245
alex'i melo'nun marke etmesi gereken karşılaşma. kim oynarsa oynasın en tehlikeli oyuncuları alex olacak her zamanki gibi. 90 dakika yürüyüp uzatmalarda bir ara pasla takımını gol pozisyonuna sokabilir. diğer önlem almamız gereken oyuncu şüphesiz stoch. bu sezon özellikle içerideki maçlarda çok etkili. bir anda adam eksiltip pozisyona giriyor, şutlarını anlatmaya gerek yok. onun dışında takıma bakıyorum tehlike oluşturabilecek ya da bizim takım olarak kalitemize yaklaşabilecek oyuncuları yok. topuz ve gökhan gönül bu sezon nal topluyor. forvetlerini toplasan niang etmez. ziegler desen trabzonspor için bile yetersiz bir oyuncu bana göre.
bizim açımızdan bakarsak skora katkı yapmayan oyuncumuz yok. kim gol atsa şaşırmayacağız. en büyük avantajımız zaten bu sezon takım olabilmeyi başarmış olmamız. ama ben yine de bu maç için kilit isimlerin ilk yarıdaki derbideki en hırslı oyuncularımız olacağını düşünüyorum. elmander, melo ve ujfalusi. bu isimler tecrübeleriyle en önemli rolleri üstlenecekler bu deplasmanda. bir de tabii ki kalecimiz muslera. ama dediğim gibi hakan balta bu maçta gol atsın şaşırmam. yıllar sonra tekrar takım olmayı başardık.
maça gelince, ilk 20-25 dakikanın oyunu belirleyeceğini düşünüyorum. gol olsun ya da olmasın. maçın ilk bölümünde topu ayağında daha fazla tutan taraf biz olursak en kötü beraberlikle döneriz bu maçtan. baskı altında olan bu kez biz değiliz onlar. ilk maçta perişan olan 3 golle ucuz kurtulan taraf onlar. 9 puan geride olan da onlar. yapmamız gereken rahat oynamak, özellikle defansta sıfır riske girerek mücadele etmek. çok önemli bir nokta da ceza sahası civarında faul yapmamak. stoch ve alex bu konuda talimat almış gibi faul yaptırmak için top saklıyorlar o bölgelerde. duran toptan yenmesi muhtemel bir gol moralleri çok bozar.
aykut kocaman'ın klasik tabirle b planı yok. sonradan hamle yapıp oyunu değitirecek dia dışında oyuncusu yok. ne yapacağı takımına ne söyleyeceği çok belli. maç kilitlenirse bunu lehine çevirecek olan taraf biz oluruz. terim'in tecrübesini ortaya koymasını bekliyorum bu maçta. özellikle ikinci yarıda. baros ve riera'yı mutlaka değerlendirecektir. hatta aydın'ı bile kullanırsa şaşırmam.
ibreler bizi gösteriyor kısacası, maç arena'da oynansa fenerliler bile heyecanlanmayacaktı buna eminim. iç saha ve deplasman olayının sonuçlara nasıl bu kadar etki edebildiğini de zaten yıllardır anlamış değilim. gerçi orası farklı. türlü çirkeflikler olacak, baskı olacak, oyuncular da muhtemelen buna ortak olacak. hele geriye düşerlerse neler olacağını tahmin edemiyorum. çekinmiyor da değilim. umarım hiçbir olumsuzluk yaşanmaz. bülent yıldırım da rüzgar ne yönde eserse oraya savrulacaktır. maçın ağırlığını kaldıracak bir hakem olduğunu düşünmüyorum.
son olarak ne kadar skor tahmini de yapılsa, ne kadar maç kafada da oynansa maçın başında korner olur ön direkte selçuk dokunur ve tüm planlar alt üst olur. bu ve benzeri örnekleri o kadar çok yaşadık ki. tahmin yapmakta zorlanıyorum. özellikle o son 4-1'lik* maçtan sonra bir daha kadıköy'de sonuç tahmini yapmamaya yeminliyim. umarım tahriklere kapılmadan, sadece topumuzu oynayarak galibiyetle döneriz oradan. eğer orada galip gelirsek %99 şampiyonuz derim. fener asla toparlanamaz o durumdan.
bizim açımızdan bakarsak skora katkı yapmayan oyuncumuz yok. kim gol atsa şaşırmayacağız. en büyük avantajımız zaten bu sezon takım olabilmeyi başarmış olmamız. ama ben yine de bu maç için kilit isimlerin ilk yarıdaki derbideki en hırslı oyuncularımız olacağını düşünüyorum. elmander, melo ve ujfalusi. bu isimler tecrübeleriyle en önemli rolleri üstlenecekler bu deplasmanda. bir de tabii ki kalecimiz muslera. ama dediğim gibi hakan balta bu maçta gol atsın şaşırmam. yıllar sonra tekrar takım olmayı başardık.
maça gelince, ilk 20-25 dakikanın oyunu belirleyeceğini düşünüyorum. gol olsun ya da olmasın. maçın ilk bölümünde topu ayağında daha fazla tutan taraf biz olursak en kötü beraberlikle döneriz bu maçtan. baskı altında olan bu kez biz değiliz onlar. ilk maçta perişan olan 3 golle ucuz kurtulan taraf onlar. 9 puan geride olan da onlar. yapmamız gereken rahat oynamak, özellikle defansta sıfır riske girerek mücadele etmek. çok önemli bir nokta da ceza sahası civarında faul yapmamak. stoch ve alex bu konuda talimat almış gibi faul yaptırmak için top saklıyorlar o bölgelerde. duran toptan yenmesi muhtemel bir gol moralleri çok bozar.
aykut kocaman'ın klasik tabirle b planı yok. sonradan hamle yapıp oyunu değitirecek dia dışında oyuncusu yok. ne yapacağı takımına ne söyleyeceği çok belli. maç kilitlenirse bunu lehine çevirecek olan taraf biz oluruz. terim'in tecrübesini ortaya koymasını bekliyorum bu maçta. özellikle ikinci yarıda. baros ve riera'yı mutlaka değerlendirecektir. hatta aydın'ı bile kullanırsa şaşırmam.
ibreler bizi gösteriyor kısacası, maç arena'da oynansa fenerliler bile heyecanlanmayacaktı buna eminim. iç saha ve deplasman olayının sonuçlara nasıl bu kadar etki edebildiğini de zaten yıllardır anlamış değilim. gerçi orası farklı. türlü çirkeflikler olacak, baskı olacak, oyuncular da muhtemelen buna ortak olacak. hele geriye düşerlerse neler olacağını tahmin edemiyorum. çekinmiyor da değilim. umarım hiçbir olumsuzluk yaşanmaz. bülent yıldırım da rüzgar ne yönde eserse oraya savrulacaktır. maçın ağırlığını kaldıracak bir hakem olduğunu düşünmüyorum.
son olarak ne kadar skor tahmini de yapılsa, ne kadar maç kafada da oynansa maçın başında korner olur ön direkte selçuk dokunur ve tüm planlar alt üst olur. bu ve benzeri örnekleri o kadar çok yaşadık ki. tahmin yapmakta zorlanıyorum. özellikle o son 4-1'lik* maçtan sonra bir daha kadıköy'de sonuç tahmini yapmamaya yeminliyim. umarım tahriklere kapılmadan, sadece topumuzu oynayarak galibiyetle döneriz oradan. eğer orada galip gelirsek %99 şampiyonuz derim. fener asla toparlanamaz o durumdan.