandıra anlatmakta. siz arkadaşınız olmasa "bir sus lan, yemekten haber ver" diyeceksiniz ama biraz daha bekleyeyim diye düşünüyorsunuz. neyse efendim yemekler geliyor, hani şu enteresan isimli olanlardan, daha ilk lokmada restoran için harcandığı iddia edilen bütün o emeklerin keşke çok azı da işin özüne, yani yemeğe harcansaydı dedirtecek denli kötü bir yemek olduğunu anlıyorsunuz. bu arada arkadaşınız hala daha fransız mutfağı diyor, bu yemeği en iyi yapan yer olacağız diyor, fiyatlar yüksek görünebilir ama bu kaliteye düşük bile diyor. içinizden bir sus be adam diye diye yemeğinizi bitirerek uzun bir süre görüşmemek üzere kalkıyorsunuz.
işte lig tv de bu lokantanın sahibi arkadaş gibidir. ortada sunacak "güzel" bir yemek yok ki o paraya değen, bu arkadaşlar da bıktırırcasına bir görgüsüzlükle en ufak şeyleri bile öve öve bitiremiyorlar.
not: ligimizin çok kalitesiz olduğu şeklinde pek çok kişinin getirdiği eleştirileri taşımayan biriyim, hatta pek çok bakımdan avrupa'nın başaltı liglerinden biriyiz bana kalırsa. ancak, bu kadar para harcanacak bir lig olmadığımızı da bu harcanan paraların "sanıldığı" gibi futbolumuzu ileriye taşımadığını da düşünüyorum.
menüye göz attınız, adını duymadığınız ama içeriğini çocukluğunuzdan beri bildiğiniz yemekler seçilmiş ki bu da önemlidir. antin kuntin isimler sevilir bizim millet tarafından. bu arada arkadaşınız size restoranın bulunduğu semti, dekorasyon için harcadığı paraları falan ballandıra ballandıra anlatmakta. siz arkadaşınız olmasa "bir sus lan, yemekten haber ver" diyeceksiniz ama biraz daha bekleyeyim diye düşünüyorsunuz. neyse efendim yemekler geliyor, hani şu enteresan isimli olanlardan, daha ilk lokmada restoran için harcandığı iddia edilen bütün o emeklerin keşke çok azı da işin özüne, yani yemeğe harcansaydı dedirtecek denli kötü bir yemek olduğunu anlıyorsunuz. bu arada arkadaşınız hala daha fransız mutfağı diyor, bu yemeği en iyi yapan yer olacağız diyor, fiyatlar yüksek görünebilir ama bu kaliteye düşük bile diyor. içinizden bir sus be adam diye diye yemeğinizi bitirerek uzun bir süre görüşmemek üzere kalkıyorsunuz.
işte lig tv de bu lokantanın sahibi arkadaş gibidir. ortada sunacak "güzel" bir yemek yok ki o paraya değen, bu arkadaşlar da bıktırırcasına bir görgüsüzlükle en ufak şeyleri bile öve öve bitiremiyorlar.
not: ligimizin çok kalitesiz olduğu şeklinde pek çok kişinin getirdiği eleştirileri taşımayan biriyim, hatta pek çok bakımdan avrupa'nın başaltı liglerinden biriyiz bana kalırsa. ancak, bu kadar para harcanacak bir lig olmadığımızı da bu harcanan paraların "sanıldığı" gibi futbolumuzu ileriye taşımadığını da düşünüyorum.