9
istanbul 4 mevsim güzel ama yaz aylarında daha bir “akılda kalıyor” ya anılar, dün gibi aklımda. ayhan şahenk’de antreman’a gidiyoruz. oktay hoca’dan izin alınmış, kapıda toplanıyoruz. son yarım saate girildiğinde de salona giriyoruz “seni gördüğüm zaman” eşliğinde. taktik antreman devam ettiğinde oktay hoca biraz bekleyin, antreman sonunda hep beraber eğleniriz diyor. (eğlence değil ki hocam, ibadet adeta) daha songalia, jaka ve ender milli takımlarındalar. istanbul’da geçen bu hazırlık etabının ardından full takım çalışılan yaklaşık 2 hafta, bir hazırlık turnuvası. ve euroleague ön elemesi gelip çatıyor. çıkamazsan diye b planı (euro cup) da cebimizde.
sonra bir cuma akşamı işten çıktık, sen birinci galibiyetini almışsın bile. sonra c.ertesi oldu, sen bir kez daha kazanıyorsun. ve pazar. tabii ki nevizade’de izlenmeliydi bu maç. vera’yı ikiye böldürüyorsun. bir katta futbol maçı bir katta rytas maçı izleniyor. bizim sesimiz yükseldikçe futbol maçını bırakıp yavaş yavaş bizim yanımıza geliyor insanlar.
ve oldu, sen tarihimizde ilk kez euroleague’e kaldın. nevizade’den hep beraber çıktık, artıklarla nevizade gecelerini’ni söyleye söyleye inlettik beyoğlu’nu (2011’in en mutlu anıydı belki de.), bizi görenlere neyi kutluyor bunlar dedirte dedirte.
hikayenin bu kısmı hep ilklerde dolu. ilk grup bekleme heyecanı, grup değerlerdirme dönemi, ilk maç, 7/7 atan skorer guard’a sahip olma hissi, yenen ilk son saniye üçlüğü -el üstünden-, ilk mağlubiyet, ilk kareografi, barça, top-16’yı garantileme… bunların hepsi ilkti. bu özel takımı tarihin sonuna kadar özel kılacak olan ilklerdi.
sonra top-16’da cska, oly ve efes’le eşleştin. herkes efes’i ikinci, oly’yi üçüncü yaptı. biz temkinliydik ama inanç tamdı. sonra ilk el deplasmanı, orta sahadan yenen ilk son saniye 3’lüğü, ilk top-16 galibiyeti, efes’i “annesinin ligine” uğurlama ve şimdide top-8’de sıra.
inanıyoruz. inanmaktan öte sen hak ediyorsun. yıllardır oraları oynayan oly’yi yenip, bizi havaalanlarında sabahlatmayı hak ediyorsun. üstündeki forma avrupa zaferlerine alabildiğine alışık, maçın başlama saati de 21.45. başarılar galatasaray!
1 mart perşembe, 21.45, olympiakos vs galatasaray, nevizade/beyoğlu
sonra bir cuma akşamı işten çıktık, sen birinci galibiyetini almışsın bile. sonra c.ertesi oldu, sen bir kez daha kazanıyorsun. ve pazar. tabii ki nevizade’de izlenmeliydi bu maç. vera’yı ikiye böldürüyorsun. bir katta futbol maçı bir katta rytas maçı izleniyor. bizim sesimiz yükseldikçe futbol maçını bırakıp yavaş yavaş bizim yanımıza geliyor insanlar.
ve oldu, sen tarihimizde ilk kez euroleague’e kaldın. nevizade’den hep beraber çıktık, artıklarla nevizade gecelerini’ni söyleye söyleye inlettik beyoğlu’nu (2011’in en mutlu anıydı belki de.), bizi görenlere neyi kutluyor bunlar dedirte dedirte.
hikayenin bu kısmı hep ilklerde dolu. ilk grup bekleme heyecanı, grup değerlerdirme dönemi, ilk maç, 7/7 atan skorer guard’a sahip olma hissi, yenen ilk son saniye üçlüğü -el üstünden-, ilk mağlubiyet, ilk kareografi, barça, top-16’yı garantileme… bunların hepsi ilkti. bu özel takımı tarihin sonuna kadar özel kılacak olan ilklerdi.
sonra top-16’da cska, oly ve efes’le eşleştin. herkes efes’i ikinci, oly’yi üçüncü yaptı. biz temkinliydik ama inanç tamdı. sonra ilk el deplasmanı, orta sahadan yenen ilk son saniye 3’lüğü, ilk top-16 galibiyeti, efes’i “annesinin ligine” uğurlama ve şimdide top-8’de sıra.
inanıyoruz. inanmaktan öte sen hak ediyorsun. yıllardır oraları oynayan oly’yi yenip, bizi havaalanlarında sabahlatmayı hak ediyorsun. üstündeki forma avrupa zaferlerine alabildiğine alışık, maçın başlama saati de 21.45. başarılar galatasaray!
1 mart perşembe, 21.45, olympiakos vs galatasaray, nevizade/beyoğlu