1029
sezon başında kombineyi aldığımızdan beri yurdun görevlilerine maça gitmeden önce uyarıda bulunuyoruz geç geleceğimizle ilgili. neyse efendim unics kazan maçından sonra gece yurda vardığımızda galatasaraylı güvenlik görevlisi abi maçı sordu tabi. yenildiğimizi söyleyince de pek üzülmedi çünkü hayatı boyunca bırakın basket takımımızı, basketbolla uzaktan yakından alakası olmayan bir insandı. günler geçti biz kadın erkek farketmez her maça gittiğimiz için onla muhabbetlerimiz de daha derinleşti. artık oyuncularımızın isimlerini, mevkilerini yavaş yavaş öğreniyordu. barcelona maçında ise maçın devre arası zıplamaktan, bağırmaktan ter olmuş popomu dinlendirmekle meşgulken gözüme biri ilişiverdi. basın tribününün yanında tribünü gözetleyen bu adam bizim görevli abiden başkası değildi. hemen yanına gittik. şaşırmıştık tabi onu görünce. "o kadar gidip geliyosunuz, ben de bu günlüğüne burayı istedim merak ettim ne var diye" dedi ve ekledi. "lakovic'i iyi savunuyolar."
olimpija maçına gitmeden önceki gün abi yarın maç var olucak mısın salonda diye sorduğumda sinirli bi şekilde" yok yaa beşiktaş'ın maçını vermişler. mesaj attım değiştirebilir misiniz diye olmaz dediler" dedi ve attığı mesajı gösterdi.
az önce yorgun argın yurdun kapısından içeri girdim. tam asansöre yönelicekken arkamdan ses geldi. "nası yendik dün ama" diye. döndüm ve konuşmaya başladık yine. " 4 as oyuncularını satmışlar" dedi. dedim kulüp krizde borçları var onun için. "top 16 baya zor olucak" dedi. "sen kafanı yorma her türlü salonu dar edicez onlara" dedim ve sordum gelicek misin maçlara diye. "inşallah ayarlıcam daha 1 ay var" dedi.
20 ayda play-out'tan top 16 ya kalan bir takımın varsa eğer her şey mümkün bu hayatta. o takımın adının da galatasaray'dan başkası olması ise söz konusu değil tabi.
görevli abinin adını unutsam da bu takımı, bu taraftarı, bu mutluluğu hayatım boyunca unutmayacağım. teşekkürler galatasaray.
olimpija maçına gitmeden önceki gün abi yarın maç var olucak mısın salonda diye sorduğumda sinirli bi şekilde" yok yaa beşiktaş'ın maçını vermişler. mesaj attım değiştirebilir misiniz diye olmaz dediler" dedi ve attığı mesajı gösterdi.
az önce yorgun argın yurdun kapısından içeri girdim. tam asansöre yönelicekken arkamdan ses geldi. "nası yendik dün ama" diye. döndüm ve konuşmaya başladık yine. " 4 as oyuncularını satmışlar" dedi. dedim kulüp krizde borçları var onun için. "top 16 baya zor olucak" dedi. "sen kafanı yorma her türlü salonu dar edicez onlara" dedim ve sordum gelicek misin maçlara diye. "inşallah ayarlıcam daha 1 ay var" dedi.
20 ayda play-out'tan top 16 ya kalan bir takımın varsa eğer her şey mümkün bu hayatta. o takımın adının da galatasaray'dan başkası olması ise söz konusu değil tabi.
görevli abinin adını unutsam da bu takımı, bu taraftarı, bu mutluluğu hayatım boyunca unutmayacağım. teşekkürler galatasaray.