1921
bundan çok uzun zaman önceydi, ergenlikten gençliğe adım attığımız zamanlar. etrafımızdaki fenerliler ile devamlı surette dalaştığımız, karşılıklı laf sokmaların, atışmaların en yoğun olduğu dönemler. yine öyle bir gün karşılıklı dalaşırken, "ulan fenerliyim fenerliyim diye ortalıkta geziniyorsun, vır vır vır konuşuyorsun, söyle lan bana fenerbahçe'yi kim kurdu?" diye bir soru sormuştum bunlardan birine. elaman bi'kaç saniye düşündü ve doğru cevabı bulmuşçasına büyük bir zevkle bana "ali şen" dedi. evet, şu bildiğimiz meşhur fener başkanı, kolpacılar kralı "ali şen".
tabii o zaman gülüp geçmiştik ama aradan geçen onca yıldan sonra anlıyorum ki, bu travma bende kalıcı izler bırakmış. ben artık o günden beri bir daha asla eski ben olamamışım. asıl acı olan ise bunun farkına şimdi varıyor olmam. saykoloğumla beraber her çocukluğuma inişimizde burada takılıp kalıyor ve bir adım bile ileri gidemiyoruz.
tabii o zaman gülüp geçmiştik ama aradan geçen onca yıldan sonra anlıyorum ki, bu travma bende kalıcı izler bırakmış. ben artık o günden beri bir daha asla eski ben olamamışım. asıl acı olan ise bunun farkına şimdi varıyor olmam. saykoloğumla beraber her çocukluğuma inişimizde burada takılıp kalıyor ve bir adım bile ileri gidemiyoruz.