46
burası galatasaray sözlük. isminden de anlaşılacağı gibi türkçe bir sözlük, haliyle de kullanılan dil türkçe.
türkçe, ural-altay dil ailesinin altay dillerine ve daha alt bir sınıflandırmada da oğuz öbeğine üye bir dildir. başlıca özelliklerinden biri, sondan eklemeli bir dil olmasıdır. aynı zamanda fiiller kural olarak* tümcenin sonunda bulunur.
günümüzde türk dili, çeşitli şive ve ağız farklılıklarıyla birlikte dünyada en çok konuşulan dillerden biridir*. türkiye türkçesi de genel anlamda "türk dili"nin bir parçası olup dünya genelinde milyonlarca konuşanı vardır. bu bakıma saygın bir dil olduğunu düşünmek yanlış sayılmaz.
türkiye türkçesi, "dahi" anlamındaki "de"nin ayrı yazılmasının gerektiği bir dildir. ayrıca bu dildir ki bize bu ortamda oturup galatasaray, spor, efsaneler vb hakkında konuşmaya olanak tanır. nasıl ki takımımıza, efsanelerimize elimizden geldiğince özen gösteriyorsak; dilimize de özen göstermeliyiz. o yüzden lütfen ama lütfen "dahi" anlamındaki "de"yi yazarken de dikkatli olunuz.
birkaç küçük açıklama :
türkiye türkçesinde türkçe sözcükler ile birlikte arapça ve farsça sözcükler de bulunmaktadır. ancak bu sözcükler bazen türkçede ana dillerindeki anlamlarından öyle uzaklaşmışlardır ki, bir yerde türkçe sayılabilirler. bazen de türkçe karşılıkları olmayan sözcüklerin dilimizde arapça, farsça ya da büyük çoğunlukla fransızcadan geçmek üzere iki farklı söylenişleri vardır. bu durumda ben dilimize yerleşmiş kullanımı tercih ederim kişisel olarak. örnek olarak, birkaç dakika önce yazdığım bir yazıda "mentalite" yerine "zihniyet" sözcüğünü kullanmam gibi.
son olarak, türkiye, türkçe, oğuz, ural, altay gibi sözcüklerin baş harflerini büyük yazma olanağı olsaydı, onları da öyle yazardım.
dilimize sahip çıkalım.
düzeltme : o kadar ahkam kestik, biz de hata yaptık. rouhie, boyle uyurdu zerdust ve kekeme spiker'e uyarıları için teşekkür ederim. yapım eklerinden sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz, kafama edeyim. sinirliyim tabi.
türkçe, ural-altay dil ailesinin altay dillerine ve daha alt bir sınıflandırmada da oğuz öbeğine üye bir dildir. başlıca özelliklerinden biri, sondan eklemeli bir dil olmasıdır. aynı zamanda fiiller kural olarak* tümcenin sonunda bulunur.
günümüzde türk dili, çeşitli şive ve ağız farklılıklarıyla birlikte dünyada en çok konuşulan dillerden biridir*. türkiye türkçesi de genel anlamda "türk dili"nin bir parçası olup dünya genelinde milyonlarca konuşanı vardır. bu bakıma saygın bir dil olduğunu düşünmek yanlış sayılmaz.
türkiye türkçesi, "dahi" anlamındaki "de"nin ayrı yazılmasının gerektiği bir dildir. ayrıca bu dildir ki bize bu ortamda oturup galatasaray, spor, efsaneler vb hakkında konuşmaya olanak tanır. nasıl ki takımımıza, efsanelerimize elimizden geldiğince özen gösteriyorsak; dilimize de özen göstermeliyiz. o yüzden lütfen ama lütfen "dahi" anlamındaki "de"yi yazarken de dikkatli olunuz.
birkaç küçük açıklama :
türkiye türkçesinde türkçe sözcükler ile birlikte arapça ve farsça sözcükler de bulunmaktadır. ancak bu sözcükler bazen türkçede ana dillerindeki anlamlarından öyle uzaklaşmışlardır ki, bir yerde türkçe sayılabilirler. bazen de türkçe karşılıkları olmayan sözcüklerin dilimizde arapça, farsça ya da büyük çoğunlukla fransızcadan geçmek üzere iki farklı söylenişleri vardır. bu durumda ben dilimize yerleşmiş kullanımı tercih ederim kişisel olarak. örnek olarak, birkaç dakika önce yazdığım bir yazıda "mentalite" yerine "zihniyet" sözcüğünü kullanmam gibi.
son olarak, türkiye, türkçe, oğuz, ural, altay gibi sözcüklerin baş harflerini büyük yazma olanağı olsaydı, onları da öyle yazardım.
dilimize sahip çıkalım.
düzeltme : o kadar ahkam kestik, biz de hata yaptık. rouhie, boyle uyurdu zerdust ve kekeme spiker'e uyarıları için teşekkür ederim. yapım eklerinden sonra gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz, kafama edeyim. sinirliyim tabi.