5
sanırım mevcut transfer manyaklığının ilerlemesinde önemli bir payı olan tatmin tekniği. avrupa'nın orta ayar liglerinden birinde, orta ayar takımlardan birinde fena olmayan bir kariyer sürdüren bir futbolcu için bile kıyametler koparılır bu uğurda. o ligde 15 gol attıysa bizde 20 atar, 25 atar diye diye ortalığı birbirine katar bu transfer manyağı insanlar. adam messi gibi karşılanır. daha formasını giyip iki topa vurmadan, hatta imza töreninde top bile sektirmeden beklentiler artar da artar. teşbihte hata olmasın, kendi yalanına herkesten çok inanmak gibi bir durum çıkar ortaya. saç baş yolduran 4-5 aylık sürecin ardından ya devre arası, ya da sezon sonu gelir çatar; küfürler eşliğinde uğurlanır malum futbolcu. bu konuda bir başka paradoksal durum vardır, o da şudur: "o ligde 15 gol attıysa bizde 20-25 gol atar" denilen ligin orta ayar takımlarından biri ertesi sezon avrupa kupasında ezeli rakiple eşleşir. bu ekolün basındaki temsilcileri "lokum gibi kura" moduna girer, taraftar olanları rakip takımın ne kadar ballı olduğundan bahseder. maçlar oynanıp yabancı takım güle oynaya turu geçtikten sonra kıyametler kopar yine. "orda 15 gol attıysa bizde 25 atar" denilen lig en iyimser tahminle "futbol geleneği olmayan bir ülke", çatır çatır topunu oynayan taş gibi takım da "avrupanın adı sanı duyulmamış köy takımı" olur. basın 2 ay önce imza atarken göklere çıkardığı teknik direktörün kellesini ister, taraftar aylarca taşşak geçer. konudan sapmaya başladık. velhasıl-ı kelam akıl sır ermeyen bir hadisedir.
