21
adana demirspor taraftarı değilim.
ama 10 ocak 2012 galatasaray adana demirspor maçı'nda galatasaray formamın üzerinde adana demirspor atkısı vardı. yıllar sonra büyük takım karşısına; galatasaray karşısına çıkmış bir takımdan bahsediyoruz, süper ligde mücadele ediyor olsa ve yılda iki kez galatasarayla karşılaşacak duruma gelmiş olsa yemişim demirsporunu. adamlar yıllar sonra karşımıza çıkabildi ve ben bugünü özledim, bu günü bekledim. 30 milyon galatasaray taraftarı var diye övünüyorsan, anadoludaki her taraftarın gönlünde memleket takımına da yer olduğu gerçeğini görmezden gelip; galatasaraydan başka takımı sevemezsin gibi düşüncelere girmeyin. bırak o takımı karşımızda görünce mutlu olayım, onun da renkleri yer alsın üzerimde. ayrıca söylemeliyim ki, attığımız dördüncü gole de fazla sevinemedim. üzüldüm onlar adına. bu beni galatasaraylı değil gibi bir pozisyona da itiyorsa; sizin gözünüzde galatasaraylı olup olmamak da o kadar önemli değil açıkçası. her sene kombine alıyorum, forma, atkı, bere alıyorum... şu takıma cebimdeki son kuruşa kadar destek oluyorsam ve o renkler uğruna tribünde yerimi alıyor ve sesimi kısıyorsam; benim kimi desteklediğim ortadadır. boynumdaki atkının rengi de kimseyi ilgilendirmez, galatasaraylılığıma da zarar vermez. sadece bir takımı seveceksin diye futbol emperyalisti bir düşünceyle eleştiri yapmanın lüzumu yok renktaşlar. senin yedeklerine bile rakip olamayacak kadar küçük bir takım var karşında ve ben onların tek bir futbolcusunu dahi bilmiyorum, tek kuruş para da kazandırmadım o takımlara, hiç bir zaman sesim onlar için kısılmadı... ama işte beraber büyüdüğüm adamlar onlar benim... gönlümdeki takımın forması ile memleketimin takımının atkısını o gün takmam çok güzeldi benim için... inanılmaz mutluyum bunu kaldırabilecek hoşgörüde tribünlerimiz olduğu için. hoşgörü vardı, çünkü sizin gibi düşünenlerin bir çoğu gelmemişti o gün. sahi neredeydiniz ya? neden yalnız bıraktınız takımı? neden o tribünlerde meydanı demirsporlulara bıraktınız? türkiye kupası maçı olunca neden armanın peşinde değilsiniz?
çok garipsin sözlük.
futbol emperyalizmi sadece chelsea, liverpool, barcelona, madrid tarafından yapılmamaktadır. türkiyede de gayet görmekteyiz bu durumu; ya 3 büyükleri tutacaksın ya da git o takımları tut demek anadolu insanına uygulanan futbol emperyalizminden başka bir şey değildir.
futbol oyununu bir şölen olarak görmek istiyorsan farklı renklerin de yeri geldiğinde bir arada olabileceğine de saygı duyman gerekiyor. 2 yıl önce galatasaray forması ve diyarbakır atkısıyla sami yen'e gelen ama galatasarayı destekleyen arkadaşlarım vardı. onlara çok imrenmiştim ve ben de böyle bir şeyi yaşamayı istedim. ve çok şükür benim de memleketimin takımı galatasarayın karşısına çıkabildi sonunda. ve ben de bu arzumu gerçekleştirebildim.
memleket takımları dururken galatasaray peşinde olan anadoludaki taraftarına saygı duyman gerekirken, onların memleketlerinin renklerine bile tahammülün yok...
sana bir şey söyleyeyim mi... sen, istanbulda sıcacık evinden çıkmayıp atv'de maçını izlerken, anadoluda o statta bulunabilmek için yüreği tutuşan bir sürü galatasaraylı var ve hepsinin gönlünün bir köşesinde de memleketlerinin takımları var. anadoludan sevmek çok zordu galatasarayı... ama sevdik işte.
ha unutmadan bir not: maçın bitiminden sonra deplasman tribünüyle karşılıklı tezahürat yapan doğu üst tribündekilere giydirmeyi unutmuşsunuz.
hatırlatayım dedim.
ama 10 ocak 2012 galatasaray adana demirspor maçı'nda galatasaray formamın üzerinde adana demirspor atkısı vardı. yıllar sonra büyük takım karşısına; galatasaray karşısına çıkmış bir takımdan bahsediyoruz, süper ligde mücadele ediyor olsa ve yılda iki kez galatasarayla karşılaşacak duruma gelmiş olsa yemişim demirsporunu. adamlar yıllar sonra karşımıza çıkabildi ve ben bugünü özledim, bu günü bekledim. 30 milyon galatasaray taraftarı var diye övünüyorsan, anadoludaki her taraftarın gönlünde memleket takımına da yer olduğu gerçeğini görmezden gelip; galatasaraydan başka takımı sevemezsin gibi düşüncelere girmeyin. bırak o takımı karşımızda görünce mutlu olayım, onun da renkleri yer alsın üzerimde. ayrıca söylemeliyim ki, attığımız dördüncü gole de fazla sevinemedim. üzüldüm onlar adına. bu beni galatasaraylı değil gibi bir pozisyona da itiyorsa; sizin gözünüzde galatasaraylı olup olmamak da o kadar önemli değil açıkçası. her sene kombine alıyorum, forma, atkı, bere alıyorum... şu takıma cebimdeki son kuruşa kadar destek oluyorsam ve o renkler uğruna tribünde yerimi alıyor ve sesimi kısıyorsam; benim kimi desteklediğim ortadadır. boynumdaki atkının rengi de kimseyi ilgilendirmez, galatasaraylılığıma da zarar vermez. sadece bir takımı seveceksin diye futbol emperyalisti bir düşünceyle eleştiri yapmanın lüzumu yok renktaşlar. senin yedeklerine bile rakip olamayacak kadar küçük bir takım var karşında ve ben onların tek bir futbolcusunu dahi bilmiyorum, tek kuruş para da kazandırmadım o takımlara, hiç bir zaman sesim onlar için kısılmadı... ama işte beraber büyüdüğüm adamlar onlar benim... gönlümdeki takımın forması ile memleketimin takımının atkısını o gün takmam çok güzeldi benim için... inanılmaz mutluyum bunu kaldırabilecek hoşgörüde tribünlerimiz olduğu için. hoşgörü vardı, çünkü sizin gibi düşünenlerin bir çoğu gelmemişti o gün. sahi neredeydiniz ya? neden yalnız bıraktınız takımı? neden o tribünlerde meydanı demirsporlulara bıraktınız? türkiye kupası maçı olunca neden armanın peşinde değilsiniz?
çok garipsin sözlük.
futbol emperyalizmi sadece chelsea, liverpool, barcelona, madrid tarafından yapılmamaktadır. türkiyede de gayet görmekteyiz bu durumu; ya 3 büyükleri tutacaksın ya da git o takımları tut demek anadolu insanına uygulanan futbol emperyalizminden başka bir şey değildir.
futbol oyununu bir şölen olarak görmek istiyorsan farklı renklerin de yeri geldiğinde bir arada olabileceğine de saygı duyman gerekiyor. 2 yıl önce galatasaray forması ve diyarbakır atkısıyla sami yen'e gelen ama galatasarayı destekleyen arkadaşlarım vardı. onlara çok imrenmiştim ve ben de böyle bir şeyi yaşamayı istedim. ve çok şükür benim de memleketimin takımı galatasarayın karşısına çıkabildi sonunda. ve ben de bu arzumu gerçekleştirebildim.
memleket takımları dururken galatasaray peşinde olan anadoludaki taraftarına saygı duyman gerekirken, onların memleketlerinin renklerine bile tahammülün yok...
sana bir şey söyleyeyim mi... sen, istanbulda sıcacık evinden çıkmayıp atv'de maçını izlerken, anadoluda o statta bulunabilmek için yüreği tutuşan bir sürü galatasaraylı var ve hepsinin gönlünün bir köşesinde de memleketlerinin takımları var. anadoludan sevmek çok zordu galatasarayı... ama sevdik işte.
ha unutmadan bir not: maçın bitiminden sonra deplasman tribünüyle karşılıklı tezahürat yapan doğu üst tribündekilere giydirmeyi unutmuşsunuz.
hatırlatayım dedim.