461
bugün dört arkadaş hacettepe onkolojide bir arkadaşımızı ziyarete gittik. yıllardır kanser denen illetle boğuşuyor, önce okulda atlatmıştı, sonra tekrardan başka bir yerden yakaladı illet. hafta başı ağırlaşmış, yeme içme yok, serumla verileni bile kabul etmiyor vücut, daha birkaç sene önce sol kanattan seri bir şekilde gitmesin diye uğraştığımız adam yoktu resmen. daha önce de bu vb. hastalıkları yaşayanları gördüm, tanıdıklarımı kaybettim ama bugün arkadaşımı gördüğüm şekilde hiç etkilenmemiştim. çıkışta annesiyle de konuştuk, yolun sonuna geldik dedi, ağladı, dakikalarca aynı şeyleri söylüyor. kabullenmişlik ne zor şey be sözlük, daha 38 yaşında umudunun gittikçe azalması ne kötü. üstelik yıllardır çoğumuzun gösteremeyeceği bir dirayetle bu illetle boğuşuyor bu adam. ama bugün onun da artık yavaş yavaş umudunun tükenmeye başladığını görmek de kötü, annesini dinlerken kadıncağızın çaresizliğini görmek de.
moral bozmak için yazmıyorum sözlük ama yalan değil moralim bozuldu. işteyim, geç çıkacağım, 10 dakika ötemde ankaragücü fenerbahçe ile oynuyor, belki sürpriz yapıp bir gol atacaklar ve arkadaşımın durumu olmasa benim şu an için en önemli derdim ankaragücünün fenere koyması olacaktı be sözlük. şimdi tek derdimin bu olması bile utandırıyor.
moral bozmak için yazmıyorum sözlük ama yalan değil moralim bozuldu. işteyim, geç çıkacağım, 10 dakika ötemde ankaragücü fenerbahçe ile oynuyor, belki sürpriz yapıp bir gol atacaklar ve arkadaşımın durumu olmasa benim şu an için en önemli derdim ankaragücünün fenere koyması olacaktı be sözlük. şimdi tek derdimin bu olması bile utandırıyor.