• 89
    gaziantepspor – galatasaray : 1-2 … aklın yolu

    ön not : yazıda bazı isimler göreceksiniz, bilin ki isimlerden değil, bu tipteki oyunculardan bahsediyorum.

    maça başlık atayım dedim kafadan bulamadım. ama maç sonunda çok sevindiğimi söyleyebilirim. çünkü ağır kış şartlarına maruz kalınca takım puan almakta zorlanmaya başlamıştı. sebeplerini de anlattık dilimiz döndüğünce. ama hem herkes biz okumuyor hem de her söylediğimiz doğru olmayabilir, futbol sübjektif bir şey. hayatın kendisi gibi. böyle bir dilo cümlesi kurduktan sonra maça dönsek iyi olacak, yoksa arkamızdan teneke bağlarlar vallahi.

    fatih hoca, necati’yi ilk 11’e koydu ki ben de olsam öyle yapardım, twitlerde var. hoca üst üste başarılı olan takımdan baros’un yerine kulübedeki necati’yi ilk 11’e almış gibi oldu. necati’nin ligdeki bütün maçları, özellikle galatasaray maçlarını büyük bir dikkatle izlemeisnden, fatih terim’in kimden ne istediğini bilmesinden doğal bir şey yok. aynı dili konuşuyor, aynı ortamı yıllardır paylaşıyor. bir de necati’nin uyum sürecini mi bekleyecektik, yok daha neler. unutmamak lazım, kalli, skibbe, rijkaard olsaydı necati formayı ancak play-off’ta giyerdi, o da belki.

    ilk devre kafa kafaya geçti denebilir. galatasaray da pozisyon buldu gaziantep de. kimse sonuç alamadı. galatasaray 4-4-2 de oynasa 4-3-3 de oynasa olur. ama elinizde elmander, necati ve baros varsa ve hatta kanatlarda mekik gibi gidip gelecek oyuncularınız yoksa 4-4-2 idealidir.
    ama ne oynarsak oynayalım şöyle bir defo oluyor. topu taşıyacak sadece bir tane adamımız var: engin baytar. bir çok takım için top taşıyan adam sayısının birden fazla olması lükstür ama galatasaray seviyesindeki bir takımda bu sayının fazla olması gerekir. örneğin inan ve melo gibi oynayan ama top da taşıyabilen adamlara ihtiyaç var. inan’ı ben mi yanlış hatırlıyorum yoksa biraz geride oynamayı mı tercih ediyor anlamadım.

    ilk devre baytar’ın kenarda oynayıp içeri girmemesi hücumda istediklerimiz yapmamızı engelledi. bu sıralarda melo ve inan’ın gol pozisyonlarına giren adamlarımız olmaları şaşırtıcı değil. fatih hocanın çözmesi gereken ,hadi sorunlardan demeyelim, ama durumlardan biri bu. inan ve melo’dan biri gittiğinde diğerinin kalmasını sağlayacak organizasyonu ve paylaşmayı sağlaması lazım. ve, illa ki birinin hücüma ekatra oyuncu olarak katılması şart. çünkü orta sahadan büyük ihtimalle markaj altında kalmadan savunmanın içine sızacaklardır.

    bu mevzu ancak baytar’ın daha içeriye girmesiyle ikinci devre çözüldü. bu da twitlerde var. ikinci golü böyle attık.

    madem gollere geldik, önce yediğimiz gol. ön notu göz önünde bulundurursanız, semih kaya ile emre aşık neredeyse birbirinin kopyası. ikisi de tekmeye kafa koyan, sert, sağlam amma velakin ağır oyuncular. örneğin semih’in ilk yarıda gördüğü sarı kartla yediğimiz ilk gol ağır kalmasından kaynaklanıyor. kabahati var mı, nasıl baktığına bağlı. cannavaro bile neler yapardı.

    attığımız ilk gol necati’den. efendim kuşlar ki angry birds diyoruz biz onlara, emre güngör’ün ıskasına takmışlar kafayı. güngör’ün topu ıskalamasının haber değeri yok ki be abicim. galatasaray’dayken de yapardı böyle şeyler. çok seveni vardı, ben hiç tutmazdım.
    bir de “kişi herkesi kendi gibi bilir derler”, uğur boral çıktıktan sonra samsun’un maçı aldığı için mi gözlerimi kapatacağız, nasılsa şikeciler kaybetti diye. ya da daha güzel bir sorum var. şikecilerin eski topçusu b.uygun ve şikecilerin kongre üyesi m.odyakmaz geceleri kiminle birlikte uyuyor? nerede? niçin? başka sorum yok, bu konuda.
    bu golde dikkat edilmesi gereken necati’nin “gol vuruşu”dur. adnan dinçer hocamın kulakları çınlasın. şu andaki galatasaray kadrosunda bu gol vuruşunu yapabilecek başka bir futbolcu yok. başka kimler yok bu listede biliyor musunuz : hakan şükür, ümit karan gibi büyük golcüler de yok. elmander ya da baros olsaydı pozisyon yine gol olabilirdi ama büyük ihtimalle kalecinin göbeğine nişanlanırdı. haksızlık etmeyelim popov da benzeri bir gol vuruşu yaptı.

    ikinci golü anlattım gibi ama elmander’in vuruşundan bahsetmemek olmaz. iyi golcü böyle pozisyonlar yakın direğe vurur, ben bile bildiğime göre elmander hayde hayde biliyordur, bildiğini uyguladı golü attı. en önemlisi ofsayta düşmeden topla buluştu, vuruştan çok daha zordur orada ofsayta düşmemek.

    maçın sonlarında farkı açabilirdik de (bak burada açmak olur, orta açmak gibi bir şey) beraberlik de olabilirdi. elmander yoruldu, necati yoruldu, engin yoruldu. bütün takım yoruldu, gaziantep de yoruldu. çok sık maç oynanıyor, sahalar ağır. takımlar ne tatil yapıp dinlenecek ne de idman yapacak zaman bulamıyor. büyük sakatlıklar olmaması, sayısal lotoda 3 bilmek gibi.

    bu ağır sahalar ve sık maçlar ve de maç başı ödenen paralar doping riskini arttırıyor bence. bu sezon hiç “sergen doping numunesi veremediği için takım otobüsünü bekletti, içtiği 3 biradan sonra idrarını yapabilen sergen yüzünden takım uçağı kaçırdı” gibi bir haber okumadım. umarım doping testleri adam gibi yapılıyordur.

    bülent yıldırım mı? bülent gol gol gol…şampiyonluk geliyor. yalnız bir ara yardımcı hakem bülent hocaya gerçekten yardım etti de hocanın sutyenini düzelttiler. yoksa rezalet çıkardı maazallah. futbolu bilmeyen futbolun içindeki etkili figürlerden biri, fazlası değil, olamaz da.

    efendim mis gibi cumartesi maçımızı yaptık, deplasmandan 3 puanı gladyöterce aldık(ferhan şenşoy’dan arakladım bu lafı). yarın “şike için para verenler” ile “şike için at verenler”in maçı var. son zamanlarda aralarında bir yakınlaşma da olduğuna göre maç berabere bitsin, en güzeli.

    bu takım yürür, kimse de önünde duramaz. sakin ol….neyse…

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın