2066
sözlüğün de taraftar grubunu yansıttığını düşünerek taraftarla ilgili bir kaç şikayetimi belirtmeyi gerek gördüm.
ilk olarak çok acayip bir ruh haline girmiş taraftar, öyle ki haftalardır ilk puan kaybı yaşadığımız takımafenerin p.çleri, fenerin kapısından dönen ve bize karşı kabul etmeli ki çok da hoş olmayan şekilde oynayan alper potuk için o. çocuğu diyebilecek seviyeye erişmiş bulunuyoruz. moderasyon sayesinde bunları sadece yazıldğı an gördük, hatta belki benim de görmediğim ne yazılar vardır. ama arkadaş azıcık aklınızı başınıza alın bu ne edepsizlik. sen çıkıp oynayamıyorsan karşı takıma ne diye bok atarsın, yetersizliğine kalıp ararsın. oyuncuların resmen sahadan korkuyor başıma bir iş gelir, aman sakatlanmayayım diye oynayamıyor. onları hiç suçlamıyorum ancak birinde kusur arayacaksak bu fener p.çi diye çağırdığınız takımda veya o.çocuğu dediğiniz o oyuncuda değil arkadaş senin gibi terbiyesizde. azıcık gururunuz azıcık utanmanız olsun.
ikinci kabul edilmez ruh yapısı ise şu; 2000'de ki muazzam zaferlerden gelen para nerde diye düşünmeyen takımdaşların, kırmızı görmüş boğa misali shaqiri için 15 milyon mu ver aq buna vermicende kime vericen, alamıyosan yazıklar olsun istifa demesi, daha doğrusu diyebilmesi.
be arkadaş sen yıllardır niye o lanet şikeci takımın arkasında kaldın farkında mısın? sürdürülebilirlik diye bir şey duydunuz mu? hesaplı kitaplı olmalıyız ki sürekli başarılı olalım. aziz yıldırım denen futbol katilinin şike yapmadan kazanamadığı bir lig yarışında yıllardır ağırlığımızı koyamadıysak tek sebebi o hesap kitap bilmez harcamalarımız. 1 sefer başarı gelmiş banane. yıllardır aynı şeyle avunuyoruz, tamam gurur duyuyoruz ama yeni başarılar lazım. dikkat başarı değil.
bir üçüncü şikayet şu; burdan klavye delikanlılığı yapan ve maçlara gitme imkanına sahip olup gitmeyen güruha sesleniyorum. bak güzel kardeşim yalvarırım sen bari konuşma, utan sıkıl. sen takımına destek olmayacaksın sonra ağzından tükürükler saça saça ya transfer istiyoruz ben kazımı mı seyretmeye gidicem arenaya diyeceksin. yok öyle! benim ekran başında galatasaray efsanelerini anıyor köşesinde o efsanelerin azcık kişinin önünde ödül alması içimi bunaltıyor. ben utanıp sıkılıyorum. tarık usta ordaydı, cevat baba ordaydı, hiç baktınız mı tribünlerdeki boşluklara? ben utandım.
özetleyecek olursak git gide utanmaya başladım galatasaray taraftarı adına, başlaşıyoruz ama keşke adam gibi bi takımın taraftar grubuna benzeyerek olsaydı bu. biz ise fenerlileşmeyi tercih ettik.
ek not: keşke bu internet hiç icat edilememiş olsaydı. 90'larda her şey ne güzeldi...
ilk olarak çok acayip bir ruh haline girmiş taraftar, öyle ki haftalardır ilk puan kaybı yaşadığımız takımafenerin p.çleri, fenerin kapısından dönen ve bize karşı kabul etmeli ki çok da hoş olmayan şekilde oynayan alper potuk için o. çocuğu diyebilecek seviyeye erişmiş bulunuyoruz. moderasyon sayesinde bunları sadece yazıldğı an gördük, hatta belki benim de görmediğim ne yazılar vardır. ama arkadaş azıcık aklınızı başınıza alın bu ne edepsizlik. sen çıkıp oynayamıyorsan karşı takıma ne diye bok atarsın, yetersizliğine kalıp ararsın. oyuncuların resmen sahadan korkuyor başıma bir iş gelir, aman sakatlanmayayım diye oynayamıyor. onları hiç suçlamıyorum ancak birinde kusur arayacaksak bu fener p.çi diye çağırdığınız takımda veya o.çocuğu dediğiniz o oyuncuda değil arkadaş senin gibi terbiyesizde. azıcık gururunuz azıcık utanmanız olsun.
ikinci kabul edilmez ruh yapısı ise şu; 2000'de ki muazzam zaferlerden gelen para nerde diye düşünmeyen takımdaşların, kırmızı görmüş boğa misali shaqiri için 15 milyon mu ver aq buna vermicende kime vericen, alamıyosan yazıklar olsun istifa demesi, daha doğrusu diyebilmesi.
be arkadaş sen yıllardır niye o lanet şikeci takımın arkasında kaldın farkında mısın? sürdürülebilirlik diye bir şey duydunuz mu? hesaplı kitaplı olmalıyız ki sürekli başarılı olalım. aziz yıldırım denen futbol katilinin şike yapmadan kazanamadığı bir lig yarışında yıllardır ağırlığımızı koyamadıysak tek sebebi o hesap kitap bilmez harcamalarımız. 1 sefer başarı gelmiş banane. yıllardır aynı şeyle avunuyoruz, tamam gurur duyuyoruz ama yeni başarılar lazım. dikkat başarı değil.
bir üçüncü şikayet şu; burdan klavye delikanlılığı yapan ve maçlara gitme imkanına sahip olup gitmeyen güruha sesleniyorum. bak güzel kardeşim yalvarırım sen bari konuşma, utan sıkıl. sen takımına destek olmayacaksın sonra ağzından tükürükler saça saça ya transfer istiyoruz ben kazımı mı seyretmeye gidicem arenaya diyeceksin. yok öyle! benim ekran başında galatasaray efsanelerini anıyor köşesinde o efsanelerin azcık kişinin önünde ödül alması içimi bunaltıyor. ben utanıp sıkılıyorum. tarık usta ordaydı, cevat baba ordaydı, hiç baktınız mı tribünlerdeki boşluklara? ben utandım.
özetleyecek olursak git gide utanmaya başladım galatasaray taraftarı adına, başlaşıyoruz ama keşke adam gibi bi takımın taraftar grubuna benzeyerek olsaydı bu. biz ise fenerlileşmeyi tercih ettik.
ek not: keşke bu internet hiç icat edilememiş olsaydı. 90'larda her şey ne güzeldi...