3
--- alıntı ---
orhan kemal, nâzım hikmet'in hırslı bir futbolcu olduğunu söylüyor. nâzım hikmet'in futbol maharetini gösterdiği sahalar, kalem maharetinin başına açtığı işlerden ötürü düştüğü hapishane avlularıdır.
“hapishane bahçesi adamakıllı müsaitti” diyerek saha koşullarının futbol oynamaya elverişli olduğunu söylüyor orhan kemal. ama futbol oynamak için öncelikle başgardiyandan izin alınması gerekiyormuş. zira hapishane bahçesinin duvarını aşan topun tekrar içeriye atılmasıyla “esrar kaçakçılığı” yapılacağından endişe ediliyormuş. ne de olsa esrar, “sahalarımızda görmek istemediğimiz” maddelerden.
orta sahanın beyni
şimdi hapishane avlusunda oynanan bir edebiyatçılar maçına uzanalım ve pası tekrar orhan kemal'e atalım: “uzun boylu, sarı saçları kıvır kıvır, kırk yaşlarında, mavi gözlü bir de şair karıştı. hem de takımın en zor yerinde oynuyordu: ortasaha!”
orhan kemal, şairlikte de yarıştığını söylediği nâzım'a futbolda pek şans tanımadıklarını söylüyor. mikrofonlarımız tekrar orhan kemal'de: “şiirdeki kadar usta, yahut nefesli olmadığı için, onu ve ona dayanan defansı kolaylıkla geçer, onu çıldırtırdık.”
nâzım, yenilen gollerden sonra sağa-sola bağırıp çağırırmış. tıpkı hagi gibi. “ifrit olurdu” diyerek topu tekrar ayağımızdan alıyor orhan kemal: “kıpkırmızı yüzü, masmavi gözleri ve yüzünün kırmızılığında kaybolan kaşları... hele çalım yapar, yutturursak öyle içerlerdi ki, sahada faul kralı kesilir, elle, kolla, tekmeyle girişirdi. bir gün esaslı bir tekmesini yemiştim, hani laf aramızda nefis bir tekmeydi.
--- alıntı ---
orhan kemal, nâzım hikmet'in hırslı bir futbolcu olduğunu söylüyor. nâzım hikmet'in futbol maharetini gösterdiği sahalar, kalem maharetinin başına açtığı işlerden ötürü düştüğü hapishane avlularıdır.
“hapishane bahçesi adamakıllı müsaitti” diyerek saha koşullarının futbol oynamaya elverişli olduğunu söylüyor orhan kemal. ama futbol oynamak için öncelikle başgardiyandan izin alınması gerekiyormuş. zira hapishane bahçesinin duvarını aşan topun tekrar içeriye atılmasıyla “esrar kaçakçılığı” yapılacağından endişe ediliyormuş. ne de olsa esrar, “sahalarımızda görmek istemediğimiz” maddelerden.
orta sahanın beyni
şimdi hapishane avlusunda oynanan bir edebiyatçılar maçına uzanalım ve pası tekrar orhan kemal'e atalım: “uzun boylu, sarı saçları kıvır kıvır, kırk yaşlarında, mavi gözlü bir de şair karıştı. hem de takımın en zor yerinde oynuyordu: ortasaha!”
orhan kemal, şairlikte de yarıştığını söylediği nâzım'a futbolda pek şans tanımadıklarını söylüyor. mikrofonlarımız tekrar orhan kemal'de: “şiirdeki kadar usta, yahut nefesli olmadığı için, onu ve ona dayanan defansı kolaylıkla geçer, onu çıldırtırdık.”
nâzım, yenilen gollerden sonra sağa-sola bağırıp çağırırmış. tıpkı hagi gibi. “ifrit olurdu” diyerek topu tekrar ayağımızdan alıyor orhan kemal: “kıpkırmızı yüzü, masmavi gözleri ve yüzünün kırmızılığında kaybolan kaşları... hele çalım yapar, yutturursak öyle içerlerdi ki, sahada faul kralı kesilir, elle, kolla, tekmeyle girişirdi. bir gün esaslı bir tekmesini yemiştim, hani laf aramızda nefis bir tekmeydi.
--- alıntı ---