530
doğum gününü canı gönülden kutladığım güzel insan. ölüm haberini duyunca yüreğimin sızlamasını, gözlerimden yaşlar süzülmesini sağlayan tek ünlüydü, ölmeden önce de badem gözlüydü benim için, sizi bilmem, size karışmam...
başkanlığını tartışmak yersiz bu saatten sonra. başkan olduğu yıllar boyunca yeterince tartıştık, ona yeterince kızdık, onu yeterince ıslıkladık, gerektiğinde alkışladık. hiçbir zaman başarılı bulmadım, hala da bulmuyorum. ama galatasaray'a modern bir stadyum kazandırmak için harcadığı çabayı, emeklerini sonuna kadar takdir ediyorum.
onu dünya gözüyle görene kadar hayatta en çok nefret ettiğim insanlardan biriydi. çok kızıyordum galatasaray'ı düşürdüğü durum için ona. çankaya üniversitesi'ne geleceğini öğrenince, formalarımızı giydik ve içimizde biriktirdiğimiz nefreti, sorularımıza yansıtacağımıza yeminler ederek gittik hemen.
salona konuşmacıların girdiği yerden girmedi. galatasaray taraftarının ona çok tepkili olduğu o günlerde o, bizim girdiğimiz kapıdan girdi, hepimize gülümseyerek, bazılarımızın ellerini sıkarak, kimimizin saçlarını bir baba gibi okşayarak aramızdan geçti ve masaya oturdu. özhan canaydın 1, tepkili kalabalık 0!
o gün orada ona eleştiriyle karışık pek çok soru geldi. ama herkesin konuşması o kadar saygılı, o kadar düzeyli, o kadar sıcaktı ki... girdiği ortamın seviyesini bir anda yükseltebilen bir enerjiye sahipti çünkü başkan. ben de kalktım ve yeni stadın ismini sordum. ''yerini değiştirdiniz ama en azından adı ali sami yen kalacak mı?'' dedim. ''bizim kızlarımıza ne çok yakışıyor o güzel forma.'' dedi gülümseyerek. stadın adının ''ali sami yen stadyumu'' olmasını istediklerini, ancak başına bir sponsor adı eklenebileceğini söyledi.
stadın ismi ''ali sami yen'' olamadı. özhan canaydın da tarihimizin en başarılı başkanlarından biri değildi hiç şüphesiz, verdiği pek çok sözü de tutamadı. ama bir saat... işte o bir saat, onu çok sevmeme, kalbimde apayrı bir yer edinmesine yetti. türk futbolunu yönetenlerin durumlarına bakınca, onun bu alem için fazla beyefendi olduğunu anlamak zor değildi zaten. şike soruşturması tapelerine bir göz atınca tekrar tescillenmiş oldu bu durum.
ben ona, galatasaray'a verdiği ya da veremediği her şey için teşekkür ediyorum. yapmak isteyip de yapamadığı her ne varsa, yapabilmek için elinden geleni yapmış olduğuna eminim çünkü. huzur içinde yat başkan.
başkanlığını tartışmak yersiz bu saatten sonra. başkan olduğu yıllar boyunca yeterince tartıştık, ona yeterince kızdık, onu yeterince ıslıkladık, gerektiğinde alkışladık. hiçbir zaman başarılı bulmadım, hala da bulmuyorum. ama galatasaray'a modern bir stadyum kazandırmak için harcadığı çabayı, emeklerini sonuna kadar takdir ediyorum.
onu dünya gözüyle görene kadar hayatta en çok nefret ettiğim insanlardan biriydi. çok kızıyordum galatasaray'ı düşürdüğü durum için ona. çankaya üniversitesi'ne geleceğini öğrenince, formalarımızı giydik ve içimizde biriktirdiğimiz nefreti, sorularımıza yansıtacağımıza yeminler ederek gittik hemen.
salona konuşmacıların girdiği yerden girmedi. galatasaray taraftarının ona çok tepkili olduğu o günlerde o, bizim girdiğimiz kapıdan girdi, hepimize gülümseyerek, bazılarımızın ellerini sıkarak, kimimizin saçlarını bir baba gibi okşayarak aramızdan geçti ve masaya oturdu. özhan canaydın 1, tepkili kalabalık 0!
o gün orada ona eleştiriyle karışık pek çok soru geldi. ama herkesin konuşması o kadar saygılı, o kadar düzeyli, o kadar sıcaktı ki... girdiği ortamın seviyesini bir anda yükseltebilen bir enerjiye sahipti çünkü başkan. ben de kalktım ve yeni stadın ismini sordum. ''yerini değiştirdiniz ama en azından adı ali sami yen kalacak mı?'' dedim. ''bizim kızlarımıza ne çok yakışıyor o güzel forma.'' dedi gülümseyerek. stadın adının ''ali sami yen stadyumu'' olmasını istediklerini, ancak başına bir sponsor adı eklenebileceğini söyledi.
stadın ismi ''ali sami yen'' olamadı. özhan canaydın da tarihimizin en başarılı başkanlarından biri değildi hiç şüphesiz, verdiği pek çok sözü de tutamadı. ama bir saat... işte o bir saat, onu çok sevmeme, kalbimde apayrı bir yer edinmesine yetti. türk futbolunu yönetenlerin durumlarına bakınca, onun bu alem için fazla beyefendi olduğunu anlamak zor değildi zaten. şike soruşturması tapelerine bir göz atınca tekrar tescillenmiş oldu bu durum.
ben ona, galatasaray'a verdiği ya da veremediği her şey için teşekkür ediyorum. yapmak isteyip de yapamadığı her ne varsa, yapabilmek için elinden geleni yapmış olduğuna eminim çünkü. huzur içinde yat başkan.
