• 118
    14 ocak 2012 galatasaray karabükspor maçından sonra ikinci kez elimde çayla yakalandım ilk golde...

    geçtiğimiz aralıktan beri istisnasız tüm maçları kıraathanede izleme kararı aldığımdan beri her maçtan sonra yazı yazmak gibi bir hayalim vardı ama beni bitiren bu detaylar oldu işte...

    daha 8. dakikada necati ateş ronaldo gibi bir yüklendi topa, yani argoda anasının şeyi gibi gol oldu denir ya aynen öyle gol oldu, top böyle yerden belli bir sabit yükseklikte seyir etti resmen kaleye girene dek... elimde sıcak çay var, içimde patladı tüm sevincim, bir elimi belli belirsiz kaldırabildim o kadar...

    mutsuz ve sonu gelmeyen, o zirvenin dolu dolu yaşanamadığı bir özel hayatın adamı yiyip bitirmesi, saçları dökmesi ve ruhu daraltması gibi kötüyüm...

    sabri'nin golü yüzümü pek güldürdü ama, sevinci ise çok güzeldi, gerçekten duygulandım, umarım bir gün benim de öyle güzel bir çocuğum olur da öperim koklarım havaya kaldırıp kaldırıp indiririm... bakın oğlum demedim çocuğum dedim, bebeğin cinsiyetini belirlemeye ilişkin saçma haberler çıkıp duruyor da haberlerde, tepkiliyim...

    necati'nin golünü hala izliyorum, bize böyle goller yakışır, taraftarda uyandırdığı sevinç ve heyecan hiç şüphesiz çok daha başka oluyor...

    mutlu olmak benim de hakkım, ben de o coşkuyu iliklerime kadar hissetmek, başka bir şeye takılmadan özgürce zirvelerde gezinmek istiyorum... gol pozisyonu olacak gibi olursa yana bırakırım da kendimi hazırlarım diye düşündüm ama necati olmayacak bir şey yaptı hala şaşıyorum oralardan gol atan forvet kim vardı bizde en son diye...

    tövbe ettim çaya... ya evde içip gideceğim ya da nefsimi güçlendirip sadece devre arasında içmeye niyetleneceğim...
App Store'dan indirin Google Play'den alın